Dünya ekonomisinin son otuz yılına damga vuran en önemli gelişmelerden biri, şüphesiz venture capital yani girişim sermayesi fonlarının yükselişi oldu. Geleneksel bankacılık sisteminin sağlayamadığı esnek finansman imkânlarını, yeni ve yenilikçi girişimlere sunan bu yatırım modeli; özellikle teknoloji odaklı şirketlerin büyüme serüveninde kritik bir araç haline geldi. Bugün Google’dan Facebook’a, Airbnb’den Tesla’ya kadar dünyanın dev markalarının neredeyse tamamı, yolun başında venture capital desteğiyle güçlenmiş şirketlerdir.
Peki, venture capital sadece bir finansman modeli midir? Yoksa bir ekosistemin oluşumuna, inovasyonun yaygınlaşmasına ve risk alabilen yeni kuşak girişimcilerin ortaya çıkmasına da zemin hazırlayan daha geniş bir mekanizma mı? İşte bu sorular, girişim sermayesinin günümüzde neden sadece yatırımcıların değil, devletlerin, akademinin ve iş dünyasının da gündeminde olduğunu ortaya koyuyor.
Yüksek Risk, Yüksek Getiri Dengesi
Venture capital’in temel mantığı, yüksek risk-yüksek getiri dengesine dayanır. Bankalar ya da klasik yatırımcılar genellikle belli teminatlar ve güvence ararken, girişim sermayesi fonları bir fikre, bir ekibe ya da gelecekteki potansiyele yatırım yapar. Bu nedenle yatırım yapılan girişimlerin bir kısmı başarısızlığa uğrasa da başarılı olan az sayıdaki girişim, elde edilen getiriyi katbekat arttırır.
Örneğin ABD’de yapılan araştırmalara göre, venture capital destekli girişimlerin yalnızca üçte biri hedeflenen başarıya ulaşırken; başarıya ulaşan girişimlerin yarattığı ekonomik değer, başarısız olanların toplam zararını fazlasıyla karşılıyor. Bu da aslında riskin portföy mantığıyla yönetildiği ve yenilikçi projelere alan açıldığı bir yatırım sistemini ortaya koyuyor.
Girişimcilik Ekosistemine Katkı
Girişim sermayesini yalnızca bir finansal enstrüman olarak görmek büyük bir eksiklik olur. Çünkü venture capital, girişimcilik ekosisteminin kalbinde yer alır. Sermaye sağlayan fonlar, aynı zamanda girişimcilere danışmanlık, network, stratejik yönlendirme gibi katkılar da sunar. Yani bu modelde yatırımcı ile girişimci arasındaki ilişki, sadece para alışverişinden ibaret değildir.
Türkiye’de de son yıllarda girişim sermayesi fonlarının artmasıyla birlikte teknoloji tabanlı start-up’ların daha görünür hale geldiğini görüyoruz. Özellikle finansal teknolojiler (fintech), oyun sektörü, yapay zekâ, lojistik çözümleri ve e-ticaret alanında girişimlerin büyümesinde venture capital yatırımlarının payı oldukça yüksek.
Ekonomik Büyüme ve İnovasyona Etkisi
Dünya genelinde venture capital yatırımlarının en çok yoğunlaştığı ülkelerin başında ABD, Çin ve son dönemde hızla yükselen Hindistan geliyor. Bu ülkelerde girişim sermayesi, sadece bireysel girişimcilerin değil, ekonominin tümünün büyümesine doğrudan katkı sağlıyor. Çünkü bu yatırımlar, istihdam yaratıyor, inovasyonu hızlandırıyor ve ihracat kapasitesini güçlendiriyor.
Türkiye açısından bakıldığında ise girişim sermayesi hâlâ gelişim aşamasında. Buna rağmen, 2020 sonrasında artan yatırım turları ve özellikle oyun şirketleriyle unicorn seviyesine (1 milyar dolar değerlemeye ulaşan start-up) ulaşan firmalar, venture capital’in Türkiye’de de ivme kazandığını gösteriyor. Getirisi yüksek olan bu yatırımların, doğru regülasyonlar ve teşviklerle daha fazla girişime ulaşması, Türkiye’nin ekonomik dönüşümünde kritik rol oynayabilir.
Devletlerin Rolü ve Düzenleyici Çerçeve
Girişim sermayesinin gelişmesi için yalnızca özel sektörün değil, devletlerin de teşvik edici politikalar geliştirmesi gerekir. Vergi avantajları, yatırım fonlarına sağlanan yasal kolaylıklar ve girişimcilere verilen destekler, venture capital ekosisteminin büyümesi açısından hayati önem taşır.
Avrupa Birliği’nde kurulan özel fonlar, İsrail’in “start-up nation” olma yolunda uyguladığı politikalar ve ABD’deki Silikon Vadisi örneği, devlet desteğinin venture capital ile birleştiğinde nasıl bir inovasyon patlaması yaratabileceğini gözler önüne seriyor. Türkiye’de de son yıllarda TÜBİTAK, KOSGEB ve özel fonların katkısıyla girişimciliğe verilen destekler artsa da bu desteğin daha kurumsal ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşması büyük önem arz ediyor.
Eleştiriler ve Sürdürülebilirlik Tartışması
Elbette venture capital modelinin eleştirilen yönleri de var. Öncelikle fonların genellikle kısa vadeli kâr odaklı olmaları, bazı girişimlerin hızlı büyümeye zorlanmasına ve uzun vadeli sürdürülebilirliğin göz ardı edilmesine yol açabiliyor. Bunun yanında, riskin girişimciler üzerinde ciddi bir baskı oluşturduğu ve bazı durumlarda başarısızlığın telafi edilemez sonuçlar doğurduğu da bir gerçek.
Ayrıca venture capital yatırımlarının çoğunlukla teknoloji ve dijitalleşme odaklı sektörlere kayması, tarım, sanayi veya sosyal girişimcilik gibi alanların ihmal edilmesine yol açabiliyor. Bu durum, girişim sermayesinin toplumun tüm kesimlerine eşit katkı sağlayıp sağlamadığı konusunda tartışmaları da beraberinde getiriyor.
Geleceğe Bakış
Bugün dünya, yeşil enerji dönüşümü, yapay zekâ, biyoteknoloji ve sürdürülebilirlik temelli çözümler etrafında şekillenen yeni bir ekonomik evreye giriyor. Venture capital fonlarının da bu dönüşümde aktif rol üstlenmesi bekleniyor. Artık yalnızca kâr odaklı değil, aynı zamanda toplumsal fayda ve çevresel sürdürülebilirlik odaklı yatırımların ön planda olması, girişim sermayesinin geleceğini belirleyecek en kritik unsur.
Türkiye içinse, genç nüfusun dinamizmi, artan girişimcilik kültürü ve küresel pazarlara açılan yeni nesil şirketler, venture capital’in potansiyelini artırıyor. Eğer yatırımcıların güveni pekiştirilir, hukuki altyapı güçlendirilir ve devlet-özel sektör iş birliği daha etkin bir noktaya taşınırsa; girişim sermayesi Türkiye’nin ekonomik kalkınma hikâyesinde başrol oynayabilir.
Sonuç
Venture capital, yalnızca bir yatırım aracı değil; aynı zamanda bir ekonomik dönüşüm mekanizmasıdır. Yüksek risk barındırmasına rağmen inovasyonu, girişimciliği ve ekonomik büyümeyi tetikleyen bu model, geleceğin ekonomilerinde daha da güçlü bir yer edinecektir. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler açısından da venture capital hem küresel rekabette yer edinmenin hem de yeni nesil ekonomiye geçişin en önemli anahtarlarından biridir.
ZAFER ÖZCİVAN