Terörsüz Türkiye hedefinde terörle mücadele, sadece silahlarla, dağ başlarında verilecek bir mücadele olmayacağı çok açık.

Terörsüz Türkiye hedefinde terörle mücadele, sadece silahlarla, dağ başlarında verilecek bir mücadele olmayacağı çok açık.

Görülüyor ki bu zorlu mücadele, aynı zamanda milletin vicdanında, gençlerin dünyasında, şehirlerin ışığı yanan her sokağında, okul sıralarında, sosyal medyada verilecek.

Gerçekten de Terörsüz bir Türkiye hayali, sadece fiziki tehditleri bertaraf etmekle değil; terörü doğuran, besleyen, meşrulaştıran tüm sosyo-kültürel ve ideolojik kaynaklarla da hesaplaşmakla mümkündür.

Terörle mücadele aynı zamanda adil kalkınma ve sosyal devlet mücadelesidir.

Devletin güvenlik gücü kadar sosyal politikaları da sahada olmalıdır.

Medya ve dijital platformlar, terör propagandasının yeni cepheleridir.

Algı operasyonları, dezenformasyon ve nefret diliyle mücadele, en az mayın temizlemek kadar stratejik bir önem taşıyor.

Çünkü güncellendiği görülen bu terörizm,geçmişin hayaleti gibi karşımızda duruyor.

Son günlerde sahte diploma çetesine yönelik yürütülen soruşturma hakkında medyada yürütülen beşinci kol faaliyetleri, her alanda tehlikenin hala devam ettiğini gösteriyor.

Hatırlayalım mı;

KPSS, Polis Akademileri, Askeri liseler ve ALES gibi sınavlara yönelik kumpaslar, yıllar sonra devletin temelini sarsacak kadroların nasıl yaratıldığını göstermişti.

Bunlarla Fetö, sadece devletin altına dinamit döşemekle kalmadı, sosyolojik bir çöküşü de hedeflemişti.

Şimdi güncelleme yaptıkları anlaşılan taktiklerle devletin içine sızma girişimlerini hem tekrarlıyorlar hem de yine sosyolojik çöküşü hedefliyorlar.

FETÖ’nün kullandığı dijital yöntemler, teknik gibi görünse de aslında siyasi, ideolojik ve stratejik bir niyetin parçasıdır.

Kısacası bu sadece bir sahte belge meselesi sadece hukuki bir mesele değil, bu doğrudan adaleti çökertme, toplumsal güveni sabote etme ve devleti itibarsızlaştırma operasyonudur.

FETÖ, devlete sızma sanatını, kimlik değiştirmeyi, hukuku araçsallaştırmayı ustalıkla kullanan bir organizasyondur.

Bugün sahte e-imzayla denedikleri sızma girişimlerini ertesi gün başka bir maske ile tekrar deneyeceklerdir.

Burada önemli olan nokta ise: Devletin, eskisi gibi rehavete kapılan, uyuyan bir yapı değil; her türlü sızmaya karşı refleks geliştirmiş bir irade olduğu ortaya çıkmıştır.

Terörsüz Türkiye idealinin başarısı için Fetösüz Türkiye hedefine ulaşılmalıdır.

FETÖ’nün siber alanı kullanarak devlete tekrar sızma çabaları, Terörsüz Türkiye vizyonun en hassas sınavıdır.

O nedenle;

Yeşil Vatan dedik,

Mavi Vatan dedik,

Şimdi de en az bunlar kadar önemli Siber Vatan diyoruz.

Siber Vatan da bu vatan toprakları kadar kutsaldır.

Ve bu vatan, sahte e‑imzayla işgal edilemeyecek kadar büyüktür!