casino siteleri slot siteleri
bahis siteleri canlı bahis siteleri
Serpil GÜLEÇYÜZ
Köşe Yazarı
Serpil GÜLEÇYÜZ
 

BU HIRS, BU KOŞUŞTURMA NİYE?

Doğumuma ben karar vermedim.   Ölümüme de ben karar verecek değilim.   Aslında doğduğumuz gün başlamış ölüme yolculuk.   İradem dışında oluşan ve beni derinden etkileyen olaylar zinciri benim kurgum değil.   Çoğu şeye biz karar veremiyoruz.   Çevreme bakıyorum, Kimi fakir, kimi zengin. Kimi sağlıksız, hastaneden çıkmaz, Kimi hastanenin yerini bilmez. Kiminin başından sıkıntı, kaza eksik olmaz, Kimi sıkıntı bilmez. Kiminin vücudunda engeli vardır, Kimisi sapasağlam ve imrenilecek güzelliktedir.   Kimi insan iyi, kimi insan kötüdür. Genelde kötüler zekidir, size iyi gibi davranıp, umursuyor gibi yaparlar ama aslında hiç umursamazlar.   Ne kadar gayret edersek edelim, hayatımızda adil olmayan bir şeyler var.   Hayatımızda adil olmayan, adil gitmeyen birçok şey için öfkeliyiz, kızgınız.   Yaşam bir denge üzerine kurulu.   Eğer ortada bir düzensizlik varsa, bu insanoğlunun kendi elleriyle yaptıklarından dolayıdır.   İnsanoğlunun hem kurulu düzeni bozup, hem de ondan şikayet etmesi de ayrı bir çelişkidir.   Düzeni ve tüm dünyayı suçlayabiliriz. Hatta dünyayı mahveden insanları da suçlayabiliriz.   Ama hiç bir şey değişmeyecektir. Ömrümüzün çoğunu bu adil olmayan, değiştiremeyeceğimiz şeylerden şikâyet ederek, arkasına saklanarak geçirebiliriz ya da değiştirmek için çaba sarf edebiliriz.   O zaman insanları suçlamaktan vazgeçip, çok çalışıp, yeteneklerimizi geliştirip, karşımıza çıkan fırsatları iyi değerlendirerek, onlarla, onlardan daha iyi, daha başarılı biri olarak ödeşebiliriz.   Öyle ise, hedeflerimizi, önceliklerimizi, etik değerlerimizi yeniden gözden geçirmeliyiz.   İçinde bulunduğumuz süreçte belki diploma sayılarımız arttı ama örfümüz, adetlerimiz, inançlarımız, değerlerimiz yozlaştı.   Prensiplerimiz değişti. Oysa prensiplerimiz ve sözlerimiz hiç bir koşulda değişmemeli.   Prensiplerimiz ve sözlerimiz insanlara ve koşullara göre değişiyorsa prensip değildir. Sadece mazerettir.   Yaratanın hatırına yarattığını sevmemiz, komşularımızı kendimizden ayırmamız gerekirken "Komşunu sev" giderek "herkes kendine" anlayışına dönüşüyor, azar azar paylaşım ve birlik duygusu kayboluyor.   Birlik ve beraberlik duygumuz, etik değerlerimiz kaybolursa, diğer insanlarla yaşamanın güzelliğini, etik değerlerimizi unutursak, kalan boşluklara kötülük, suç, şiddet ve öfke yerleşir.   Dünyada en büyük direniş, koşullar ne olursa olsun, iyilik için çalışmak, toplumun yararı için emek vermek, farkındalık yaratmaktır.   Yaptığımız seçimler, hedeflerimiz, fikirlerimiz, önceliklerimiz, eylemlerimiz sonuç üzerinde fark yaratır.   Her defasında NEDEN? NE İÇİN? sorularını kendimize sormaktan vazgeçmemeliyiz.   Her defasında doğru cevabı bulamayız belki ama kendimize sormaya devam etmeliyiz.   Ara ara geçmişle hesaplaşmalı, hangi sözleri tutamadıysak, önce kendimiz, sonra kırdığımız gönüllerle hesaplaşmalıyız   Kendimizle olan yolculuğumuzda, kapanmamış defterler bir yerde kendini ödetir. İyisi mi hayat sizinle ödeşmeden, siz onunla ödeşin.   Bize düşen elimizden gelenin en iyisini yapmaktır.   Tüm başarılar, insanın kendi kendisiyle yarışması ve kendini geçmesiyle gelir.   Günün birinde son yemeğimizi yiyip, son çiçeği koklayıp, sevdiklerimize son kez sarılacağız.   Son kez olduğundan haberimiz bile olmayacak.   O zaman bu hırs, bu koşuşturma niye?   Yüreğinizdeki iyiliklerin hiç eksilmemesi, gülen yüzlerinizin hiç solma solmaması dileklerimle İYİ BAYRAMLAR!
Ekleme Tarihi: 02 Mayıs 2022 - Pazartesi

BU HIRS, BU KOŞUŞTURMA NİYE?

Doğumuma ben karar vermedim.

 

Ölümüme de ben karar verecek değilim.

 

Aslında doğduğumuz gün başlamış ölüme yolculuk.

 

İradem dışında oluşan ve beni derinden etkileyen olaylar zinciri benim kurgum değil.

 

Çoğu şeye biz karar veremiyoruz.

 

Çevreme bakıyorum,

Kimi fakir, kimi zengin.

Kimi sağlıksız, hastaneden çıkmaz,

Kimi hastanenin yerini bilmez.

Kiminin başından sıkıntı, kaza eksik olmaz,

Kimi sıkıntı bilmez.

Kiminin vücudunda engeli vardır,

Kimisi sapasağlam ve imrenilecek güzelliktedir.

 

Kimi insan iyi, kimi insan kötüdür.

Genelde kötüler zekidir, size iyi gibi davranıp, umursuyor gibi yaparlar ama aslında hiç umursamazlar.

 

Ne kadar gayret edersek edelim, hayatımızda adil olmayan bir şeyler var.

 

Hayatımızda adil olmayan, adil gitmeyen birçok şey için öfkeliyiz, kızgınız.

 

Yaşam bir denge üzerine kurulu.

 

Eğer ortada bir düzensizlik varsa, bu insanoğlunun kendi elleriyle yaptıklarından dolayıdır.

 

İnsanoğlunun hem kurulu düzeni bozup, hem de ondan şikayet etmesi de ayrı bir çelişkidir.

 

Düzeni ve tüm dünyayı suçlayabiliriz.

Hatta dünyayı mahveden insanları da suçlayabiliriz.

 

Ama hiç bir şey değişmeyecektir.

Ömrümüzün çoğunu bu adil olmayan, değiştiremeyeceğimiz şeylerden şikâyet ederek, arkasına saklanarak geçirebiliriz ya da değiştirmek için çaba sarf edebiliriz.

 

O zaman insanları suçlamaktan vazgeçip, çok çalışıp, yeteneklerimizi geliştirip, karşımıza çıkan fırsatları iyi değerlendirerek, onlarla, onlardan daha iyi, daha başarılı biri olarak ödeşebiliriz.

 

Öyle ise, hedeflerimizi, önceliklerimizi, etik değerlerimizi yeniden gözden geçirmeliyiz.

 

İçinde bulunduğumuz süreçte belki diploma sayılarımız arttı ama örfümüz, adetlerimiz, inançlarımız, değerlerimiz yozlaştı.

 

Prensiplerimiz değişti.

Oysa prensiplerimiz ve sözlerimiz hiç bir koşulda değişmemeli.

 

Prensiplerimiz ve sözlerimiz insanlara ve koşullara göre değişiyorsa prensip değildir.

Sadece mazerettir.

 

Yaratanın hatırına yarattığını sevmemiz, komşularımızı kendimizden ayırmamız gerekirken "Komşunu sev" giderek "herkes kendine" anlayışına dönüşüyor, azar azar paylaşım ve birlik duygusu kayboluyor.

 

Birlik ve beraberlik duygumuz, etik değerlerimiz kaybolursa, diğer insanlarla yaşamanın güzelliğini, etik değerlerimizi unutursak, kalan boşluklara kötülük, suç, şiddet ve öfke yerleşir.

 

Dünyada en büyük direniş, koşullar ne olursa olsun, iyilik için çalışmak, toplumun yararı için emek vermek, farkındalık yaratmaktır.

 

Yaptığımız seçimler, hedeflerimiz, fikirlerimiz, önceliklerimiz, eylemlerimiz sonuç üzerinde fark yaratır.

 

Her defasında NEDEN? NE İÇİN? sorularını kendimize sormaktan vazgeçmemeliyiz.

 

Her defasında doğru cevabı bulamayız belki ama kendimize sormaya devam etmeliyiz.

 

Ara ara geçmişle hesaplaşmalı, hangi sözleri tutamadıysak, önce kendimiz, sonra kırdığımız gönüllerle hesaplaşmalıyız

 

Kendimizle olan yolculuğumuzda, kapanmamış defterler bir yerde kendini ödetir.

İyisi mi hayat sizinle ödeşmeden, siz onunla ödeşin.

 

Bize düşen elimizden gelenin en iyisini yapmaktır.

 

Tüm başarılar, insanın kendi kendisiyle yarışması ve kendini geçmesiyle gelir.

 

Günün birinde son yemeğimizi yiyip, son çiçeği koklayıp, sevdiklerimize son kez sarılacağız.

 

Son kez olduğundan haberimiz bile olmayacak.

 

O zaman bu hırs, bu koşuşturma niye?

 

Yüreğinizdeki iyiliklerin hiç eksilmemesi, gülen yüzlerinizin hiç solma solmaması dileklerimle İYİ BAYRAMLAR!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberege.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.