İzmir, günlerce çöp kokusuna, kilitlenen trafiğe ve duran belediye hizmetlerine katlandı. Grev bitti. Sözleşme imzalandı. Ama perde kapanmadı. Asıl perde şimdi açılıyor.
En düşük maaşın 66 bin TL olarak açıklanması, bir anda dikkatleri bambaşka bir yöne çevirdi. Fakat o anın en dikkat çekici detaylarından biri, sendika başkanlarının imza töreninde yer almamalarıydı. Sokakta megafonla konuşanlar, protokol masasında yoktu. Ne kadar ilginç, değil mi?
Cemil Tugay'ın tavrı ise oldukça netti: Soğuk. Mesafeli. Belki de hayal kırıklığıyla doluydu. Tören sırasında yaptığı açıklamalar, adeta içini döktüğü anlara dönüştü:
"Toplu sözleşme sürecinde CHP'li MYK üyelerinden destek göremedim."
Bu cümle, perde arkasında çok daha büyük bir çatlağın varlığını gözler önüne seriyordu.
Bir grevden fazlası mıydı?
Peki bu yaşananlar sadece bir hak arayışı mıydı? Yoksa CHP içerisinde, özellikle İzmir'de bir operasyon ya da güç savaşı mı başlatıldı?
Tugay'ın "Verilen mesajı aldım" sözü, bu ihtimallerin hiç de yabana atılamayacağını gösteriyor. Zira hemen ardından şu radikal çıkışı yaptı:
"Belediye içinde verimlilik denetimi başlatılacak. Oturduğu yerden maaş alan kimse kalmayacak."
Yani ne demek bu?
Cemil Tugay aslında çok açık konuştu:
"İşten çıkarmayı özel bir gündem yapmam, ama koltuk sabitleyici de değilim."
"Personel rotasyonu gelecek."
"Çöp ayrıştırma sistemi tüm İzmir'e yayılacak, bu da kadro kaydırmaları gerektirecek."
"Park ve bahçelere, ilaçlamaya öncelik verilecek."
Yani Cemil Tugay, sadece imzayı atmadı; aynı zamanda İzmir'in belediyecilik modelini kökten dönüştürecek sürecin de fitilini ateşledi.
Peki ya sorular?
Bu noktada hâlâ cevap bekleyen kritik sorular var:
Madem belediyenin bütçesi yoktu, bu maaş artışı nasıl karşılandı?
Bu yük, yarın başka alanlarda hizmet aksamasına neden olacak mı?
CHP içindeki bu sessizlik, İzmir'deki başkan değişiminin ardından başlayan iç hesaplaşmanın bir yansıması mı?
Cemil Bey'in sahaya inip çöp toplaması, halk nezdinde güçlü bir imaj yarattı, doğru. Ama bu, yaşanan mücadelenin sona erdiği anlamına gelmiyor.
Yeni bir dönem başladı
İzmir'de artık yeni bir dönem başladı. Bu dönem yalnızca belediyecilik değil, siyasetin de kartlarının yeniden karıldığı bir dönem olacak gibi görünüyor.
İzmir halkı artık sadece çöplerin değil, hesapların da temizlenmesini istiyor. Ve görünen o ki, Cemil Tugay bu beklentiyi net bir dille ifade etti:
"Mesajı aldım."
Belediye Başkanı, kimine göre bilerek, kimine göre farkında olmadan büyük bir dönüşümün önünü açtı. İzmir halkı da bunu gördü. Ve ideolojik reflekslerini bir kenara koyarak, "Bu başkan İzmir için çalışıyor" diyerek desteğini gösterdi.
Cemil Tugay siyasi olarak kimin hoşuna gider, kimin gitmez bilinmez… Ama İzmir halkı artık gözünü açtı. Ve öyle görünüyor ki bu göz kolay kolay kapanmayacak.