LEVENT PEŞKER
Köşe Yazarı
LEVENT PEŞKER
 

Başlık... İzmir halkıyız biz...

İzmir halkıyız biz. Rüzgârın, denizin, kavurucu güneşin şehrinde yaşıyoruz. Ama son aylarda burnumuza ilk gelen şey deniz kokusu değil, çöp kokusu oldu. Konteynerlerin taşması, sokaklarda biriken siyah torbalar, çöplerin içinden yayılan kötü koku… Bu manzara, İzmir gibi bir kente yakışmıyor. “Çözüldü, çözülecek” deniyor ama hâlâ sokaklarda gözümüzle gördüğümüz gerçek, tam tersini söylüyor. Bilen bilir, bu mesele dünün değil. Yıllardır konuşa konuşa geldiğimiz, ama kimsenin taşını yerine koymadığı bir sorun bu. Bertaraf sahaları kapasitesini doldurdu, aktarma merkezlerinde yangınlar çıktı, kamyonlar boşaltacak yer bulamadı. Çöp kamyonu döküm sahasında bekleyince, bizim mahalledeki konteyner günlerce dolu kaldı. Sonra herkes birbirini suçladı: İlçe belediyesi mi, büyükşehir mi, bakanlık mı? Olan yine vatandaşa oldu. Ben çocukluğumdan beri şunu bilirim: İzmir’de işler biraz ağır yürür ama yürür. Fakat bu sefer öyle değil. Bu sefer ortada bariz bir planlama hatası var. Onca yıl boyunca yeni tesis yapılmadı, alternatif sahalar hazırlanmadı, geri dönüşüm ciddi anlamda desteklenmedi. Tek bir yere bağımlı kalınca, orada çıkan en ufak bir problem bütün şehri kilitledi. İşin kötüsü, bu sırada siyasetçiler birbirine laf yetiştirmekle meşgul oldu. Sokaktaki insan için mesele basit: Çöpüm zamanında alınacak mı, alınmayacak mı? Çocuğum o çöplerin yanında oynayacak mı, oynamayacak mı? Koku yüzünden balkonumu kapatacak mıyım, kapatmayacak mıyım? Bu kadar. Ama bizim basit sorularımıza verilen cevaplar, hep uzun vadeli vaatler oldu: “Aylar içinde bitecek, çözüyoruz, şeffaf olacağız.” Peki ya bugünü kim çözecek? İzmir, Türkiye’nin üçüncü büyük şehri. Bizim çöpümüzü toplayamayan bir yönetim, bize hangi vizyonu anlatacak? Hangi “yeşil şehir” hayalini kurduracak? Çöplerin arasında yürüyen bir vatandaş, o hayali çoktan çöpe atıyor. Artık bahane duymak istemiyoruz. Hızlı, şeffaf ve kalıcı çözümler istiyoruz. Çöplerimizi ayrıştırmak için bize teşvik verilsin, bertaraf sahaları dağıtılmış olsun, yangınlara karşı tedbir alınsın. Ve en önemlisi: Kimse bu meseleyi siyasetin oyuncağı yapmasın. İzmir çöp kokusunu değil, deniz kokusunu hak ediyor. Bizim sokaklarımızda çocuklar misket oynasın, martılar ekmek arasına değil, deniz kabuğuna üşüşsün. Çöpümüzle yüzleşme vakti geldi. Bunu başaramayan her yönetim, İzmirliye hesap vermek zorunda.
Ekleme Tarihi: 01 Ekim 2025 -Çarşamba

Başlık... İzmir halkıyız biz...

İzmir halkıyız biz. Rüzgârın, denizin, kavurucu güneşin şehrinde yaşıyoruz. Ama son aylarda burnumuza ilk gelen şey deniz kokusu değil, çöp kokusu oldu. Konteynerlerin taşması, sokaklarda biriken siyah torbalar, çöplerin içinden yayılan kötü koku… Bu manzara, İzmir gibi bir kente yakışmıyor. “Çözüldü, çözülecek” deniyor ama hâlâ sokaklarda gözümüzle gördüğümüz gerçek, tam tersini söylüyor.

Bilen bilir, bu mesele dünün değil. Yıllardır konuşa konuşa geldiğimiz, ama kimsenin taşını yerine koymadığı bir sorun bu. Bertaraf sahaları kapasitesini doldurdu, aktarma merkezlerinde yangınlar çıktı, kamyonlar boşaltacak yer bulamadı. Çöp kamyonu döküm sahasında bekleyince, bizim mahalledeki konteyner günlerce dolu kaldı. Sonra herkes birbirini suçladı: İlçe belediyesi mi, büyükşehir mi, bakanlık mı? Olan yine vatandaşa oldu.

Ben çocukluğumdan beri şunu bilirim: İzmir’de işler biraz ağır yürür ama yürür. Fakat bu sefer öyle değil. Bu sefer ortada bariz bir planlama hatası var. Onca yıl boyunca yeni tesis yapılmadı, alternatif sahalar hazırlanmadı, geri dönüşüm ciddi anlamda desteklenmedi. Tek bir yere bağımlı kalınca, orada çıkan en ufak bir problem bütün şehri kilitledi. İşin kötüsü, bu sırada siyasetçiler birbirine laf yetiştirmekle meşgul oldu.

Sokaktaki insan için mesele basit: Çöpüm zamanında alınacak mı, alınmayacak mı? Çocuğum o çöplerin yanında oynayacak mı, oynamayacak mı? Koku yüzünden balkonumu kapatacak mıyım, kapatmayacak mıyım? Bu kadar. Ama bizim basit sorularımıza verilen cevaplar, hep uzun vadeli vaatler oldu: “Aylar içinde bitecek, çözüyoruz, şeffaf olacağız.” Peki ya bugünü kim çözecek?

İzmir, Türkiye’nin üçüncü büyük şehri. Bizim çöpümüzü toplayamayan bir yönetim, bize hangi vizyonu anlatacak? Hangi “yeşil şehir” hayalini kurduracak? Çöplerin arasında yürüyen bir vatandaş, o hayali çoktan çöpe atıyor.

Artık bahane duymak istemiyoruz. Hızlı, şeffaf ve kalıcı çözümler istiyoruz. Çöplerimizi ayrıştırmak için bize teşvik verilsin, bertaraf sahaları dağıtılmış olsun, yangınlara karşı tedbir alınsın. Ve en önemlisi: Kimse bu meseleyi siyasetin oyuncağı yapmasın.

İzmir çöp kokusunu değil, deniz kokusunu hak ediyor. Bizim sokaklarımızda çocuklar misket oynasın, martılar ekmek arasına değil, deniz kabuğuna üşüşsün. Çöpümüzle yüzleşme vakti geldi. Bunu başaramayan her yönetim, İzmirliye hesap vermek zorunda.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberege.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Ali enişte
(01.10.2025 19:02 - #559)
Ve bitmek bilmeyen su kesintileri
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberege.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.