TANER ÇANIRTAY
Köşe Yazarı
TANER ÇANIRTAY
 

Bizim Çocuklar Yürekleriyle Oynadı...

  İspanya deplasmanından, Türk Milli Takımı, başı dik ayrıldı. 2-2    Öncelikle şunu belirtmek istiyorum, olağanüstü zevkli, keyifli ve heyecanlı bir mücadele oldu. Her iki takımı da tebrik ediyorum. Harika bir oyun ortaya koydular.      Maçı birkaç kısım altında incelemek lazım. İspanya seyircisinin de desteği ile beklendiği gibi, maça baskılı başladı. Hemen oyunun başında da istediği skor avantajını aldı. Ceza alanında oluşan karambolde topu bir anda önünde bulan, İspanyol oyuncu golü yaptı. Burada oyuncularımızın, maça henüz girememiş olması, büyük etkendi. Golü yedikten sonra bile, baskıyı kıramadık. Rakip, sürekli topu ceza alanımız civarında tutmayı başardı. Bu dakikalarda ikinciyi yeseydik, işler çok değişirdi. Fakat oyunun bu bölümünde, savunma bloğumuz karekter ortaya koydu, çok iyi direnç gösterdiler ve başka gole izin vermediler. Kalecimiz Altay, Merih ve Çağlar müthiş bir performans gösterdiler. 25. dakikadan sonra, bu baskıyı kırdık ve oyun dengeye geldi. Burada da santraforumuz Deniz'in iyi oyunundan bahsetmek gerek. Rakip stoperlerle çok iyi boğuştu ve oyunu ikinci, üçüncü bölgelere taşımamızın yolunu açtı. Ve bir kere daha santraforun ne kadar önemli olduğunu, sadece gol atmak için değil, oyunu ön bölgeye taşımak için, santraforun değerini hepimize gösterdi. Umarım Montella hoca da bunu görmüştür diyeceğim...  Diyemiyorum. Çünkü dakika 65 olduğunda, üstelik skor avantajını da almışken, oyundan çıkacak en son oyuncuyu, yani Deniz'i oyundan aldı!  Ve kendi güdük futboluna geri döndü.    Şimdi ben böyle yazıyorum, Barış ve Kerem'i değersizleştiriyormuşum gibi oluyor. İlgisi yok. Bana göre ikisi de çok önemli futbolcular. Ama santrafor değiller!  Stoper oynasalar, ne kadar başarılı olabilirlerse, o kadar başarılı olabilirler oynadıkları bölgede. İkisi de kanat oyuncusu olarak çok başarılı oyuncular. Barış da dün akşam, diğer arkadaşları gibi, cansiperane bir oyun ortaya koydu. Keza Salih de milli formasını çok özlemiş. Orkun da çok başarılıydı. Ferdi'ye özel parantez açmak lazım. Süper oynadı dün gece...      İkinci golden sonra, Montella yine bizi sattı. Kendi kariyerini düşündü. Oyunculara güvenemedi. Bence çok yanlış değişikliklikler yaptı. Santrafor çıkardı, savunmaya dönük orta saha oyuncularına döndü. Kendi kariyeri için İspanya karşısında bir beraberliğin çok iyi görüneceğini düşündü ve otobüsü kalenin önüne çekti! Kabul ediyorum, kazansaydık da bir şey değişmeyecekti, tıpkı kaybetsek de bir şeyin değişmeyeceği gibi...      Bu noktada bir yerli hoca ile devam ediyor olsaydık, mutlaka kazanmaya çalışırdı. Hem prestij açısından, hem de takımın morali açısından...     Son olarak gördük ki, Montella, gezegendeki en şanslı teknik direktörlerinden biri!  İkinci takımımız diyebileceğimiz bir kadroyla oynamamıza rağmen, İspanya gibi, Dünya Kupası şampiyonluğunun, en büyük adaylarından birini deplasmanda yenebilecek bir kadro elinin altında! Ama ısrarla bizi yanlış oynatıyor.     Ben dünkü beraberliğe rağmen, play of maçları için, ümitli değilim. Çünkü, yine Montella hocanın kaprislerinin kurbanı olacağız! Yine santraforsuz oynayacağız!  Kendisine tavsiyem, en az 3-4 santrafor kadroya alsın ve birini mutlaka, her zaman sahada tutsun!     Diyeceksiniz, biz Dünya Kupasına gidemeyecek miyiz?  Bu derece yetenekli bir kadro, Dünya Kupasına gidemezse çok ayıp!  Yine birileri çıkıp, sıra dışı bir performans gösterecektir, umudu taşıyorum! Ama Montella'nın oyun anlayışı yüzünden elenirsek, benim için süpriz olmaz...     Sevgi ve Saygılarımla
Ekleme Tarihi: 19 Kasım 2025 -Çarşamba

Bizim Çocuklar Yürekleriyle Oynadı...

  İspanya deplasmanından, Türk Milli Takımı, başı dik ayrıldı. 2-2
   Öncelikle şunu belirtmek istiyorum, olağanüstü zevkli, keyifli ve heyecanlı bir mücadele oldu. Her iki takımı da tebrik ediyorum. Harika bir oyun ortaya koydular. 
    Maçı birkaç kısım altında incelemek lazım. İspanya seyircisinin de desteği ile beklendiği gibi, maça baskılı başladı. Hemen oyunun başında da istediği skor avantajını aldı. Ceza alanında oluşan karambolde topu bir anda önünde bulan, İspanyol oyuncu golü yaptı. Burada oyuncularımızın, maça henüz girememiş olması, büyük etkendi. Golü yedikten sonra bile, baskıyı kıramadık. Rakip, sürekli topu ceza alanımız civarında tutmayı başardı. Bu dakikalarda ikinciyi yeseydik, işler çok değişirdi. Fakat oyunun bu bölümünde, savunma bloğumuz karekter ortaya koydu, çok iyi direnç gösterdiler ve başka gole izin vermediler. Kalecimiz Altay, Merih ve Çağlar müthiş bir performans gösterdiler. 25. dakikadan sonra, bu baskıyı kırdık ve oyun dengeye geldi. Burada da santraforumuz Deniz'in iyi oyunundan bahsetmek gerek. Rakip stoperlerle çok iyi boğuştu ve oyunu ikinci, üçüncü bölgelere taşımamızın yolunu açtı. Ve bir kere daha santraforun ne kadar önemli olduğunu, sadece gol atmak için değil, oyunu ön bölgeye taşımak için, santraforun değerini hepimize gösterdi. Umarım Montella hoca da bunu görmüştür diyeceğim... 
Diyemiyorum. Çünkü dakika 65 olduğunda, üstelik skor avantajını da almışken, oyundan çıkacak en son oyuncuyu, yani Deniz'i oyundan aldı!  Ve kendi güdük futboluna geri döndü.
   Şimdi ben böyle yazıyorum, Barış ve Kerem'i değersizleştiriyormuşum gibi oluyor. İlgisi yok. Bana göre ikisi de çok önemli futbolcular. Ama santrafor değiller!  Stoper oynasalar, ne kadar başarılı olabilirlerse, o kadar başarılı olabilirler oynadıkları bölgede. İkisi de kanat oyuncusu olarak çok başarılı oyuncular. Barış da dün akşam, diğer arkadaşları gibi, cansiperane bir oyun ortaya koydu. Keza Salih de milli formasını çok özlemiş. Orkun da çok başarılıydı. Ferdi'ye özel parantez açmak lazım. Süper oynadı dün gece... 
    İkinci golden sonra, Montella yine bizi sattı. Kendi kariyerini düşündü. Oyunculara güvenemedi. Bence çok yanlış değişikliklikler yaptı. Santrafor çıkardı, savunmaya dönük orta saha oyuncularına döndü. Kendi kariyeri için İspanya karşısında bir beraberliğin çok iyi görüneceğini düşündü ve otobüsü kalenin önüne çekti! Kabul ediyorum, kazansaydık da bir şey değişmeyecekti, tıpkı kaybetsek de bir şeyin değişmeyeceği gibi... 
    Bu noktada bir yerli hoca ile devam ediyor olsaydık, mutlaka kazanmaya çalışırdı. Hem prestij açısından, hem de takımın morali açısından... 
   Son olarak gördük ki, Montella, gezegendeki en şanslı teknik direktörlerinden biri!  İkinci takımımız diyebileceğimiz bir kadroyla oynamamıza rağmen, İspanya gibi, Dünya Kupası şampiyonluğunun, en büyük adaylarından birini deplasmanda yenebilecek bir kadro elinin altında! Ama ısrarla bizi yanlış oynatıyor. 
   Ben dünkü beraberliğe rağmen, play of maçları için, ümitli değilim. Çünkü, yine Montella hocanın kaprislerinin kurbanı olacağız! Yine santraforsuz oynayacağız!  Kendisine tavsiyem, en az 3-4 santrafor kadroya alsın ve birini mutlaka, her zaman sahada tutsun! 
   Diyeceksiniz, biz Dünya Kupasına gidemeyecek miyiz?  Bu derece yetenekli bir kadro, Dünya Kupasına gidemezse çok ayıp!  Yine birileri çıkıp, sıra dışı bir performans gösterecektir, umudu taşıyorum! Ama Montella'nın oyun anlayışı yüzünden elenirsek, benim için süpriz olmaz... 
   Sevgi ve Saygılarımla

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberege.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.