LEVENT PEŞKER
Köşe Yazarı
LEVENT PEŞKER
 

Algımızı kim yönetiyor?

Bugün sabah gözümüzü açtığımızda telefona uzandık. Kahvaltı yapmadan önce timeline’a baktık, kim ne demiş, hangi video gündem olmuş, hangi siyasetçi ne paylaşmış gördük. Daha güne başlamadan zihnimiz, başkalarının seçtiği içeriklerle doldu. İşte sosyal medyanın asıl gücü tam da burada: Ne konuşacağımıza, neye sinirleneceğimize, hatta kimi seveceğimize karar veren görünmez bir el var. Eskiden siyasetin nabzını meydanlar tutardı, şimdi algoritmalar tutuyor. Twitter’da trend olan bir cümle, Meclis’te yapılan bir konuşmadan daha fazla etki yaratabiliyor. Bir liderin tek bir “viral” videosu, tüm haftanın tartışmasını belirliyor. Halkın zihninde oluşan algı, artık basın açıklamasından değil, 30 saniyelik bir reels’tan şekilleniyor. Herhangi bir konuşmanın, olayın bir kısmını göz önüne koyup insanları bir anda ahlaksız, vatan haini ilan edebildikleri gibi hak ehli, dosdoğru da ilan edebiliyor insanlar artık. Tamamını bilmeden. Toplumsal normlarımız bile aynı şekilde yeniden inşa ediliyor. Dün ayıp saydığımız, görmezden geldiğimiz şeyler bugün normalleşiyor. Bugün tartıştığımız konuların yarısı, aslında platformların bize dayattığı içerikler. Sosyal medya, kamusal alanın yeni meydanı oldu ama bu meydanda kuralı halk değil, algoritmalar yazıyor. Siyasetçiler de bu gücün farkında. Artık kimse 40 sayfalık program yazmıyor; birkaç dakikalık video, birkaç “etkileyici, havalı” görsel, biraz da mizahi dil yeterli. Çünkü toplumsal beklenti, hız ve görsellik üzerinden şekilleniyor. Biz seçmen olarak projeyi değil, “iyi hazırlanmış montajı” izliyoruz. Bu durum siyaseti sığlaştırıyor ama aynı zamanda anlık tepkileri de ölümcül hale getiriyor. Bir yanlış kelime, bir hatalı fotoğraf, saniyeler içinde linç kültürüne dönüşüyor. Ama asıl mesele şu: Biz toplum olarak kendimize ait bir ölçü, bir norm üretebiliyor muyuz? Yoksa sosyal medya platformlarının yönlendirdiği trendlerle mi şekilleniyoruz? Eğer her gün farklı bir furyanın peşinde koşuyorsak, yarın siyasetten de, kültürden de, ahlaktan da tutarlılık bekleyemeyiz. Çözüm kolay değil ama belli: Önce farkındalık. Sosyal medyanın bizi yönettiğini kabul etmeden onu yönetemeyiz. İkincisi, siyasetin yeniden “gerçek” tartışmalara dönmesi gerekiyor. Yollar, ekonomi, eğitim, sağlık… bunları konuşmamız gerekirken, gündemimizi 15 saniyelik bir kesitin belirlemesi, sadece siyaseti değil, toplumsal sağduyuyu da çürütüyor. Bizim, İzmir’de, İstanbul’da, Ankara’da, Türkiye’nin her yerinde talep etmemiz gereken şey şu: Siyasetçilerin sosyal medyada trend olmasından çok, sahada iş üretmesini istemek. Ve toplumsal normlarımızı da “beğeni” sayısına göre değil, akla ve vicdana göre kurmak. Çünkü bugün bizi güldüren bir video, yarın hayatımıza yön verecek kararlardan daha fazla yer kaplıyorsa; asıl sorunumuz çöp dağları değil, algı dağlarıdır.
Ekleme Tarihi: 30 Eylül 2025 -Salı

Algımızı kim yönetiyor?

Bugün sabah gözümüzü açtığımızda telefona uzandık. Kahvaltı yapmadan önce timeline’a baktık, kim ne demiş, hangi video gündem olmuş, hangi siyasetçi ne paylaşmış gördük. Daha güne başlamadan zihnimiz, başkalarının seçtiği içeriklerle doldu. İşte sosyal medyanın asıl gücü tam da burada: Ne konuşacağımıza, neye sinirleneceğimize, hatta kimi seveceğimize karar veren görünmez bir el var.

Eskiden siyasetin nabzını meydanlar tutardı, şimdi algoritmalar tutuyor. Twitter’da trend olan bir cümle, Meclis’te yapılan bir konuşmadan daha fazla etki yaratabiliyor. Bir liderin tek bir “viral” videosu, tüm haftanın tartışmasını belirliyor. Halkın zihninde oluşan algı, artık basın açıklamasından değil, 30 saniyelik bir reels’tan şekilleniyor. Herhangi bir konuşmanın, olayın bir kısmını göz önüne koyup insanları bir anda ahlaksız, vatan haini ilan edebildikleri gibi hak ehli, dosdoğru da ilan edebiliyor insanlar artık. Tamamını bilmeden.

Toplumsal normlarımız bile aynı şekilde yeniden inşa ediliyor. Dün ayıp saydığımız, görmezden geldiğimiz şeyler bugün normalleşiyor. Bugün tartıştığımız konuların yarısı, aslında platformların bize dayattığı içerikler. Sosyal medya, kamusal alanın yeni meydanı oldu ama bu meydanda kuralı halk değil, algoritmalar yazıyor.

Siyasetçiler de bu gücün farkında. Artık kimse 40 sayfalık program yazmıyor; birkaç dakikalık video, birkaç “etkileyici, havalı” görsel, biraz da mizahi dil yeterli. Çünkü toplumsal beklenti, hız ve görsellik üzerinden şekilleniyor. Biz seçmen olarak projeyi değil, “iyi hazırlanmış montajı” izliyoruz. Bu durum siyaseti sığlaştırıyor ama aynı zamanda anlık tepkileri de ölümcül hale getiriyor. Bir yanlış kelime, bir hatalı fotoğraf, saniyeler içinde linç kültürüne dönüşüyor.

Ama asıl mesele şu: Biz toplum olarak kendimize ait bir ölçü, bir norm üretebiliyor muyuz? Yoksa sosyal medya platformlarının yönlendirdiği trendlerle mi şekilleniyoruz? Eğer her gün farklı bir furyanın peşinde koşuyorsak, yarın siyasetten de, kültürden de, ahlaktan da tutarlılık bekleyemeyiz.

Çözüm kolay değil ama belli: Önce farkındalık. Sosyal medyanın bizi yönettiğini kabul etmeden onu yönetemeyiz. İkincisi, siyasetin yeniden “gerçek” tartışmalara dönmesi gerekiyor. Yollar, ekonomi, eğitim, sağlık… bunları konuşmamız gerekirken, gündemimizi 15 saniyelik bir kesitin belirlemesi, sadece siyaseti değil, toplumsal sağduyuyu da çürütüyor.

Bizim, İzmir’de, İstanbul’da, Ankara’da, Türkiye’nin her yerinde talep etmemiz gereken şey şu: Siyasetçilerin sosyal medyada trend olmasından çok, sahada iş üretmesini istemek. Ve toplumsal normlarımızı da “beğeni” sayısına göre değil, akla ve vicdana göre kurmak.

Çünkü bugün bizi güldüren bir video, yarın hayatımıza yön verecek kararlardan daha fazla yer kaplıyorsa; asıl sorunumuz çöp dağları değil, algı dağlarıdır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberege.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.