Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2025 yılı Nisan ayına ilişkin Hane halkı İşgücü Araştırması sonuçlarını yayımladı.
Verilere bakıldığında, işgücü piyasasında sadece bir ay içinde ciddi bir bozulma yaşandığı net biçimde görülüyor. İşsizlikteki artış, istihdamdaki düşüş ve özellikle âtıl işgücündeki sıçrama, ekonomideki yavaşlamanın topluma nasıl yansıdığını gözler önüne seriyor.
İŞSİZLİK ORANI YENİDEN TIRMANIYOR
Mevsim etkisinden arındırılmış verilere göre, Nisan 2025’te işsiz sayısı bir önceki aya kıyasla 203 bin kişi artarak 3 milyon 63 bine yükseldi. Bu dramatik artışla birlikte işsizlik oranı 0,6 puan sıçrayarak %8,6 oldu. Hatırlanacağı üzere işsizlik oranı mart ayında %8 düzeyindeydi. Sadece bir ayda yaşanan bu yükseliş, iş piyasasında yaşanan duraksamanın artık sürdürülebilir olmaktan çıktığını gösteriyor.
Erkeklerde işsizlik oranı %7,1 olurken, kadınlardaki oran %11,5 olarak ölçüldü. Kadınlar arasında işsizliğin erkeklere kıyasla çok daha yüksek olması, kadınların işgücüne erişimde yaşadığı yapısal engellerin hâlâ aşılmadığını ortaya koyuyor.
İSTİHDAM AZALIYOR: 316 BİN KİŞİ BİR AYDA SİSTEM DIŞINA ÇIKTI
İşsizlik artarken istihdam da azalmış durumda. Nisan ayında istihdam edilen kişi sayısı 316 bin kişi azalarak 32 milyon 359 bine geriledi. İstihdam oranı ise %48,8 oldu; bu oran mart ayında %49,3 seviyesindeydi. Yani çalışabilir yaştaki her 100 kişiden yalnızca 49’u aktif olarak bir işte yer alıyor. Diğer yarısı ya işsiz ya da işgücüne dâhil değil.
Cinsiyet kırılımında erkeklerde istihdam oranı %65,8 olurken, kadınlarda bu oran %32,2 olarak gerçekleşti. Aradaki fark sadece sayısal değil; kadınların işgücüne katılımı hem sosyal normlarla hem de fırsat eşitsizliğiyle sınırlanıyor.
İŞGÜCÜNE KATILIM AZALIYOR: UMUDUN KIRILDIĞI NOKTA
2025 Nisan’da işgücüne katılma oranı %53,4 olarak ölçüldü. Bu oran mart ayında %53,6 idi. Görünüşte 0,2 puanlık düşüş küçük gibi dursa da toplam işgücü içinde 114 bin kişilik azalma anlamına geliyor. İnsanlar ya iş bulamadıkları için ya da artık iş aramaktan umudu kestikleri için işgücü piyasasından çekiliyor. Bu durum, işsizliğin resmi rakamlarla olduğundan daha düşük görünmesine yol açsa da aslında iş piyasasındaki durgunluğun başka bir boyutunu gösteriyor.
İşgücüne katılma oranı erkeklerde %70,9, kadınlarda ise sadece %36,4. Bu veri, kadınların sistemden dışlandığını ve hâlâ ekonomiye etkin katılım sağlayamadığını ortaya koyuyor. Kadınlar potansiyel işgücü olarak ekonomide önemli bir kaynak olmasına rağmen bu kapasite kullanılmıyor.
GENÇ İŞSİZLİĞİ YİNE YÜKSELİŞTE
En kırılgan gruplardan biri olan genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı %15,7 seviyesine ulaştı. Bu oran bir önceki aya göre 0,4 puanlık bir artışı ifade ediyor. Daha da çarpıcı olan ise cinsiyet farkı: Genç erkeklerde işsizlik oranı %11,2 iken genç kadınlarda bu oran %23,7. Yani genç kadınlar arasında her dört kişiden biri işsiz. Bu tablo ne eğitimde ne istihdamda (NEET) olan genç kadınların yüksekliğini ve sosyoekonomik dışlanmanın yaygınlığını gösteriyor.
ÂTIL İŞGÜCÜ ORANI PATLADI: %32,2
Belki de en dikkat çeken veri, geniş tanımlı işsizlik olarak da bilinen âtıl işgücü oranı oldu. Bu oran Nisan ayında %32,2'ye yükseldi. Önceki aya göre tam 3,4 puanlık bir sıçrama var. TÜİK’in bu göstergesi, sadece işsizleri değil, iş bulamadığı için aramayan ama çalışmaya hazır olanları ve eksik istihdam edilenleri de kapsıyor. Gerçek işsizlik oranını anlamak için bu veriye özellikle bakmak gerekiyor.
Alt bileşenlere bakıldığında:
Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı: %22,5
İşsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı: %20,0
Bu oranlar, resmi işsizlik oranının çok ötesinde bir tablo çiziyor. Ülkedeki her üç kişiden biri, tam anlamıyla iş piyasasının dışında kalmış ya da istediği şekilde istihdam edilemiyor. Bu ciddi bir sosyal ve ekonomik tehdit.
ÇALIŞMA SÜRELERİ KISALIYOR: 42,2 SAAT
İstihdam edilenlerin haftalık ortalama fiili çalışma süresi de Nisan ayında düşüş gösterdi. Mart ayında 43,4 saat olan ortalama, Nisan’da 1,2 saat azalarak 42,2 saat oldu. Bu düşüş hem iş hacminin azaldığını hem de işverenlerin daha az saat çalıştırmaya yöneldiğini gösteriyor. Kısmi istihdam ve kayıt dışı çalışmanın artması da bu verinin gölgesinde değerlendirilmeli.
SONUÇ: GÖRÜNENDEN DAHA BÜYÜK BİR SORUN VAR
Nisan 2025 işgücü verileri, Türkiye’nin sadece geçici ekonomik dalgalanmalardan değil, aynı zamanda yapısal istihdam sorunlarından muzdarip olduğunu gösteriyor. Resmi işsizlik oranı %8,6 gibi görünüyor ama âtıl işgücü oranı %32,2’ye ulaşmış durumda. Kadınlar hâlâ iş piyasasına sınırlı şekilde katılabiliyor, gençlerin umutları her ay biraz daha eriyor.
Bu gidişatın durdurulması için sadece kısa vadeli istihdam politikaları yeterli değil. Üretim ekonomisine dönüş, eğitim-istihdam uyumu, kadın ve genç istihdamına özel politikalar gibi alanlarda kapsamlı yapısal dönüşümlere ihtiyaç var. Aksi hâlde her ay bu verileri bir rutin olarak okumaya devam ederiz; ama gerçekte kaybolan, insanların emeği ve geleceği olur.
Kaynak: TÜİK
ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist-Yazar
[email protected]