PKK silahlarını bırakma kararı verdi.
Yıllardır ülkemizde kan akıtan terör örgütünün böyle bir karar alması tabi ki sevindirici.
Fakat bu kararın Kürt halkı ile ne ilgisi var anlamıyorum.
PKK bir terör örgütü. Aralarında Kürt, Türk, Ermeni, hatta batı ülkelerinden bile militanlar olduğunu hep beraber duyduk, okuduk.
Böyle bir örgütün silah bırakmasının Kürt kardeşlerimizle ne ilgisi var.
Sanki bu güne kadar her biri benim gibi, bizim gibi bir Türk vatandaşı olan Kürt kardeşlerimizin sorunları da bitecekmiş alınan bu kararla..
PKK asla ve asla Kürt halkının temsilcisi değildir.
Bölge insanının iyi eğitim görmemesi için okul yakıp, öğretmen öldüren, yapılan yatırımları yakıp yıkarak bölgeyi ekonomik çöküntüyle baş başa bırakan terörist topluluğunun ne olduğunu en iyi o bölgede yaşayan insanlarımız biliyor.
Eline kalemi alan yorumlar yapıyor.
PKK’nın silah bırakması ile Kürt kardeşlerimizin ne ilgisi var?
Hani Türk-Kürt diye ayrımcılık yapanlar var ya, onlardan şu soruma samimi bir yanıt bekliyorum belki anlamama yardımcı olur.
“Bu ülkede Türklere verilip de Kürtlere verilmeyen ne var?”
Hakkari’deki Türk vatandaşı Kürt arkadaş, “Çoluğu çocuğu toplayıp İzmir’e gideceğim” diyor da ona yasak koyan mı var?
Türk-Kürt diye yazmak bu ayrımı yapmak bile hoşuma gitmiyor. Ülkemizde biz bugüne kadar kimseyi azınlık olarak görmedik ki.
Hangi Kürt arkadaş, hangi okula girmek istemiş de, “Sen Kürtsün burada okuyamazsın” demişler.
Bu ülkedeki en popüler sanatçılar Kürt asıllı olduklarını bağır bağır bağırmıyorlar mı?
Onları dinlemiyor muyuz? Gözümüz yok ama bu ülkede kazandıkları paralarla oteller yaptırıyorlar, en lüks otomobillere biniyorlar.
Dedim ya Allah daha çok versin gözümüz yok ama gerçekler bunlarken sorun nerede onu bulamıyorum…
BİRİNCİ SINIF VATANDAŞ
Çok klasik gelecek ama bu ülkede Kürt kökenli vatandaşlarımız Cumhurbaşkanı, Başbakan olmadılar mı? Birileri çıkıp da onlara “Kürtsün orada ne işin var” dedi mi?
DEM Partisi TBMM’de grup sahibi değil mi?
Hepimiz bu ülkenin birinci sınıf vatandaşıyız.
Ehliyet alırken, ev alıp villa satarken, otomobil kiralarken, yolda yürürken, pazarda alışveriş yaparken, aklınıza günlük yaşamdan ne gelirse onları buraya ekleyin, bütün bunları yaparken size, “Türk müsün-Kürt müsün” diye soran var mı Allah aşkına.
Bu ayrımcılığı yapanları dinlerseniz, bu ülkede Kürtlere yaşam hakkı tanınmadığını, Türklerin bir eli yağda bir eli balda olduğunu sanırsınız.
Ülkemizde işsizlik var mı? Var.
Zor şartlarda geçinmeye çalışanlar var mı? Var.
Açlık sınırının bile altında bir asgari ücret veriliyor mu? Evet veriliyor.
Peki işsizlerin hepsi Kürt mü?
Kürtlere asgari ücret veriliyor da, Türklere beş katı mı ödeme yapılıyor?
Türk de, Kürt de, patrondan, asgari ücreti belirleyen kurumlardan şikayetçi değil mi?
Bu sıkıntıların hepsini, Türk veya Kürt vatandaşlarımızın yarıdan fazlası çekmiyor mu?
35 yıldır oturduğum semt olan Güzelyalı’nın en sevilen esnafı Mardinli ve Kürt olduğunu herkesin bildiği midyeci Hasan.
Merak edeniniz varsa gelsin Güzelyalı’ya sorsun midyeci Hasan’ı, en küçük çocuk bile, “Can Can Büfe’nin hemen yanında” diye onun seyyar tezgâhını tarif edecektir.
Kimse onu kendinden farklı görmez ki.
BÖLÜCÜLER VAR
Bir ay önce Diyarbakır ve Mardin’e gittiğimde oradaki insanların İzmirlilerle, Manisalılarla, Muğlalılarla, İstanbullularla bir sorunu olmadığını, kendilerini farklı görmediğini, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan mutlu olduklarını gördüm, yaşadım.
Türk’ün Kürtle, Kürdün Türk’le bir sorunu yok.
PKK silahlarını bırakmış. İyi yapmış.
Yapmasaydı zaten Türk ordusu tarafından yok edileceklerdi.
Bu yaptıkları lütuf değildir ve asla bir karşılığı olmamalıdır.
Bugüne kadar Kürt kardeşlerimizle birlikte yaşadık bundan sonra da öyle yaşayacağız.
Sadece bir farkla.
Artık onlarla aramızı açmaya çalışan bunun için kan akıtan PKK hainleri olmayacak.