Bazı insanlar şehirlerden büyüktür. Onlar yaşadıkları yeri dönüştürür, kentin havasına, duvarına, sesine sinerler. İşte İlhan Berk tam da böyle bir insandı: Manisa’da doğup Bodrum’da ölümsüzleşen bir şair.
Ve bugün, Manisa’da adına verilen İlhan Berk Şiir Ödülü, yalnızca bir edebiyat etkinliği değil; bir ruhun, bir dönemin, bir şiir anlayışının yeniden doğuşu.
Manisa’da Başlayan Bir Cümle, Bodrum’da Noktalanmayan Bir Hayat
İlhan Berk, 1918’de Manisa’da doğdu. Gazi Eğitim Enstitüsü’nde Fransızca okudu; dillerle, anlamlarla, sembollerle büyüdü.
Ama onun asıl memleketi dildi, şiirdi. “Benim ülkem sözcüklerdir” derdi çünkü.
O ülkenin sınırları yoktu; ne ırmakla çizilirdi, ne dağla. Yalnızca imgeyle, duyguyla, sezgiyle belirlenirdi.
Sonra, 1970 yılında yolu Bodrum’a düştü. Ve bir daha dönmedi.
Bodrum’un beyaz evleri, dar sokakları, begonvillerle dolu duvarları onun için yalnız bir dekor değil; şiirinin uzantısıydı.
O güne kadar “İstanbul’un şairi”, “İkinci Yeni’nin dili” olarak anılan Berk, burada bambaşka bir sese kavuştu.
Resme yöneldi, denizi dinledi, maviyle konuştu.
“Şiirle resim birbirine karıştı” der gibiydi artık; çünkü yaşam onun için bir sanat
biçimiydi.
İlhan Berk Bodrum’dur, Bodrum İlhan Berk
Her şehrin bir simgesi vardır; Bodrum’un simgesi sadece deniz değil, aynı zamanda bir şiirdi.
Ben de yıllar sonra Bodrum sokaklarında dolaşırken anladım bunu: Her rüzgârda bir dize uçuşuyor, her duvarda bir kelime yankılanıyor.
O kelimelerin sahibi, işte o büyük şairdi.
İlhan Berk, 1970’te yerleştiği Bodrum’da neredeyse kırk yıl yaşadı.
Kapısını çalan genç şairleri asla geri çevirmez, mektuplara kendi el yazısıyla yanıt verirdi.
“P.K. 90 Bodrum” adresi, edebiyat meraklılarının gönlünde efsane oldu.
Her satırında o incelik, o titizlik, o şiir gibi
nezaket…
Bugün hâlâ o posta kutusuna mektuplar geldiğini söylüyor oğlu Ahmet Berk.
Düşünsenize… Bir şair öldükten yıllar sonra bile kelimeler almaya devam ediyor.
Bu bile başlı başına bir şiir değil mi?
Bir Şiir Evine Dönüşen Yaşam
Ahmet Berk, babasının Bodrum’daki evini “Berkhane” adıyla bir müze-ev hâline
getirmeye çalışıyor.
Ne güzel bir düşünce bu!
O ev, sadece masa, sandalye ve kitaplardan ibaret değil; bir dönemin şiir laboratuvarı.
İçinde İlhan Berk’in el yazısıyla notlar, desenlerle süslü defterler, fırçalar, şiir fragmanları var.
O masada yazılmış dizeler hâlâ duvarlardan yankılanıyor gibi.
Resim ve şiir onun için ayrı değil, tek bir soluktu.
“Ben resmi bütün vücudumla yaparım,” demişti bir keresinde.
Bu sözü duyunca insan anlıyor: O, yaşadığı her anı sanatın hamuruyla yoğurmuştu.
Manisa’nın Şiirle Yeniden Buluşması
Ve şimdi… Yıllar sonra doğduğu şehir Manisa, ona yakışır bir ödülle anısını yaşatıyor.
İlhan Berk Şiir Ödülü bu yıl ilk kez verildi.
Kazanan genç şair Oğulcan Kütük, “Dimdik Bakma Rehberi” adlı kitabıyla ödüle layık görüldü.
Seçici kurulun içinde Ahmet Telli, Şükrü Erbaş, Tuğrul Keskin gibi önemli isimler vardı.
Oybirliğiyle alınan bu karar, bir şeyin altını çiziyor: İlhan Berk’in dili hâlâ yaşıyor, hâlâ genç şairlerin kaleminde yankılanıyor.
Bu ödül, sadece bir anma değil; bir
sorumluluk devri.
Şiirin taşındığı yeni omuzlar, yeni kuşaklar var artık.
Ve Manisa bu ödülle, kendi topraklarından çıkan bir ustayı yeniden sahipleniyor.
Edebiyatın yerel yönetimler eliyle desteklenmesi, ülkemiz için umut verici.
Çünkü şiir, bir belediye bültenine değil, bir şehrin kalbine yazılır.
Peki, Bodrum’da Neden Bir İlhan Berk Ödülü Yok?
Bu soruyu sormadan geçemiyorum.
Bodrum’da her yıl 28 Ağustos’ta İlhan Berk anmaları yapılıyor; sergiler, Berkhane projesi, şiir okumaları...
Ama neden hâlâ bir Bodrum İlhan Berk Şiir Ödülü yok?
Oysa Bodrum, onun nefes aldığı, resim yaptığı, son nefesini verdiği şehir.
Bir şiir ödülü burada doğmalıydı belki de.
Çünkü Bodrum’un taşlarında onun parmak izleri, denizinde onun sesi, duvarlarında onun dizeleri var.
Bu sessizlik, Bodrum’un kültür hafızasında eksik bir halka gibi.
Belki de bu eksikliği doldurmak, edebiyat dünyasına kalmış bir borç.
Benim Gözümden İlhan Berk
Şimdi bana “İlhan Berk senin için kimdir?” diye sorsalar,
“Bir dil devrimcisi” derim.
“Bir kelime ressamı.”
Ama en çok da “bir şehir kurucusu.”
Çünkü o, Bodrum’u yalnızca yaşamamış; yeniden yazmıştı.
Onun için Bodrum sadece bir sahil kasabası değil, bir şiir haritasıydı.
Her sokak, bir kelime.
Her dalga, bir ritim.
Her akşam, bir imge.
Şiir: İlhan Berk’e Mektubum
Sen Bodrum’sun İlhan Berk,
Duvarlarında mavi bir sır gezdiren şehir.
Seni düşünmek, sabahın erken saatlerinde
Bir zeytin dalına bakmak gibi:
Basit, sessiz, sonsuz.
Manisa’da doğdun,
Üzüm kokusunu dizeye çevirdin.
Bodrum’da öldün,
Denizi mürekkep, göğü sayfa yaptın.
Bir kelimeye dokundun, dünya değişti.
Resim gibi yazdın,
Şiir gibi yaşadın.
Başparmağınla boyadığın o renkler,
Şimdi gökyüzünün kenarında duruyor.
Boya değil, zamandı senin paletin.
Biz hâlâ sana mektup yazıyoruz,
P.K. 90’a göndermesek de.
Her dizede bir damla gözyaşı,
Her kelimede bir teşekkür var:
“Öğrettin bize, kelimenin kalbi vardır.”
Bir gün Bodrum’da bir ödül verilecek belki,
Adında sen olacaksın,
Ve genç bir şair çıkıp diyecek ki:
“İlhan Berk’i okumak,
Kendine yeni bir yeryüzü çizmekti.”
Manisa’da başlayan bir kelime, Bodrum’da sonsuza uzandı.
Şimdi o kelime yeniden doğuyor ; ödüllerle, sergilerle, anılarla.
Ama asıl yaşadığı yer hâlâ aynı:
Bir mısra içinde, bir kalpte, bir deniz kenarında.
İlhan Berk yalnızca bir şair değildi.
O, şiirin kendisiydi.
Ve iyi ki, hâlâ bizimle.
