A Milli takımımız, Kocaeli'nde Gürcistan karşısında, güzel bir oyunla sonuca gitti. 4-1    Kocaeli stadında, gerçekten görülmeye değer bir atmosfer vardı. Vatandaşlarımızın coşkusu, neredeyse elle tutulabilecek seviyedeydi!     Bu coşkuyu arkasına alan Milliler, maça son derece tempolu başladı. Önde baskı, çabuk ve ayağa paslarla, göze hoş gelen bir oyun ortaya koyduk. Gürcüler de kazanmak için oynadılar. Önde baskı kurmaya çalıştılar. Topu hızlıca ön bölgeye taşıyıp, sonuca gitmeye çalıştılar. Ama sonunu hiç getiremediler.            İlk yarı için, savunmada hiç boşluk vermedik. 15. dakikada, Gürcüler savunmada çok büyük bir hata yaptı. Ofsayt hattındaki, bir adımlık hatayı, soyadı Yıldız, kendi yıldız, oyuncumuz Kenan, affetmedi, klas bir vuruşla ağlara gönderdi. Skor değiştiğinde, genelde oyun anlayışı ve tempo da değişir. Fakat dün gece öyle olmadı. Takımımız aynı baskıyı ve tempoyu sürdürmeye devam etti. Topu hep ön alanda tuttuk ve pozisyonlar bulmaya devam ettik. Bu kadar baskının doğal sonucu olarak, bir çok duran top fırsatı yakaladık. Yıllarca, uluslararası müsabakalarda en büyük sıkıntımız ölü toplar olmuştu.Sayısız goller yedik. Ama bu jenerasyonla beraber, bu toplar en büyük silahımız oldu. Burada en büyük etken, ölü topları nokta atışla, servis eden Hakan Çalhanoğlu ve Arda Güler kardeşlerim.Bu net. Dünkü mücadelenin, bana göre en büyük yıldızı Çalhanoğlu idi. Yanı sıra Merih Demiral hem savunmada iyiydi hem de gidip iki gol buldu. Bir stoper, bundan daha fazla nasıl katkı verir bilemiyorum...     Korner atışı sonrası bulduğumuz ikinci golden sonra bile, milliler yavaşlamadı. Burada tempoyu belirleyen de Kerem Aktürkoğlu oldu. Bir önceki maçta, Bulgar savunması arasında kaybolan oyuncumuz, bu maç çok gayretliydi. Çok koştu, çok mücadele etti. Arzuladığı golü bulamasa da, yaptığı pres ve top alışverişi ile takımı ön bölgede tutmayı başardı. Takımda çabuk oynama alışkanlığı yüksek, bir çok oyuncu bulunduğundan, hızlı ve ayağa paslarla etkili oluyoruz. Yine böyle bir atağımızda, Gürcüler topu çizgiden çevirse de, top Yunus'un önünde kaldı ve o da rahat bir gol vuruşuyla farkı 3'e taşıdı. Devreye kadar, bir iki pozisyon daha bulduk ama  skoru arttıramadık.      İkinci yarı 3 farktan sonra Gürcülerin gardı düşer sanmıştım. Nispeten daha rahat bir maç bekliyordum. Hiç öyle olmadı. Rakip ikinci yarıya fırtına gibi başladı. Savunmada sert oyunlarını da sürdürdüler. Bu sırada Çalhanoğlu, Demiral ikilisi, şapkadan bir tavşan daha çıkardılar. Yine bir korner vuruşu sonrası farkı 4'e taşıdılar. Yine de rakip kırılmadı!  4 farka rağmen, etkili olmaya devam ettiler. Bu bölümde, orta saha oyuncularımız, ilk yarıda yaptıkları müthiş presin getirdiği yorgunluk ve 4 farkın getirdiği rehavetle biraz oyundan düştüler. Montella da oyuncu değişikliklerinde geç kalınca, golü yedik. Sonrasında Montella gerekli değişiklikleri yapınca, oyun tekrardan dengeye geldi.     Bu galibiyetle play of'u garantiledik diyebilirim. Ama grup birinciliği için İspanya'yı deplasmanda 4-5 farkla yenmek gerekiyor. Tabi bu çok uzak bir ihtimal. Kalan iki maçta, sıralamanın değişeceğini sanmıyorum.      Play of'ta ise avantajlı taraf biz olacağız. Hem Milletler liginde A grubuna yükselmemiz, hem de Fifa listesindeki sıramız bunu işaret ediyor.     Bulgaristan, dengimiz bir takım değil. Çok rahat bir galibiyet bekliyorum. Grubun final maçı İspanya'da oynanacak. Matematiksel olarak olmasa da, prestij açısından, çok önemli bir mücadele olacak. Ben takımımıza inanıyorum. Orada da yüzümüzü ağartacak bir sonuç bekliyorum...