Sendika, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan işçiler için en düşük ücret 113 bin lira istedi.
Evet yanlış okumadınız.
Aylık maaş için istedikleri en düşük rakam 113 bin Türk lirası.
Belediye hemen yanıt verdi:
"Bu taleplerin bütçede karşılığı yok. Ülke gerçekleriyle bağdaşmıyor."
Haklılar mı?
Hem de sonuna kadar…
Bugün asgari ücret 22 bin lira, milyonlarca emekli 14 bin 500 lirayla geçinmeye çalışıyor. Evet, geçinmeye çalışıyor, çünkü bu gelirle geçinmek mümkün değil. Ama sendika, ülke ekonomisinin halini, belediyenin bütçesini, vatandaşı, yani kısaca gerçekleri görmezden gelerek ortaya çıkıp "113 bin lira" diyor.
Bu istek ne iyi niyetlidir ne de rasyonel.
Bu, anlaşmak için masaya oturacak bir tarafın talebi değil; bu, toplumsal gerçeklerden kopmuş, sorun çıkarmak isteyen bir zihniyetin sonucudur.
Amacın, üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek olduğu apaçık ortada.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’a göre, bu istek, Genel-İş Sendikası tarafından düzenlenen işçi eylemlerinin, 2025-2026 dönemi Toplu İş Sözleşmesi (TİS) öncesi "hayata geçirilmesi mümkün olmayan birtakım taleplerin rasyonel zeminde görüşülmesini engelleyerek idare üzerinde baskı kurmayı" amaçlıyor.
Haksız mı?
Yerden göğe kadar haklı.
Bu iyi niyetli bir istek değil.
Bu isteğin altında yatan çok şey var.
Şimdi ben böyle yazdım diye birileri çıkıp beni “İşçi düşmanı” ilan edebilir.
Ben de onlara sorarım:
Siz işçi dostuysanız, asgari ücret 22 bin lira olarak açıklandığında neden sesiniz çıkmadı?
Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın mantığı mı?
Ne kadar verdi devlet: Yüzde 15 mi?
İşte o kadar.
Sizin gibi işçi ve emekten yana olanlar o rakama sesini çıkarmadığına göre uygun bir orandı demek ki.
O zaman size de aynı oranda zam yapılması yanlış olmaz.
Adama sorarlar: Amacınız üzüm yemek mi, bağcıyı dövmek mi?
GÜNÜN SÖZÜ
İşçiler bu oyuna alet olmamalı