Av. Cansu Sarıkaya
Köşe Yazarı
Av. Cansu Sarıkaya
 

Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi: Çalışanlar İçin Yeni Dönem

Türkiye'de sosyal güvenlik mevzuatı, son yıllarda kapsamlı bir dönüşüm sürecinden geçmektedir. Bu bağlamda gündeme gelen Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES), çalışma hayatı ve emeklilik yapısına ilişkin köklü değişikliklerin habercisi niteliğindedir. TES, mevcut uygulamalara eklenen bir model olmanın ötesinde, uzun vadeli sürdürülebilirliği önceleyen, tasarruf oranlarını artırmayı ve emeklilik gelirlerini güçlendirmeyi amaçlayan ikinci basamak bir sistem olarak tasarlanmıştır. Bu sistem, kamu sosyal güvenlik sisteminin tamamlayıcısı olarak bireylerin emekliliğe yönelik tasarruflarını yatırıma yönlendirerek, emeklilik döneminde ek gelir sağlanmasını ve refah düzeylerinin yükseltilmesini hedeflemektedir. Halihazırda yürürlükte bulunan Otomatik Katılım Sistemi (OKS) temel alınarak inşa edilen TES, mevcut çalışanlarla sınırlı kalmayıp, emekli olup çalışma hayatına devam eden kişileri de kapsamaktadır. Bu düzenleme, aktif çalışma süresi uzayan geniş bir nüfusa ilave bir emeklilik geliri yaratılması bakımından önemli bir adımdır. OKS, kamu ve özel sektörde istihdam edilen 45 yaş altı çalışanların otomatik olarak Bireysel Emeklilik Sistemi (BES)'ne dahil edildiği bir program olup, ikinci bir emeklilik maaşı sağlamanın yanı sıra ekonomiye uzun vadeli kaynak yaratma, istihdamı artırma ve kalkınmaya katkıda bulunma amaçlarını taşımaktadır. Katkı Payı ve Finansman Yapısı Yeni sistemde, çalışanların ücretlerinden asgari yüzde 3 oranında katkı payı kesilmesi öngörülmektedir. İşverenlerin de belirli oranlarda sisteme katkıda bulunması zorunlu tutulacak olup, devlet hem katkı payı hem de teşviklerle sistemi destekleyerek tasarruf hacmini artırmayı hedeflemektedir. BES'te devlet katkısının yüzde 50'ye yükseltilmesi planı, bireysel tasarrufların özendirilmesi bakımından dikkate değer bir düzenlemedir. Bu yapı, gönüllü katılıma dayalı BES'in tamamlayıcısı olarak, bireylerin düzenli tasarruflarını emeklilik dönemine taşıyarak refah seviyesinin korunmasını sağlamayı amaçlamaktadır. Finansman açısından, sosyal güvenlik destek primi (SGDP) gibi mekanizmalar, emekli olup çalışmaya devam edenlerin sisteme katkılarını düzenlemekte olup, bu primler sosyal güvenlik kurumlarının mali yapılarını güçlendirmeyi ve sigortacılık faaliyetinin sürdürülebilirliğini hedeflemektedir. Primli sosyal sigorta sisteminde, primlerin zamanında ödenmesi ile hizmetlerin sağlanması arasındaki ilişki kritik öneme sahiptir; zira sosyal güvenlik, prim varsa vardır. TES'in finansman modeli, bu ilkeleri gözeterek, aktif/pasif sigortalı oranındaki bozulmayı önlemeyi ve kamu yükünü azaltmayı amaçlamaktadır. Aylık Bağlama Sisteminde Reform İhtiyacı Sosyal Güvenlik Sistemi ve Finansmanı başlığı altında yer alan reform alanları, aylık bağlama sisteminin yeniden ele alınacağını göstermektedir. Çalışanların daha fazla süreyle istihdamda kalmasını teşvik eden, prim gün sayısı ile emeklilik aylığı arasında daha dengeli bir ilişki kuran bir model hedeflenmektedir. Bu doğrultuda, erken emeklilik eğilimini azaltan ve çalışma hayatına bağlılığı güçlendiren bir aylık bağlama mekanizması gündeme gelmesi beklenmektedir. Reform, yaşlılık aylığı tahsisi kurallarını da etkileyecek olup, aktif çalışma hayatının sona ermesi nedeniyle bağlanan bu aylıklar, aktüeryal hesaplamalara dayalı olarak hazine katkısıyla finanse edilmektedir. Sistem, sosyal güvenlik hakkının ekonomik ve sosyal koşullara göre şekillenmesini öngörerek, prim ödemelerinin yeniden dağıtımına dayanmaktadır. Bu reformlar, sosyal devletin vatandaşların sosyal güvenlik haklarını adil biçimde sağlama ödevini yerine getirmesini güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Prime Esas Kazanç Tavanının Yükseltilmesi Reform paketinin en dikkat çekici başlıklarından biri, prime esas kazanç üst sınırının yükseltilmesidir. Mevcut uygulamada asgari ücretin 7,5 katı olan üst sınırın 9 kata çıkarılması, yüksek ücretli çalışanların daha yüksek prim ödeyerek ileride daha yüksek bir emekli aylığına hak kazanmasının önünü açacaktır. Bu değişiklikle prime esas kazanç tavanı 195 bin TL'den 234 bin TL'ye yükselecek olup, 2026 yılı itibarıyla kamu bütçesine yaklaşık 63,7 milyar TL ek maliyet getirmesi beklenmektedir. Düzenlemenin mali etkileri, sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliği açısından dikkatle izlenmelidir. Bu artış, prim oranlarının çalışan ve işveren paylarıyla karşılandığı sistemde, yüksek kazançlıların sisteme daha fazla katkı sağlamasını teşvik ederek, genel finansman dengesini iyileştirmeyi hedeflemektedir. Ancak, erken emeklilik ve prim ödemelerindeki sorunlar, aktüeryal dengeyi bozabileceğinden, reformun bu unsurları dikkate alması zorunludur. Sonuç: Emeklilik Sisteminde Yeni Bir Perspektif TES, hem çalışanlar açısından ikinci bir emeklilik geliri yaratmayı, hem de ülke ekonomisine uzun vadeli fon kaynağı oluşturmayı amaçlayan bütüncül bir reform yaklaşımını yansıtmaktadır. Sistem, BES'in gönüllü katılım esasına dayalı yapısını OKS ile zorunlu katarak genişletmekte olup, tasarrufların yatırıma yönlendirilmesiyle istihdam artışı ve ekonomik kalkınmaya katkı sağlamayı öngörmektedir. Elbette, düzenlemelerin işveren maliyetleri, bütçeye etkileri, çalışanların reel gelirleri ve tasarruf eğilimleri üzerindeki sonuçlar dikkatle analiz edilmelidir. Bununla birlikte, Türkiye sosyal güvenlik sisteminin geleceğini şekillendirecek bu yeni model; çalışma yaşamının dinamiklerini, emeklilik beklentilerini ve bireysel finansal planlamayı doğrudan etkileme potansiyeline sahiptir. Reform, sosyal güvenlik hakkının Anayasa'da öngörülen geniş kapsamını güçlendirerek, yoksulluğa karşı koruma ve gelir dağılımında eşitliği teşvik edecektir.  
Ekleme Tarihi: 20 Kasım 2025 -Perşembe

Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi: Çalışanlar İçin Yeni Dönem

Türkiye'de sosyal güvenlik mevzuatı, son yıllarda kapsamlı bir dönüşüm sürecinden geçmektedir. Bu bağlamda gündeme gelen Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES), çalışma hayatı ve emeklilik yapısına ilişkin köklü değişikliklerin habercisi niteliğindedir. TES, mevcut uygulamalara eklenen bir model olmanın ötesinde, uzun vadeli sürdürülebilirliği önceleyen, tasarruf oranlarını artırmayı ve emeklilik gelirlerini güçlendirmeyi amaçlayan ikinci basamak bir sistem olarak tasarlanmıştır. Bu sistem, kamu sosyal güvenlik sisteminin tamamlayıcısı olarak bireylerin emekliliğe yönelik tasarruflarını yatırıma yönlendirerek, emeklilik döneminde ek gelir sağlanmasını ve refah düzeylerinin yükseltilmesini hedeflemektedir.

Halihazırda yürürlükte bulunan Otomatik Katılım Sistemi (OKS) temel alınarak inşa edilen TES, mevcut çalışanlarla sınırlı kalmayıp, emekli olup çalışma hayatına devam eden kişileri de kapsamaktadır. Bu düzenleme, aktif çalışma süresi uzayan geniş bir nüfusa ilave bir emeklilik geliri yaratılması bakımından önemli bir adımdır. OKS, kamu ve özel sektörde istihdam edilen 45 yaş altı çalışanların otomatik olarak Bireysel Emeklilik Sistemi (BES)'ne dahil edildiği bir program olup, ikinci bir emeklilik maaşı sağlamanın yanı sıra ekonomiye uzun vadeli kaynak yaratma, istihdamı artırma ve kalkınmaya katkıda bulunma amaçlarını taşımaktadır.

Katkı Payı ve Finansman Yapısı

Yeni sistemde, çalışanların ücretlerinden asgari yüzde 3 oranında katkı payı kesilmesi öngörülmektedir. İşverenlerin de belirli oranlarda sisteme katkıda bulunması zorunlu tutulacak olup, devlet hem katkı payı hem de teşviklerle sistemi destekleyerek tasarruf hacmini artırmayı hedeflemektedir. BES'te devlet katkısının yüzde 50'ye yükseltilmesi planı, bireysel tasarrufların özendirilmesi bakımından dikkate değer bir düzenlemedir. Bu yapı, gönüllü katılıma dayalı BES'in tamamlayıcısı olarak, bireylerin düzenli tasarruflarını emeklilik dönemine taşıyarak refah seviyesinin korunmasını sağlamayı amaçlamaktadır.

Finansman açısından, sosyal güvenlik destek primi (SGDP) gibi mekanizmalar, emekli olup çalışmaya devam edenlerin sisteme katkılarını düzenlemekte olup, bu primler sosyal güvenlik kurumlarının mali yapılarını güçlendirmeyi ve sigortacılık faaliyetinin sürdürülebilirliğini hedeflemektedir. Primli sosyal sigorta sisteminde, primlerin zamanında ödenmesi ile hizmetlerin sağlanması arasındaki ilişki kritik öneme sahiptir; zira sosyal güvenlik, prim varsa vardır. TES'in finansman modeli, bu ilkeleri gözeterek, aktif/pasif sigortalı oranındaki bozulmayı önlemeyi ve kamu yükünü azaltmayı amaçlamaktadır.

Aylık Bağlama Sisteminde Reform İhtiyacı

Sosyal Güvenlik Sistemi ve Finansmanı başlığı altında yer alan reform alanları, aylık bağlama sisteminin yeniden ele alınacağını göstermektedir. Çalışanların daha fazla süreyle istihdamda kalmasını teşvik eden, prim gün sayısı ile emeklilik aylığı arasında daha dengeli bir ilişki kuran bir model hedeflenmektedir. Bu doğrultuda, erken emeklilik eğilimini azaltan ve çalışma hayatına bağlılığı güçlendiren bir aylık bağlama mekanizması gündeme gelmesi beklenmektedir.

Reform, yaşlılık aylığı tahsisi kurallarını da etkileyecek olup, aktif çalışma hayatının sona ermesi nedeniyle bağlanan bu aylıklar, aktüeryal hesaplamalara dayalı olarak hazine katkısıyla finanse edilmektedir. Sistem, sosyal güvenlik hakkının ekonomik ve sosyal koşullara göre şekillenmesini öngörerek, prim ödemelerinin yeniden dağıtımına dayanmaktadır. Bu reformlar, sosyal devletin vatandaşların sosyal güvenlik haklarını adil biçimde sağlama ödevini yerine getirmesini güçlendirmeyi amaçlamaktadır.

Prime Esas Kazanç Tavanının Yükseltilmesi

Reform paketinin en dikkat çekici başlıklarından biri, prime esas kazanç üst sınırının yükseltilmesidir. Mevcut uygulamada asgari ücretin 7,5 katı olan üst sınırın 9 kata çıkarılması, yüksek ücretli çalışanların daha yüksek prim ödeyerek ileride daha yüksek bir emekli aylığına hak kazanmasının önünü açacaktır. Bu değişiklikle prime esas kazanç tavanı 195 bin TL'den 234 bin TL'ye yükselecek olup, 2026 yılı itibarıyla kamu bütçesine yaklaşık 63,7 milyar TL ek maliyet getirmesi beklenmektedir. Düzenlemenin mali etkileri, sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliği açısından dikkatle izlenmelidir.

Bu artış, prim oranlarının çalışan ve işveren paylarıyla karşılandığı sistemde, yüksek kazançlıların sisteme daha fazla katkı sağlamasını teşvik ederek, genel finansman dengesini iyileştirmeyi hedeflemektedir. Ancak, erken emeklilik ve prim ödemelerindeki sorunlar, aktüeryal dengeyi bozabileceğinden, reformun bu unsurları dikkate alması zorunludur.

Sonuç: Emeklilik Sisteminde Yeni Bir Perspektif

TES, hem çalışanlar açısından ikinci bir emeklilik geliri yaratmayı, hem de ülke ekonomisine uzun vadeli fon kaynağı oluşturmayı amaçlayan bütüncül bir reform yaklaşımını yansıtmaktadır. Sistem, BES'in gönüllü katılım esasına dayalı yapısını OKS ile zorunlu katarak genişletmekte olup, tasarrufların yatırıma yönlendirilmesiyle istihdam artışı ve ekonomik kalkınmaya katkı sağlamayı öngörmektedir. Elbette, düzenlemelerin işveren maliyetleri, bütçeye etkileri, çalışanların reel gelirleri ve tasarruf eğilimleri üzerindeki sonuçlar dikkatle analiz edilmelidir.

Bununla birlikte, Türkiye sosyal güvenlik sisteminin geleceğini şekillendirecek bu yeni model; çalışma yaşamının dinamiklerini, emeklilik beklentilerini ve bireysel finansal planlamayı doğrudan etkileme potansiyeline sahiptir. Reform, sosyal güvenlik hakkının Anayasa'da öngörülen geniş kapsamını güçlendirerek, yoksulluğa karşı koruma ve gelir dağılımında eşitliği teşvik edecektir.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberege.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.