Serpil GÜLEÇYÜZ
Köşe Yazarı
Serpil GÜLEÇYÜZ
 

İYİLİK YA DA KÖTÜLÜK. SEÇİM SİZİN

Denize atılan bir taşın oluşturduğu halkaları görmüşsünüzdür. Önce küçük bir halka… Sonra giderek büyüyen ve uzaklara yayılan halkalar Hayatımızda yaptığımız her davranış, söylediğimiz her söz de tıpkı attığımız bu taş gibi dalgalar üretir. Sosyal psikoloji bize şunu gösteriyor: İnsan davranışları bulaşıcıdır. Bir kişinin öfkesi, kısa sürede etrafındakilere yansır. İşyerinde yöneticinin öfkesi, çalışana; çalışanın gerginliği ailesine; ailenin gerginliği çocuğa; çocuğun öfkesi ise oyuncağa ya da evcil hayvana yansıyabilir. Bu olgu psikolojide “duygusal bulaşma” olarak adlandırılır. Ama bu zincir yalnızca olumsuzlukla sınırlı değildir. Araştırmalar, basit bir tebessümün bile çevredeki insanların ruh halini değiştirdiğini ortaya koyuyor. 1980’lerden bu yana yapılan çalışmalar, gülümsemenin hem salgılanan endorfinleri artırdığını hem de kişiler arası güven duygusunu güçlendirdiğini gösteriyor. Yani küçük bir iyilik, dalga dalga büyüyerek başkalarının da davranışlarını olumlu yönde etkileyebilir. Bu durum yalnızca bireyler için değil, toplumlar için de geçerlidir. Bir devletin bencillik ve şiddet üzerinden aldığı karar, kısa sürede tüm dünyayı etkileyen sonuçlar doğurur. Bugün Gazze’de yaşanan insanlık dramı bunun çarpıcı bir örneğidir: Bir yerdeki kötülük, insanlığın görünmez ağlarına çarpıp hepimizi etkiler. Albert Schweitzer'in dediği gibi"Örnek olmak,başkalarını etkilemenin en güçlü yoludur" Nörobilim de bu zinciri açıklıyor. Beyindeki ayna nöronlar, karşımızdaki kişilerin duygularını taklit etmemize ve onlarla empati kurmamıza aracılık eder. Bu yüzden öfke de, iyilik de, şefkat de bulaşıcıdır. Burada asıl sorumuz şu:  Biz dünyaya hangi dalgaları göndermek istiyoruz?  Öfke, bencillik ve kıskançlık mı?  Yoksa iyilik, şefkat ve güven mi? Unutmayalım: Attığımız her taş, yaydığımız her dalga bir gün bize geri döner. İyilik yapan da, kötülük yapan da kendi dalgalarının içinde yaşar. Bir öğretmen olarak yıllar içinde şunu öğrendim: Davranışlarımın ve ilettiğim mesajların öğrencilerimde ve çevremde nasıl yankılandığını, bana nasıl güzelliklerle döndüğünü defalarca gördüm. O yüzden dileğim, hepimizin dünyaya daha çok iyilik dalgası göndermesi. Çünkü bu dalgalar, eninde sonunda bize iyilik ya da kötülük olarak dönecektir  Özetle;Dünyaya hangi dalgayı yayarsanız bir gün o dalgada yüzersiniz.
Ekleme Tarihi: 17 Eylül 2025 -Çarşamba

İYİLİK YA DA KÖTÜLÜK. SEÇİM SİZİN

Denize atılan bir taşın oluşturduğu halkaları görmüşsünüzdür. Önce küçük bir halka… Sonra giderek büyüyen ve uzaklara yayılan halkalar Hayatımızda yaptığımız her davranış, söylediğimiz her söz de tıpkı attığımız bu taş gibi dalgalar üretir.

Sosyal psikoloji bize şunu gösteriyor: İnsan davranışları bulaşıcıdır. Bir kişinin öfkesi, kısa sürede etrafındakilere yansır. İşyerinde yöneticinin öfkesi, çalışana; çalışanın gerginliği ailesine; ailenin gerginliği çocuğa; çocuğun öfkesi ise oyuncağa ya da evcil hayvana yansıyabilir. Bu olgu psikolojide “duygusal bulaşma” olarak adlandırılır.

Ama bu zincir yalnızca olumsuzlukla sınırlı değildir. Araştırmalar, basit bir tebessümün bile çevredeki insanların ruh halini değiştirdiğini ortaya koyuyor. 1980’lerden bu yana yapılan çalışmalar, gülümsemenin hem salgılanan endorfinleri artırdığını hem de kişiler arası güven duygusunu güçlendirdiğini gösteriyor. Yani küçük bir iyilik, dalga dalga büyüyerek başkalarının da davranışlarını olumlu yönde etkileyebilir.

Bu durum yalnızca bireyler için değil, toplumlar için de geçerlidir. Bir devletin bencillik ve şiddet üzerinden aldığı karar, kısa sürede tüm dünyayı etkileyen sonuçlar doğurur. Bugün Gazze’de yaşanan insanlık dramı bunun çarpıcı bir örneğidir: Bir yerdeki kötülük, insanlığın görünmez ağlarına çarpıp hepimizi etkiler.

Albert Schweitzer'in dediği gibi"Örnek olmak,başkalarını etkilemenin en güçlü yoludur"

Nörobilim de bu zinciri açıklıyor. Beyindeki ayna nöronlar, karşımızdaki kişilerin duygularını taklit etmemize ve onlarla empati kurmamıza aracılık eder. Bu yüzden öfke de, iyilik de, şefkat de bulaşıcıdır.

Burada asıl sorumuz şu:
 Biz dünyaya hangi dalgaları göndermek istiyoruz?
 Öfke, bencillik ve kıskançlık mı?
 Yoksa iyilik, şefkat ve güven mi?

Unutmayalım: Attığımız her taş, yaydığımız her dalga bir gün bize geri döner. İyilik yapan da, kötülük yapan da kendi dalgalarının içinde yaşar.

Bir öğretmen olarak yıllar içinde şunu öğrendim: Davranışlarımın ve ilettiğim mesajların öğrencilerimde ve çevremde nasıl yankılandığını, bana nasıl güzelliklerle döndüğünü defalarca gördüm. O yüzden dileğim, hepimizin dünyaya daha çok iyilik dalgası göndermesi. Çünkü bu dalgalar, eninde sonunda bize iyilik ya da kötülük olarak dönecektir 

Özetle;Dünyaya hangi dalgayı yayarsanız bir gün o dalgada yüzersiniz.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberege.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.