Türkiye’de yıllardır kırsal alandaki hayvancılık işletmelerinin en büyük sorunlarından biri olan “çoban bulamama” meselesi, sonunda devlet eliyle çözüme kavuşturulmaya çalışılıyor.

Artık yerli iş gücüyle doldurulamayan bu boşluk, deneyimli yabancı çobanlarla kapatılacak. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı iş birliğiyle, hayvancılık sektöründe çalıştırılmak üzere yabancı uyruklu çobanlara çalışma izni verilmesine yönelik başvuruları başlattı.
Bu adım, aslında Türkiye kırsalında yaşanan büyük bir dönüşümün resmi. Yıllardır şehirleşme, genç nüfusun kırsaldan kopması ve çobanlığın toplum nezdinde değer kaybetmesi, üreticiyi yalnız bıraktı. Şimdi ise çözüm, sınırların dışından aranıyor.
YERLİ İŞ GÜCÜ YETMEYİNCE GÖZLER YABANCILARA ÇEVRİLDİ
Köylerde çoban kalmadı. Yaşlılar artık çalışamıyor, gençler ise bu işi yapmak istemiyor. Uzun saatler, zorlu koşullar, sosyal güvencesizlik ve düşük ücret, çobanlığı gençler için bir tercih olmaktan çıkardı. Bu tablo karşısında çare, yurt dışından gelen ve bu işte deneyimli olan kişilere çalışma izni vermek oldu.
Dün itibarıyla başlayan yeni uygulama kapsamında, Türkiye’de en az 6 aydır yasal ikametgahı bulunan yabancılar ile doğrudan yurt dışından gelen kişiler, çoban olarak istihdam edilebilecek. Ancak bu kişiler bireysel başvuru yapamıyor. Onlar adına başvuruları hayvancılık işletmeleri yapacak.
HANGİ İŞLETMELER BAŞVURABİLİR?
Bu izinden yararlanabilmek için işletmelerin belirli kriterleri karşılaması gerekiyor. Başvuru yapabilmek için:
Küçükbaş hayvancılık yapanların en az 200 küçükbaş hayvanı olması,
Besi işletmelerinin en az 100 büyükbaş hayvana sahip olması,
Süt hayvancılığı yapanların en az 50 büyükbaş hayvan beslemesi,
Karma (süt + besi) işletmelerinin ise en az 75 büyükbaş hayvanı bulunması şart.
Her 200 küçükbaş ya da 100 büyükbaş için bir çoban olmak üzere, bir işletmeye en fazla 3 yabancı çoban için izin verilecek.
Bu düzenleme sayesinde özellikle doğuda, yayla kültürünün sürdüğü bölgelerde, üreticinin en büyük sıkıntılarından biri olan “çoban açığı” biraz olsun kapanabilir.
BU BİR GEÇİCİ ÇÖZÜM MÜ, KALICI BİR POLİTİKA MI?
Yabancı çoban uygulaması ilk bakışta bir çözüm gibi görünebilir, ama bu tablo bize aslında daha derin bir gerçeği gösteriyor: Köyler boşalıyor, meslekler yok oluyor. Çobanlık gibi hayvancılığın kalbinde yer alan bir işin, artık bu ülkenin insanları tarafından yapılmak istenmemesi, düşündürücü.
Bir yandan tarımı ve hayvancılığı yerli üreticiyle büyütmek istiyoruz; diğer yandan ise o üreticinin temel ihtiyacını dışarıdan sağlamaya çalışıyoruz. Bu bir çelişki değilse bile, uzun vadede sürdürülebilir olmayan bir yol.
Devletin, bu geçici çözümün yanında şu soruya da yanıt araması gerekiyor: Yerli çoban neden kalmadı? Bu işi yeniden nasıl cazip hale getirebiliriz?
Çobanlar için sosyal güvenceler artırılmalı,
Maaşlar iyileştirilmeli,
Kırsal yaşam teşvik edilmeli,
Gençlerin tarım ve hayvancılıkla buluşturulması sağlanmalı.
Yoksa birkaç yıl sonra, sadece çoban değil, belki hayvancı da kalmayacak.
SONUÇ: HAYVANCILIK YABANCI EMEĞE Mİ EMANET?
Türkiye, tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yeten bir ülke olmaktan uzaklaşırken, üretimin en temel taşlarından biri olan insan gücünü artık dışarıdan karşılamaya başlıyor. Yabancı çobanlar, geçici bir boşluğu doldurabilir ama asıl mesele, bu işin neden artık bir Türk genci tarafından yapılmak istenmediğidir.
Bu uygulama, üreticiler için kısa vadeli bir nefes olsa da, ülke için uzun vadeli bir uyarıdır. Kendi insanımızı kırsalda tutamadığımız sürece, üretimde dışa bağımlılık sadece teknoloji ya da yemle sınırlı kalmayacak. İnsan gücünde de dışa bağımlı hale geleceğiz.
İşte bu yüzden bu yeni dönem sadece bir bürokratik karar değil, aynı zamanda Türkiye'nin kırsal geleceğine dair bir yol ayrımıdır.
ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist-Yazar
[email protected]