Hafta içi mesaisinde, Didim Atatürk Stadında, Karşıyaka maçın son anlarında bulduğu golle rakibi Sökespor'u tek golle devirmeyi başardı. 0-1    Didim'de futbol için herşey elverişliydi, elverişli olmayan tek şey sahanın zeminiydi! Zemin o kadar kötüydü ki yürüyüş yapmak için bile tercih etmezdiniz! Böyle bir sahada, profesyonel futbol maçı, nasıl oynanabilir? Artık devasa olmuş olan futbol ekonomisi, iş, altyapı ve tesise gelince, nasıl bu kadar konudan uzak kalabiliyor?     Böyle bir maçı oynamak da zor, yorumlamak da...     Zemin o kadar kötüydü ki, ben hoca olsam, taktiği ve kadroyu, zemine göre belirlerdim! Kimbilir? Belki de Basatemür hoca da öyle yapmıştır...     Sahanın sağ tarafı, belirgin bir şekilde, sol taraftan daha bozuktu. O yüzden ilk devre hücum ettiğimizde, zorluklar yaşadık. Ayağa oynamaya çalışan bir ekip olduğumuzdan, bozuk zemin, bizi bozar! Bu sahada Söke ekibinin yaptığı gibi, ceza yayı üzerine topu doldurup, seken toplarla, pozisyon bulmaya çalışmak dışında bir seçenek yok! Nitekim biz de golü 90+8 bile geçmişken, ceza alanı içine doldurduğumuz, bir topla bulduk!  Ama sonra o ne sevinç! O ne mutluluk! Tarif edilemez!      Gerçekten de son dakika golleri ile gelen galibiyet, fanatikler arasında daha çok sevilir, daha çok keyif verir. Bu muhakkak. Ama bu gol, son dakika değil, son saniye golüydü! Basketboldaki, son saniye üçlüklerini andırdı! Öyle ki, golün santrası bile yapılamadı. Genç Mehmet Güneş, fişi çekiverdi ve maç bitti!      Böyle gelen, son dakika galibiyetleri, bir de bu işten anlayanların çok hoşuna gider! Çünkü şampiyonluk habercisidir! Yarın, öbür gün, bu oynanan futbol unutulur. Ama o üç altın puan, sıralamadaki yerinizi belirler!     Evet, bugün Karşıyaka hiçbirşey oynamadı. Fazla gol şansı bulamadı. Ama pozisyon da vermedi.  Evet, Karşıyaka ön alanda istediklerini yapamadı ama bunda zeminin de önemli rolü vardı. Hepsinden önemlisi ise kazanma azmi idi. İlk yarı, rakibin üzerine pek gitmeden oynasalar da, ikinci devre, top oynama arzumuz yerindeydi. Defans güvenliğinden de ödün vermeden oynadık ve topun kontrolü genelde bizdeydi. Hakem Lütfullah Aslan, ikinci yarının ortalarındaki, net penaltımızı çalsaydı, bu maç buralara gelmezdi. İkinci yarı net pozisyonlarımız da vardı. Onları da değerlendiremedik. Fakat son dakikada da olsa Karşıyakalı oyuncular kazanmayı bildi!      Şimdi Pazartesi, Karşıyakalıların çok önemli bir görevi var! Akşam iş çıkışı, hep beraber Alsancak Mustafa Denizli Stadına gidiyoruz! Sezonun ilk yarısının sona ereceği bu maçta, şampiyonluk isteyen bir taraftar görmek istiyoruz! Mazeret yok! Herkes işini gücünü ayarlasın! Akşam 19.00'da Alsancak'ta olsun! Atatürk'ün ay yıldız armağan ettiği armamızı, en yükseğe taşıyalım!  Sevgi ve Saygılarımla