Canım Kadın,
Sürekli kaçtığın şey, sen onunla yüzleşme cesaretini bulana dek aklından çıkmaz.
Ne kadar bastırırsan, o kadar büyür.
Ne kadar susarsan, o kadar bağırır.
Ne kadar uzaklaşırsan, o kadar seni takip eder.
Kaçtığın şey aslında seni cezalandırmak için değil, şifalanman için karşında durur.
O, senin yarım kalmış parçandır.
Yüzleşmekten korktuğun duygular, tamamlanmayı bekleyen hikayendir.
Ve bil ki, bastırılan hiçbir şey yok olmaz — sadece şekil değiştirir.
Kimi zaman öfke olur, kimi zaman kaygı, kimi zaman da “neden hep aynı şeyleri yaşıyorum” diye sorduğun döngüler.
Canım kadın,
Kaçtığın şey aslında seni kendine döndürür.
Çünkü cesaret, korkunun yokluğu değil; korkuya rağmen adım atabilmektir.
Yüzleştiğinde ne olur biliyor musun?
O acı, yavaş yavaş anlam kazanır.
O kırgınlık, bir derse dönüşür.
Ve sen… o an büyürsün.
Bazen bir travmanın içinden değil, tam da onun üzerinden geçerek yeniden doğarsın.
Artık kaçmazsın, çünkü anlarsın — o gölge, seni yutmak için değil, aydınlatmak için varmış.
Egzersiz: “Gölgene Bakma Cesareti”
1. Sessiz bir köşeye geç, bir mum yak veya küçük bir ışık bırak karşısına.
2. Derin bir nefes al, verirken gözlerini kapat.
3. Aklına sürekli kaçtığın bir konu gelsin: belki bir kişi, belki bir olay, belki bir korku.
4. Ondan kaçmak yerine, onunla konuştuğunu hayal et.
İçinden sor:
> “Bana ne öğretmeye geldin?”
5. Cevap hemen gelmeyebilir, sadece hisset.
İçinde bir ağırlık varsa, elini kalbine koy ve şunu fısılda:
> “Artık senden kaçmıyorum. Seni fark ediyor, kabul ediyorum.”
6. Gözlerini aç ve derin bir nefes al.
Çünkü o anda, içsel zincirin bir halkası kırılmış olur.
Canım Kadın,
Hayat bazen kaçtıklarınla yüzleştirmeden seni serbest bırakmaz.
Ama sen her seferinde biraz daha cesur, biraz daha bilge olursun.
Unutma, yüzleşmek acıtır ama iyileştirir.
Kaçmak rahatlatır ama zincirler.
Bugün hangisini seçeceğin, yarının yönünü belirler.
Kendine dön, gölgene bak, ondan korkma…
Çünkü o gölgenin içinde seni özgürleştirecek ışığın saklı.