Politika faizi, bir merkez bankasının para politikası araçları arasında en önemlisidir.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), bu faiz oranını belirleyerek ekonomik hedefleri—özellikle fiyat istikrarını—sağlamayı amaçlar. Ancak karar süreci yalnızca tek bir kritere değil, ekonomik, finansal ve uluslararası dinamiklerin bir bileşimine dayanır. Bu makalede politika faizi belirlenirken rol oynayan temel faktörler ayrıntılı biçimde ele alınmaktadır.
1. Enflasyon ve Beklentileri
Enflasyon oranı ve beklentiler: TCMB’nin temel hedefi fiyat istikrarını sağlamaktır. Enflasyon yükseldiğinde, yayılmasını engellemek için politika faizi genellikle artırılır; düşük enflasyon dönemlerinde ise ekonomik aktiviteyi canlandırmak için faiz indirimi düşünülebilir
Enflasyon beklentileri: Geleceğe dair fiyat beklentileri, toplumsal davranışı etkileyerek ekonomi üzerinde gerçek baskı oluşturur. TCMB, orta vadeli enflasyon görünümüne odaklanarak karar verir
2. Ekonomik Büyüme ve İç Talep
Büyüme hızı: Ekonomik aktivitenin zayıfladığı dönelerde, tüketim ve yatırım daralabilir. TCMB, bu tür bir durumda talebi teşvik etmek için faiz oranlarını düşürebilir. Tersine, aşırı ısınma varsa talebi frenlemek üzere faiz artırımı uygulanabilir
İç talep düzeyi: Aşırı tüketim, kredi genişlemesi veya enflasyonist baskılar oluştuğunda politika faizinin artırılması gündeme gelir. Talep düşüklüğünde ise ters yönde hareket edilir.
3. Döviz Kuru ve Cari Açık
Döviz kurlarındaki hareketler: Türk Lirası değer kaybediyorsa ithalat maliyeti artar, enflasyon riski yükselir. TCMB, kurda ani oynaklıkları dizginlemek adına faiz kararlarında döviz etkisini dikkate alır
Cari açık: Cari açığın sürdürülemez boyutlara ulaşması yabancı sermaye girişini zorlaştırır. Bu tür koşullarda faiz artırımı ile yabancı sermaye cazibesi artırılmaya çalışılabilir
4. Maliye Politikası ve İç Borç Yönetimi
Kamu maliyesi ve borç stoku: Yüksek iç borç stoku, faiz baskısını artırabilir. Devletin borçlanma ihtiyacı arttıkça faiz oranları uzun vadede yükseliş eğilimi gösterebilir
Mali disiplin: Kamu harcamalarının boyutu ve bütçe açığı, merkez bankasının kararlarında önemli belirleyicilerdendir; belirsizlikler enflasyon beklentilerini yükseltebilir.
5. Parasal Göstergeler ve Likidite
Para arzı (örneğin M2): Para arzındaki genişleme faizleri baskılayabilir. TCMB, likidite koşullarını izleyerek para arzını kontrol eder
Kredi büyümesi: Kredi hacmindeki hızlı artış, talep ve enflasyon üzerinden baskı oluşturabilir. Faiz politikası, kredi kanalını da etkileyen bir araçtır.
6. Uluslararası Koşullar ve Merkez Bankası Politikaları
Küresel gelişmeler: ABD Federal Rezerv (FED), Avrupa Merkez Bankası (ECB) gibi büyük merkez bankalarının faiz politikaları, sermaye akımlarını ve dolar kuru ile TL üzerindeki baskıyı etkileyerekTCMB kararlarına dolaylı yoldan yön verir
Uluslararası riskler ve enerji fiyatları: Korunmacılık hamleleri, arz kısıtları, emtia fiyatları gibi dış kaynaklı dalgalanmalar, faiz kararlarını etkileyebilir
7. Finansal Piyasaların Güven Endeksi ve Politik Riskler
Yatırımcı güveni: Bulgar yatırımcılar ve dış sermaye sahipleri, siyasi istikrar ve merkez bankası bağımsızlığına göre karar verir. Güven endeksindeki bozulmalar, faiz politikalarını etkileyen önemli unsurlardır.
Siyasi gelişmeler: Türkiye’de siyasi olaylar—örneğin muhalefet liderlerinin tutuklanması veya seçim baskıları—finansal piyasalarda panik yaratabilir. Mart 2025 İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası yaşanan finansal dalgalanma TCMB’nin faiz kararlarını doğrudan etkiledi. 24 Temmuz 2025’te gerçekleştirilen faiz indirimi öncesi bu tür riskler göz önünde tutuldu
8. Politika Kurulu Gelenekleri ve Kurumsal Yapı
Para Politikası Kurulu (PPK): TCMB’nin faiz kararlarını alan organ olan PPK, yasal olarak yılda en az sekiz kez toplanır. Kararlar, oylama ile alınır ve kararların gerekçesi toplantıyı izleyen beş iş günü içinde özet raporlarla açıkça açıklanır
Orta vadeli perspektif: Kusursuz bir karar verme için sadece bugünkü verilere değil, orta vadeli enflasyon görünümüne ve ekonomik risklere bakılır
9. Para Politikasının İletişimi ve Koordinasyon
Merkez bankası iletişimi: TCMB, toplantı sonrası açıklamalar ve yayımladığı raporlarla piyasa beklentilerini yönetir. Net iletişim, politika belirsizliğini azaltarak etki gücünü artırır
Maliye politikasıyla uyum: Merkez bankası kararları, hükümetin bütçe politikası ve kamu harcamaları ile çelişmemelidir. Uyumlu politika araçları güven tesis eder ve faiz kararlarının etkinliğini artırır.
Uygulama Örneği: Türkiye’de Son Gelişmeler
a) 2024–2025 Dönemi
2024–2025 döneminde Türkiye, yüksek enflasyon (Mayıs 2024’te %75 seviyelerinde) ile mücadele etti. Bu süreçte TCMB politika faizini 8,5 puandan 25 puana kadar yükseltti. Ardından, siyasi istikrarsızlık nedeniyle 2025 Mart ayında faiz artırım süreci yavaşlatıldı. 24 Temmuz 2025 tarihli kararda politika faizi %46’dan %43’e indirildi; bu karar enflasyondaki düşüş, kur baskısının azalması, yatırımcı güveninin yeniden sağlanması gibi faktörlere dayanıyordu
b) Neden Bu Karar?
Enflasyon hızla düşmekteydi (Haziran 2025’te %35’e kadar)
Döviz kuru istikrarı artmıştı
Yabancı sermaye piyasaya geri dönüyordu
Piyasada artık daha güçlü yapıdaydık
TCMB, sıkı para politikasını fiyat istikrarı sağlanana kadar sürdüreceğini açıkladı
Karar, her toplantıda veriye dayalı ve ihtiyatlı değerlendirme esasına göre alınacak şekilde belirlendi
Sonuç
Politika faizi belirlenirken dikkate alınması gereken etkenler yalnızca makroekonomik göstergelerle sınırlı değildir. Enflasyon ve beklentiler, ekonomik büyüme ve talep dengesi, döviz kuru, cari açık, para arzı, kamu borç stoku, küresel ekonomik koşullar, piyasa güveni ve siyasi gelişmeler gibi birçok dinamik birlikte değerlendirilir. TCMB’nin kritik karar organı PPK, bu karmaşık veri setini kullanarak orta vadeli görünüm ve risk analizleri ışığında karar verir.
Türkiye örneğinde görüldüğü üzere, faiz kararları yalnızca güncel enflasyona değil, beklenen enflasyon, kur baskısı, yabancı yatırımcı davranışı, sermaye akımları ve siyasal stabiliteye göre şekillenir. Merkez bankası iletişimi ile maliye politikası koordinasyonu bu sürecin etkinliğini artıran unsurlardır. Kısacası politika faizi, ekonomik bir araç olmasının ötesinde, aynı zamanda güven, öngörülebilirlik ve yapısal politikalarla anlam kazanır.
ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist-Yazar
[email protected]