Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın CHP'nin cumhurbaşkanı adayını belirlemek için yapılacak ön seçime katılmama kararı alması, muhalefet cephesinde yankı uyandırdı.

Ancak bence tartışılması gereken şey Yavaş’ın aldığı bu karar değil, zirvede dile getirdiği iddia edilen “İkili aday” teklifi.

Kulislerde, Yavaş’ın, Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu ile yaptığı görüşmede, “Seçime iki adayla girelim. İlk turda az oy alan Cumhurbaşkanı Yardımcısı olsun” formülünü önerdiği dillendiriliyor.

Yani diyor ki Yavaş, “Seçim ilk turda nasıl olsa kazanılmaz. İkinci tura kalır.. Pozisyonumuzu ona göre alalım…”

Yazının sonunda söyleyeceğimizi başta belirtelim: Mansur Yavaş, muhalefetin erken seçim ve "garanti zafer" algısına inanmadığını bu çıkışıyla açıkça ortaya koymuş.

Ekonomik kriz, emekli maaşlarındaki yetersizlik, asgari ücretlinin zor yaşam koşulları ve dış politikadaki tıkanıklıklar gibi ülke gündemindeki pek çok soruna rağmen, Mansur Yavaş, Cumhurbaşkanılğı seçiminin ilk turda kazanılacağına inanmıyor.

Hani bu seçim garanti kazanılacak bir seçimdi? Hani Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti'nin oyları dibe vurmuştu?

Mansur Yavaş'ın sözleri, muhalefetin kendi iddialarını sorgulaması gerektirdiğini ortaya koyuyor. En güçlü adaylardan birinin bile seçimin ikinci tura kalacağını varsayması, kamuoyuna sunulan "kesin zafer" algısıyla çelişiyor.

Halkı seçim zaferine ikna edebilmek için, öncelikle bu zafer inancının adaylarda ve muhalefet liderlerinde bulunması gerekir.

CHP Neden İktidar Olamıyor? Bu sorunun yanıtı, Mansur Yavaş'ın çıkışında saklı aslında. İktidar olabilmek için önce iktidar olmayı istemek, sonra da buna inanmak gerekir. Ancak, son kamuoyu anketleri hala birinci parti olmasına rağmen CHP'nin tek başına yüzde 30 bandında bir oy potansiyeline sahip olduğunu ve bu oranın seçimi kazanmaya yetmeyeceğini gösteriyor. DEM, İYİ Parti ve Zafer Partisi'nin desteği olmaksızın zafer uzak bir ihtimal.

Cumhur İttifakı, tüm eleştirilere rağmen "tek yumruk" bir görüntü çizerken, muhalefet cephesinde şu anda uyumdan eser yok. Beğenilmeyen apar topar gönderilen Kemal Kılıçdaroğlu, en azından altı farklı partiyi aynı masada toplayabilmişti.

CHP, adayını seçerken şu iki soruyu yanıtlamalı: Sadece iktidarı eleştirmekle olur mu? Kendi yapısında ve stratejisinde hangi eksiklikler var?

Seçim kazandıracak liderlik, öncelikle inandırıcılıktan geçer. Halk, bir liderin zaferi kazanacağına inanmadığını hissettiğinde yanında yer almaz.

CHP’nin adayı kim olur, nasıl belirlenir orasını kendileri bilir.

Fakat öncelikle seçimi kazanacağına inanan ve diğer partilerle uyum içinde olacak bir adayla yola çıkılmalı.

Bu bir adres gösterme değil.

Fakat, seçimi ilk turda kazanacağına inanmayan bir adayın, halkı seçim kazanılacağına inandırması çok zor.

GÜNÜN SÖZÜ

Kendi inanmayan, başkasını inandıramaz