Canım kadın,
Hiç fark ettin mi, bazen yüzündeki gülümseme seni anlatmaz?
İçinde fırtınalar koparken dışarıya huzurlu görünmeye çalışırsın.
Bir şey sorulmasın, anlaşılmasın, yeniden kırılmayayım diye yüzüne bir ifade takarsın:
“Ben iyiyim.”
Oysa o maske, ruhunun üstündeki ağırlıktır.
Zamanla öyle alışırsın ki, kimin için taktığını bile unutursun.
Kimi zaman toplum, kimi zaman aile, kimi zaman “sevilme arzusu” seni o maskeleri takmaya zorlar.
Güçlü, zarif, sessiz, idare eden, anlayışlı, fedakâr kadın olman beklenir.
Ama bir noktadan sonra o roller ruhunu sıkıştırmaya başlar.
Sen ağlamak isterken gülersin.
Susmak isterken konuşursun.
Ve bir sabah uyanır, aynadaki yüze yabancı hissedersin.
İşte orası, dönüm noktandır.
Artık maskelerini çıkarma zamanıdır.
Çünkü gerçek güzellik, filtresiz bir kalbin cesaretinde saklıdır.
Gerçek çekicilik, kendin olabilme rahatlığındadır.
Artık güçlü görünmek için değil, huzurlu hissetmek için yaşaman gereken bir yerdesin.
Ve inan bana, kimse senin gerçekliğini kaldıramıyorsa, senin enerjine ait değildir zaten.
Egzersiz: “Aynadaki Kadını Gör”
1. Bir aynanın karşısına geç, derin bir nefes al.
2. Kendine bakarken, içinden şunu söyle:
“Benim kim olduğumu sadece ben biliyorum. Artık o kadını hatırlıyorum.”
3. Sonra yavaşça maskelerini fark et.
Güçlü görünme maskesi… Herkesi idare etme maskesi… Hep gülümseme maskesi…
Onları tek tek çıkarır gibi, nefes vererek bırak.
4. En son, çıplak bir yüzle, kendi gözlerinin içine bak ve sadece fısılda:
“Artık buradayım.”
Canım kadın,
Gerçek seni görmek herkesin harcı değildir.
Ama artık senin görevin, kendini saklamak değil, kendini onurlandırmaktır.
Maskesiz halinle parladığında, hayat da sana gerçeğini gösterecektir.
