Geçenlerde “Madendeki Karanlık” başlıklı yazımla bir soruyu sormuştum:
Bazı madenlerde kimler, nasıl ve neden görev alıyor?
Görünüşte sıradan atamalar gibi duran bazı tercihler, arka planda düşündürücü izler taşıyordu.
Şimdi ise başka bir “tesadüf” ile karşı karşıyayız.
İzmir’de faaliyet gösteren bir maden şirketinde…
Yeni alınan araçlar… Ve o araçlara verilen plakalar:
Hepsinin baş harfleri “FET”
Evet yanlış okumadınız: FET.
Yani bu ülkeye darbe girişiminde bulunmuş terör örgütünün adını hatırlatan o üç harf!
Şimdi bana diyeceksiniz ki:
“Bunun nesi garip? Plakalar rastgele verilir. Tesadüf işte!”
Evet, olabilir. Plaka sisteminde bazen harf kombinasyonları denk gelir.
Ama insan yine de düşünmeden edemiyor:
Neden tam da o harfler? Neden tam da o filo? Neden tam da o şirket?
Kemal Sunal’ın o meşhur repliği gelir aklıma:
"Mesela yani..."
Mesela birileri kasıtlı olarak bu üç harfi seçmiş olamaz mı?
Mesela birileri hâlâ bazı yerlere “ben buradayım” demek istemez mi?
Mesela bazı güç odakları, bu ülkeyi unutmamış mesajlarla hâlâ tehdit etmeye çalışmaz mı?
Bilemiyoruz. Belki de hepsi sadece bir “tesadüf”.
Ama bu ülkede tesadüflerin arkasından ne kumpaslar çıktığını da unutmuyoruz!
Asıl mesele şu:
Bu ülkede hâlâ kimsenin o harfleri yan yana getirmeye cesaret edememesi gerekirken, bu rahatlık nereden geliyor?
Eğer bu bir “sinyal” ise, çok tehlikeli…
Eğer bu bir “şaka” ise, hiç komik değil…
Eğer bu bir “gaf” ise, hemen düzeltilmeli…
Ve eğer bu sadece benim kafamda büyüyen bir “soru işareti” ise, o zaman kamu kurumları da aynı soru işaretini gidermekle yükümlü.
Çünkü FETÖ gibi karanlık bir yapının isimlerinin bile sistemde yer bulduğu bir ülkede, kimse güvende değildir.
Özellikle de maden gibi stratejik sektörlerde çalışanlar.
Soruyorum şimdi:
Bu plaka kombinasyonu gerçekten tesadüf mü, yoksa “uyanık” bir planın ucu mu?
Cevabı bilenler varsa, artık susmasın.
Çünkü madenin altı kadar, üstü de karanlık görünmeye başladı.