Karşıyaka, ev sahibi olduğu maçta, Eskişehir Anadolu Üniversitesi'ne diş geçiremedi. 0-0
Son derece keyifsiz bir mücadele izledik. Hakem Hatem Yarar da tüy dikti!
Karşıyaka 4 haftadır kazanırken, ön plana çıkan, oyuncuların koşu kalitesi idi. Fakat bu hafta, bunu göremedik. Önde basıp, pres yaparak, top kazanan ve defansta eksik yakaladığı rakiplerine karşı, pozisyonlar üreten bir ekiptik. Bu planla, bu güne kadar sonuca gitmiştik. Dün bunu uygulayamadık. Gördüğüm kadarıyla, bunun iki sebebi vardı. Birincisi, arka arkaya alınan 4 galibiyet nedeniyle doğan rehavet. Her hafta koştukları kadar koşmadılar. Şampiyonluk yolundaki rakiplere karşı elde edilen başarılı sonuçlardan sonra, Anadolu Üniversitesi'nin sıralamadaki yerine göre, oyunculardaki, "Nasıl olsa kazanırız!" psikolojisi. Gördünüz mü futbolcu kardeşlerim? Maç sahada kazanılır! Oynamadan, ter akıtmadan olmaz! Hiçbiriniz de kusura bakmasın, henüz takımda iyi futbolcu göremedim! Hepiniz iyi futbolcu adayısınız! Ben oldum sanan, bu seviyelerde oynamaya devam eder. Çok çalışanlar da Karşıyaka ile beraber, lig çıkmaya, yükselmeye devam eder. Karşıyaka zıplama tahtasıdır. Göz önündeki bir kulüptür. Burada başarılı olanın önü açılır. Açın bakın, son 20 yıllık kadrolarımıza, başarılı olanlar, bizden sonra süper lig'de bile oynadılar. Bu seneyi çok çalışarak geçirenlerin önü açık olacaktır.
Sonuç olarak birinci sebep, takımdaki düşüş, ikinci sebep ise, Atatürk stadı.
Bu stat Olimpik bir stattır ve atletizm için dizayn edilmiştir. Hatırlayanlar olacaktır, bu stat Akdeniz Oyunlarına ev sahipliği yapacağımız için inşa edilmişti.Bu yüzden, eni, boyuna göre bu kadar ayarsız bir stat bulamazsınız! Enine dar olduğu için, kanatları etkili kullanmak çok zor! Boyu da anlamsız bir şekilde uzun tutulmuş! Sanki bir koridorda futbol oynuyorsun! Bu da kör defans yapan takımların ekmeğine yağ sürer! Mesela bu hafta, her hafta gördüğümüz, kaleciye baskıyı, hemen hemen hiç göremedik. Çünkü mesafe çok uzundu. Burada kapanan takımlara karşı, böyle çok puanlar veririz. Hele ki oynamamaya çalışan takımlara destek olan hakemlerle! Hakemler her halde şöyle düşünüyor: - Aaa! Bunlar ne güzel oynamamaya çalışıyor! Zaman çalıyor, tekme atıyor! Dur ben de, şunlara destek olayım da, rahat rahat puan alsınlar!
Evet, dün iyi oynamadık. 90+3 te Adem'in altı pas üzerinde bomboş pozisyonda, kötü vurduğu top dışında, çok net gol pozisyonu üretemedik. Bunun baş sorumlusu hakem. Çoğu atağımız, hakem hatalarından, başlamadan bitti. İki net penaltıyı atladı! Ve rakibin attığı tekmeleri hiç görmedi. Kartlar çıkmayınca, rakip oyuncular, daha sert faullere cüret ettiler. Orta sahada, rakip oyuncu, Erhan'ın beline sarılıp, etrafında 360 derece çevirdi! Burada bile kart çıkmadı. Ama bizim çocuklar, en ufak bir tepki gösterse, kartını kullanmakta hiç tereddüt etmedi! Yıllarca top oynamış biri olarak söylüyorum, böyle hakemlerle mücadele etmek, rakiplerle mücadele etmekten çok daha zor! İnsanın, böyle haksızlıklara isyan etmemesi çok zor! Hele ki nabız bu kadar yüksekken...
Bunu defalarca yazdım, yine yazayım. Karşıyaka şampiyon olursa, herkese ve herşeye rağmen şampiyon olur! Rakiplere, federasyona, hakemlere, medyaya ve bir takım gizli güçlere rağmen şampiyon olur! O yüzden hakemlerle hiç muhattap olmayın! Ben de Londra'da böyle bir sezon geçirdim. Ne yapalım diye toplantı yaptık. Çıkan karar şu oldu: Sırıtmak! Şaka yapmıyorum! Bütün hatalı kararlardan sonra, hakemin karşısına dikilip sırıtıyorduk! Böylece en azından sadece bizim değil, hakemlerin de siniri bozuluyordu! Asla konuşmuyorduk! Sadece sırıtıyorduk. Bizde işe yaramıştı. Hiç olmazsa, itirazdan bir daha kart görmedik! Tavsiye ederim. Bir deneyin, belki işe yarar. Çünkü bu hakem hataları, hata falan değil. Sistematik.Türk futbolundaki Atatürk düşmanı,kripto fetö'cüler, tespit edilip, ceza alana kadar devam edecek.
İç sahada, küme düşme adaylarına puan verirsek, şampiyonluk zora girer. Bu beraberlik ile deplasmanda aldığımız Kütahya galibiyetinden elde ettiğimiz avantaj sona erdi. Rakiplere moral geldi. Yapılacak şey, bu maçı hemen unutup, önümüzdeki hafta oynayacağımız maça odaklanmak. Basatemur hocaya da tavsiyem, Atatürk stadının fiziki şartlarını iyi incelesin. Çimlerini biçtirsin. Bu kötü dizayn edilmiş sahaya göre, bir oyun planı düşünmeye başlasın. Hatta izin alınabiliyorsa, her hafta, en az bir antremanı, bu sahada yaptırsın.
Yönetime de tavsiyem, bu stattan mutlaka kurtulun! Hem taraftar baskısını yaşatamıyoruz, hem de sahanın fiziki yapısı, ön tarafta baskı yapmaya çalışan ekipler için dezevantajlı. Sonuçta buraya da İzban'la geliyoruz. Menemen'de oynayalım? Gerekirse bütün tuşlara basın. Taraftarla organize olup, eylem yapın! Ama mutlaka bu sorunu çözün!
Anasayfa
Yazarlar
TANER ÇANIRTAY
Yazı Detayı
Bu yazı 1145 kez okundu.
Kötü Futbol, Kötü Stat, Kötü Hakem
Karşıyaka, ev sahibi olduğu maçta, Eskişehir Anadolu Üniversitesi'ne diş geçiremedi. 0-0
Son derece keyifsiz bir mücadele izledik. Hakem Hatem Yarar da tüy dikti!
Karşıyaka 4 haftadır kazanırken, ön plana çıkan, oyuncuların koşu kalitesi idi. Fakat bu hafta, bunu göremedik. Önde basıp, pres yaparak, top kazanan ve defansta eksik yakaladığı rakiplerine karşı, pozisyonlar üreten bir ekiptik. Bu planla, bu güne kadar sonuca gitmiştik. Dün bunu uygulayamadık. Gördüğüm kadarıyla, bunun iki sebebi vardı. Birincisi, arka arkaya alınan 4 galibiyet nedeniyle doğan rehavet. Her hafta koştukları kadar koşmadılar. Şampiyonluk yolundaki rakiplere karşı elde edilen başarılı sonuçlardan sonra, Anadolu Üniversitesi'nin sıralamadaki yerine göre, oyunculardaki, "Nasıl olsa kazanırız!" psikolojisi. Gördünüz mü futbolcu kardeşlerim? Maç sahada kazanılır! Oynamadan, ter akıtmadan olmaz! Hiçbiriniz de kusura bakmasın, henüz takımda iyi futbolcu göremedim! Hepiniz iyi futbolcu adayısınız! Ben oldum sanan, bu seviyelerde oynamaya devam eder. Çok çalışanlar da Karşıyaka ile beraber, lig çıkmaya, yükselmeye devam eder. Karşıyaka zıplama tahtasıdır. Göz önündeki bir kulüptür. Burada başarılı olanın önü açılır. Açın bakın, son 20 yıllık kadrolarımıza, başarılı olanlar, bizden sonra süper lig'de bile oynadılar. Bu seneyi çok çalışarak geçirenlerin önü açık olacaktır.
Sonuç olarak birinci sebep, takımdaki düşüş, ikinci sebep ise, Atatürk stadı.
Bu stat Olimpik bir stattır ve atletizm için dizayn edilmiştir. Hatırlayanlar olacaktır, bu stat Akdeniz Oyunlarına ev sahipliği yapacağımız için inşa edilmişti.Bu yüzden, eni, boyuna göre bu kadar ayarsız bir stat bulamazsınız! Enine dar olduğu için, kanatları etkili kullanmak çok zor! Boyu da anlamsız bir şekilde uzun tutulmuş! Sanki bir koridorda futbol oynuyorsun! Bu da kör defans yapan takımların ekmeğine yağ sürer! Mesela bu hafta, her hafta gördüğümüz, kaleciye baskıyı, hemen hemen hiç göremedik. Çünkü mesafe çok uzundu. Burada kapanan takımlara karşı, böyle çok puanlar veririz. Hele ki oynamamaya çalışan takımlara destek olan hakemlerle! Hakemler her halde şöyle düşünüyor: - Aaa! Bunlar ne güzel oynamamaya çalışıyor! Zaman çalıyor, tekme atıyor! Dur ben de, şunlara destek olayım da, rahat rahat puan alsınlar!
Evet, dün iyi oynamadık. 90+3 te Adem'in altı pas üzerinde bomboş pozisyonda, kötü vurduğu top dışında, çok net gol pozisyonu üretemedik. Bunun baş sorumlusu hakem. Çoğu atağımız, hakem hatalarından, başlamadan bitti. İki net penaltıyı atladı! Ve rakibin attığı tekmeleri hiç görmedi. Kartlar çıkmayınca, rakip oyuncular, daha sert faullere cüret ettiler. Orta sahada, rakip oyuncu, Erhan'ın beline sarılıp, etrafında 360 derece çevirdi! Burada bile kart çıkmadı. Ama bizim çocuklar, en ufak bir tepki gösterse, kartını kullanmakta hiç tereddüt etmedi! Yıllarca top oynamış biri olarak söylüyorum, böyle hakemlerle mücadele etmek, rakiplerle mücadele etmekten çok daha zor! İnsanın, böyle haksızlıklara isyan etmemesi çok zor! Hele ki nabız bu kadar yüksekken...
Bunu defalarca yazdım, yine yazayım. Karşıyaka şampiyon olursa, herkese ve herşeye rağmen şampiyon olur! Rakiplere, federasyona, hakemlere, medyaya ve bir takım gizli güçlere rağmen şampiyon olur! O yüzden hakemlerle hiç muhattap olmayın! Ben de Londra'da böyle bir sezon geçirdim. Ne yapalım diye toplantı yaptık. Çıkan karar şu oldu: Sırıtmak! Şaka yapmıyorum! Bütün hatalı kararlardan sonra, hakemin karşısına dikilip sırıtıyorduk! Böylece en azından sadece bizim değil, hakemlerin de siniri bozuluyordu! Asla konuşmuyorduk! Sadece sırıtıyorduk. Bizde işe yaramıştı. Hiç olmazsa, itirazdan bir daha kart görmedik! Tavsiye ederim. Bir deneyin, belki işe yarar. Çünkü bu hakem hataları, hata falan değil. Sistematik.Türk futbolundaki Atatürk düşmanı,kripto fetö'cüler, tespit edilip, ceza alana kadar devam edecek.
İç sahada, küme düşme adaylarına puan verirsek, şampiyonluk zora girer. Bu beraberlik ile deplasmanda aldığımız Kütahya galibiyetinden elde ettiğimiz avantaj sona erdi. Rakiplere moral geldi. Yapılacak şey, bu maçı hemen unutup, önümüzdeki hafta oynayacağımız maça odaklanmak. Basatemur hocaya da tavsiyem, Atatürk stadının fiziki şartlarını iyi incelesin. Çimlerini biçtirsin. Bu kötü dizayn edilmiş sahaya göre, bir oyun planı düşünmeye başlasın. Hatta izin alınabiliyorsa, her hafta, en az bir antremanı, bu sahada yaptırsın.
Yönetime de tavsiyem, bu stattan mutlaka kurtulun! Hem taraftar baskısını yaşatamıyoruz, hem de sahanın fiziki yapısı, ön tarafta baskı yapmaya çalışan ekipler için dezevantajlı. Sonuçta buraya da İzban'la geliyoruz. Menemen'de oynayalım? Gerekirse bütün tuşlara basın. Taraftarla organize olup, eylem yapın! Ama mutlaka bu sorunu çözün!
Ekleme
Tarihi: 05 Ekim 2025 -Pazar
Kötü Futbol, Kötü Stat, Kötü Hakem
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.