Karşıyaka, İzmir Atatürk Stadında, misafir ettiği Nazillispor'u, çok da iyi oynamadığı maçta, tek golle de olsa geçmeyi başardı. 1-0
Herhalde hiç kimse, Karşıyaka iyi bir futbol ortaya koydu, diyemez. Ama 3 puan, taraftara her şeyi unutturur! Taraftarımızın maç sonunda sergilediği coşku, görülmeye değerdi...
Dün görevini eksiksiz yapan, sadece tribünlerdeki cefakar taraftarlardı. İlk düdükten itibaren, hiç susmadılar, seslerini arttırarak, maçın sonuna kadar desteğe devam ettiler.
Önce Nazillispor'dan bahsetmek istiyorum. Lig'de bulunduğu yeri fazlasıyla hak ettiklerini söyleyebilirim. Bu sene, seyrettiğim en kötü ve spor karekteri en düşük takım maalesef Nazillispor'du. Daha 10. dakikadan yerlere yatıp, süre çalmaya çalıştılar. Manzara o kadar komikti ki, Karşıyakalı bir oyuncu, yanından geçse, rakip hemen kendini yere bırakıyor. Eğer hakem oyunu durdurmazsa, bir diğeri kendini yere bırakıyor! Resmen güneş kremlerini sürüp yatmaya gelmişler! Hakem de, bu kendini her pozisyon yere bırakan prenseslere, gereken nezaketi gösterdi. Düdüğü hiç susmadı. Hepsine faul çaldı.
Ama dakikalar 30'u gösterdiğinde, ilk kez ciddi bir pozisyonda, Yasin'i ceza alanı içerisinde topla buluşturduk. O da "Ben bu oyunu bozarım arkadaş!" dedi ve takımımızı öne geçirdi. Bu kadar kısır bir maçta, bulduğun şansı kullanmak önemlidir. Yasin kardeşimi tebrik ediyorum.
Ben kabiliyeti olan adamı eleştiririm. Olmayanların adını pek ağzıma almam. O yüzden Erhan kardeşimin adını, bu köşede sık sık duyacaksınız. Lütfen "Bu abi de bana taktı, hep beni eleştiriyor." diye düşünmesin. Erhan henüz 25 yaşında bir kardeşimiz. Ben de 25 yaşında Londra'ya gittim. Ciğerlerim çıkıyordu antremanlarda, maçlarda! Koşmayı bilmiyormuşum! Öğrendim! Çabuk oynamayı bilmiyormuşum! Öğrendim! Erhan'la kendimi, futbol karekteri olarak çok benzetiyorum. Erhan'ın da bu iki konu üzerine çalışması gerekiyor. Dün kendisini biraz isteksiz bulsam da kötü oynadı diyemem. İlerleyen haftalarda, daha iyi bir oyun ortaya koyacağına eminim.
Hakem ilk yarıda vermesi gereken çok net bir kırmızı kartı vermedi. Gözlemci her halde bu kadar net bir hatayı rapor etmiştir. Onun dışında skora tesir eden bir hatasını görmedim. Ama takdir haklarını, hep misafir ekip lehine kullandı.
Takım savunmasında iyi göründük. İlk devre hiç pozisyon vermedik. Sonrasında, Nazillispor biraz ceza alanımız civarında görünse de net gol şansı yakalayamadılar. Tamam, biz fena savunma yapmadık. Ama hiç savunma yapmasak da bu rakipte, bize gol atacak yetenek yoktu! Zaten oynadıkları 7 maçta sadece 2 gol atabilmiş bir takımdan bahsediyoruz! Takviye yapmazlarsa, amatör kümeye doğru bir biletleri var ellerinde!
Sonuç olarak, iyi oynamadan kazandık! 30 maç var toplamda. Bunların hepsinde iyi oynayarak kazanmak, mümkün değil. Şampiyon takımların ortak bir özelliği vardır. Bazen kötü oynayarak da kazanırlar. Bu çok önemlidir. Çünkü, kötü futbol unutulur. Ama o 3 puan, puan cetvelinde görülmeye devam eder!
TFF'nin sitesinde gördüğüme göre, bu maç, Atatürk Stadındaki son maçımızmış. Alsancak Mustafa Denizli Stadına, Altay maçıyla beraber, geri dönüyoruz. Haydi bakalım, göğsünde Atatürk'ün armağan ettiği ay-yıldız bulunan takımın taraftarı! Bahanen kalmadı! Takım dolu dizgin gidiyor! Maçlar artık Alsancak'ta! Doldurun şu tribünleri de, elalem taraftar görsün! Neredesiniz Atatürk'ün askerleri? Tribün seni çağırıyor!
Anasayfa
Yazarlar
TANER ÇANIRTAY
Yazı Detayı
Bu yazı 869+ kez okundu.
Kazanan Daima Haklıdır. Ama...
Karşıyaka, İzmir Atatürk Stadında, misafir ettiği Nazillispor'u, çok da iyi oynamadığı maçta, tek golle de olsa geçmeyi başardı. 1-0
Herhalde hiç kimse, Karşıyaka iyi bir futbol ortaya koydu, diyemez. Ama 3 puan, taraftara her şeyi unutturur! Taraftarımızın maç sonunda sergilediği coşku, görülmeye değerdi...
Dün görevini eksiksiz yapan, sadece tribünlerdeki cefakar taraftarlardı. İlk düdükten itibaren, hiç susmadılar, seslerini arttırarak, maçın sonuna kadar desteğe devam ettiler.
Önce Nazillispor'dan bahsetmek istiyorum. Lig'de bulunduğu yeri fazlasıyla hak ettiklerini söyleyebilirim. Bu sene, seyrettiğim en kötü ve spor karekteri en düşük takım maalesef Nazillispor'du. Daha 10. dakikadan yerlere yatıp, süre çalmaya çalıştılar. Manzara o kadar komikti ki, Karşıyakalı bir oyuncu, yanından geçse, rakip hemen kendini yere bırakıyor. Eğer hakem oyunu durdurmazsa, bir diğeri kendini yere bırakıyor! Resmen güneş kremlerini sürüp yatmaya gelmişler! Hakem de, bu kendini her pozisyon yere bırakan prenseslere, gereken nezaketi gösterdi. Düdüğü hiç susmadı. Hepsine faul çaldı.
Ama dakikalar 30'u gösterdiğinde, ilk kez ciddi bir pozisyonda, Yasin'i ceza alanı içerisinde topla buluşturduk. O da "Ben bu oyunu bozarım arkadaş!" dedi ve takımımızı öne geçirdi. Bu kadar kısır bir maçta, bulduğun şansı kullanmak önemlidir. Yasin kardeşimi tebrik ediyorum.
Ben kabiliyeti olan adamı eleştiririm. Olmayanların adını pek ağzıma almam. O yüzden Erhan kardeşimin adını, bu köşede sık sık duyacaksınız. Lütfen "Bu abi de bana taktı, hep beni eleştiriyor." diye düşünmesin. Erhan henüz 25 yaşında bir kardeşimiz. Ben de 25 yaşında Londra'ya gittim. Ciğerlerim çıkıyordu antremanlarda, maçlarda! Koşmayı bilmiyormuşum! Öğrendim! Çabuk oynamayı bilmiyormuşum! Öğrendim! Erhan'la kendimi, futbol karekteri olarak çok benzetiyorum. Erhan'ın da bu iki konu üzerine çalışması gerekiyor. Dün kendisini biraz isteksiz bulsam da kötü oynadı diyemem. İlerleyen haftalarda, daha iyi bir oyun ortaya koyacağına eminim.
Hakem ilk yarıda vermesi gereken çok net bir kırmızı kartı vermedi. Gözlemci her halde bu kadar net bir hatayı rapor etmiştir. Onun dışında skora tesir eden bir hatasını görmedim. Ama takdir haklarını, hep misafir ekip lehine kullandı.
Takım savunmasında iyi göründük. İlk devre hiç pozisyon vermedik. Sonrasında, Nazillispor biraz ceza alanımız civarında görünse de net gol şansı yakalayamadılar. Tamam, biz fena savunma yapmadık. Ama hiç savunma yapmasak da bu rakipte, bize gol atacak yetenek yoktu! Zaten oynadıkları 7 maçta sadece 2 gol atabilmiş bir takımdan bahsediyoruz! Takviye yapmazlarsa, amatör kümeye doğru bir biletleri var ellerinde!
Sonuç olarak, iyi oynamadan kazandık! 30 maç var toplamda. Bunların hepsinde iyi oynayarak kazanmak, mümkün değil. Şampiyon takımların ortak bir özelliği vardır. Bazen kötü oynayarak da kazanırlar. Bu çok önemlidir. Çünkü, kötü futbol unutulur. Ama o 3 puan, puan cetvelinde görülmeye devam eder!
TFF'nin sitesinde gördüğüme göre, bu maç, Atatürk Stadındaki son maçımızmış. Alsancak Mustafa Denizli Stadına, Altay maçıyla beraber, geri dönüyoruz. Haydi bakalım, göğsünde Atatürk'ün armağan ettiği ay-yıldız bulunan takımın taraftarı! Bahanen kalmadı! Takım dolu dizgin gidiyor! Maçlar artık Alsancak'ta! Doldurun şu tribünleri de, elalem taraftar görsün! Neredesiniz Atatürk'ün askerleri? Tribün seni çağırıyor!
Ekleme
Tarihi: 19 Ekim 2025 -Pazar
Kazanan Daima Haklıdır. Ama...
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.
