Karşıyaka'nın yıllardır yaşadığı, hedef maçlarda yaşadığı şanssızlık, nihayet bitti. Seneler sonra, bir eşik aşıldı. Herkes evine mutlu döndü. Karşıyaka sahasında, Balıkesirspor'u 2-1 mağlup etti. Bir sonraki iç saha maçında en az 12 bin taraftar bekliyorum.      Yaklaşık 8-9 bin taraftar önünde oynanan müsabakada, Karşıyaka, ikinci devrede bulduğu gollerle kazanmayı bildi. Aslında Karşıyaka baştan sona üstün bir oyun sergiledi. İlk düdükle beraber rakip sahaya çöken, Karşıyakalı oyuncular, oyunu rakip ceza alanı civarına yıkmayı başarsalar da, ne istenen gol geldi, ne de pozisyonlar. Bu bölümde, Balıkesirspor'un iyi savunma yaptığını söyleyebiliriz. Fakat hücumda, ilk yirmi dakika, orta saha çizgisini bile geçemediler. İşte bu noktada hakem Umut Yalçınkaya devreye girdi! Olmayan bir pozisyondan, faul yarattı. Balıkesir ilk kez orta sahayı geçti. O top da gitti gol oldu! Geçen sene formamızı terleten Ali Gayla, şık bir gole imza attı. Sonra, oyun, yine moduna döndü. Tekrar müthiş bir baskı ama sonuç yok...      İkinci yarının ortalarında goller geldi. Daha pozitif bir futbol ortaya koyduğumuz, bu bölümde, Karşıyakalı oyuncular, fırsatlar bulmaya başladılar. İlk golü kaydeden Erhan, gerçekten de bileklerine hakim bir oyuncu, yetenekli ama oyunu okumada biraz zayıf.Fizik kalitesini artırmalı. Kendisini geliştirmek istiyorsa, saha içi çalışmaları kadar saha dışı çalışmalar da yapmalı. Birçoklarınıza komik yada enteresan gelebilir ama kendisine  tavsiyem, satranç gibi stratejik oyunlar oynaması. Çok çalışırsa, ileride çok iyi bir futbolcu olabilir. Kaydettiği golde yaptığı kafa vuruşu, akıl doluydu. Ama bundan birkaç dakika önce, öyle bir gol kaçırdı ki, kendi bile inanamadı!  Erhan kardeşim, top oralarda, ayakta fazla gevelenmez. Ceza alanı içerisinde, kaleyi gördün mü, vuracaksın. Yoksa böyle, ezilir gider o toplar. İkinci golün kahramanı Yasin, çok zor bir gole imza attı. Tam bir santrafor golüydü. Rakip arkasında ve kaleye sırtı dönükken topu aldı. Döndü,  rakibini ekarte etti ve köşeye düzgün bir vuruşla  golü yaptı. Denge, güç ve son vuruş becerisi isteyen bir gol oldu. Kendisini tebrik ederim.     Şampiyonluğa oynayan bir takım için yeterince pozisyon ürettiğimizi söyleyemem. Ama kazanan takım da fazla eleştirilmez diye düşünenlerdenim. O yüzden, detaylara girmeyeceğim. Bunun yerine şunları söyleyeceğim;  Karşıyaka bu ligin çok üzerinde bir camia. Bunu herkes biliyor. Bu yüzden de İzmir'e gelecek her takım, istisnasız, kalesinin önünde 10 kişi ile oynayacak ve kapalı savunma yapacaktır. Hakemler de genelde dünkü Umut paşa gibi bizi ince ince doğrayacaklar. Rakipler yerden kalkmayacak ve sinirimizi bozmaya çalışacaklar. Federasyon hep böyle hakemleri, seçip seçip bize gönderecek ama biz yine de şampiyon olacağız. Çünkü Karşıyaka şampiyon olursa, herkese ve herşeye rağmen şampiyon olur!     Kendilerinden hiçbir umudum yok ama yine de, bir gazeteci olarak yazmak zorundayım. Federasyon,  oyuncuların zaman hırsızlığına bir çözüm bulmalı. Oyuncu, bariz bir şekilde, vakit çalıyor, sakatlık numarası yapıyor.  Ama sen sedye istemiyorsun ve tedaviyi saha içinde yaptırıyorsun!  Yani bu hırsızı ödüllendiriyorsun!  Al bakalım kenara,  ilk yatan oyuncuyu. Sonra da iki dakika başka tarafa bak. Alma bu hırsız futbolcuyu iki-üç dakika sahaya. Bak bakalım, bir daha yatıyor mu?  Ama dün Umut paşa ne yaptı?  Her yere yatan Balıkesirli oyuncunun annesi gibi yanına gitti, başında bekledi, bir terini silmediği kaldı! Hakemler oynamaya çalışan takımı korumalıdır. Hırsızlık yapmaya çalışanı değil!  Maçın sonunda, Karşıyakalı oyuncu yere düşünce, ne oldu?  Hemen sedye ile oyuncumuzu kenara taşıttı! İşte çifte standart tam da budur!     Sayın hocam Basatemür, lütfen biz bu ucuzluklara tenezzül etmeyelim. İçeride yada deplasmanda, delikanlı gibi oynayalım!  Razıyız kazansak da, kaybetsek de...      Çünkü Biz Karşıyakayız!  Çünkü Biz Atatürk'ün, armasına ay yıldız hediye ettiği kulübüz!  Sevgi ve Saygılarımla