ZAFER ÖZCİVAN
Köşe Yazarı
ZAFER ÖZCİVAN
 

TÜRKİYE, AVRUPA’NIN ASGARİ ÜCRET ÜLKESİ

Asgari ücret, dünyanın pek çok ülkesinde yalnızca “çalışanların en düşük kazanç eşiği” olarak tanımlanırken, Türkiye’de giderek daha geniş bir kitle için “ortalama gelir düzeyi” haline geldi. Son dönemde hem Eurostat verileri hem ulusal sendikaların raporları, Türkiye’nin Avrupa’da asgari ücretli oranında açık ara önde olduğunu ve bu durumun giderek yapısallaşan bir ekonomik soruna dönüştüğünü gösteriyor. 2022 yılı temel alınarak yapılan hesaplamalar, 2024’te Türkiye’de yaklaşık 11,2 milyon kişinin asgari ücretle çalıştığını ortaya koyuyor. Bu rakam, Avrupa Birliği’nin 21 ülkesindeki toplam 12,8 milyon asgari ücretli çalışana neredeyse eşit. Aradaki fark yalnızca 1,6 milyon. Türkiye’de çalışanların yaklaşık yüzde 37,5’i asgari ücret ya da daha düşük gelire sahip. Bu oran, Avrupa Birliği ortalamasının üç katından fazla. Üstelik tablo yeni değil; 2010’ların ortasından bu yana Türkiye’de asgari ücretli oranı yüzde 40 bandında seyrediyor. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) 2025 sonu değerlendirmesinde, “Türkiye’de asgari ücret uzun süredir bir taban ücret olmaktan çıktı, ortalama ücret haline geldi” ifadelerini kullanarak sorunun derinliğine dikkat çekti. Batı Avrupa ile Doğu Avrupa Arasında Derinleşen Makas Avrupa genelinde asgari ücretle çalışanların oranı ülkeden ülkeye büyük farklılıklar taşıyor. Eurostat’ın son yayımlanan tahmini verilerine göre: Asgari ücretin %105’inden daha az kazananların oranı Çekya: %2,6, Portekiz: %3,1, Estonya: %3,3, Hollanda: %3,5, Malta: %3,5, İspanya: %3,6 Bu ülkelerde oranların düşük olmasının başlıca nedenleri güçlü işçi kurumları, yaygın toplu iş sözleşmeleri ve etkin iş denetimi. Diğer uçta ise “asgari ücrete sıkışma” sorununun daha belirgin olduğu ülkeler yer alıyor: Bulgaristan: %13, Fransa: %12,7, Slovenya: %12,6, Romanya: %10,5, Yunanistan: %10,2, Polonya: %10,1 Macaristan: %10 Bu ülkelerde bile oranlar Türkiye’deki düzeyin oldukça altında. Roma Sapienza Üniversitesi’nden Dr. Stefano Filauro’ya göre, “Güçlü toplu sözleşme mekanizmalarının olduğu ülkelerde asgari ücret altında ödeme oranı düşük olur. Zayıf iş denetimleri ise eksik ödeme uygulamalarının devam etmesine yol açar.” Türkiye’nin verileri, Filauro’nun bu değerlendirmesini doğruluyor. Türkiye’de Asgari Ücret Neden ‘Ortalama Ücrete Dönüştü? Türkiye’de asgari ücretin bu denli yaygın olmasının üç temel nedeni öne çıkıyor: 1. Sendikalaşma ve toplu pazarlığın zayıflığı Türkiye’de sendikalaşma oranı OECD ortalamasının oldukça altında. Toplu iş sözleşmesinin olmadığı veya çok sınırlı olduğu işyerlerinde ücretler, doğrudan işveren tarafından belirleniyor ve çalışanların pazarlık gücü oldukça düşük kalıyor. 2. Kayıt dışı istihdam ve yetersiz denetim Kayıt dışı çalışan milyonlar, asgari ücretin altında kazanç elde ediyor ve verilerde tamamen görünmez hale geliyor. Denetim eksikliği, özellikle küçük işletmelerde “asgari ücret altında ödeme” pratiğini sürdürülebilir kılıyor. 3. Bölgesel ücret farklılıklarının baskılanması Türkiye genelinde asgari ücretin tek tip belirlenmesi, düşük gelirli bölgelerde işverenlerin maliyet avantajı sağlarken, yüksek maliyetli büyük şehirlerde çalışanların satın alma gücünü zayıflatıyor. Bu durum, ülke çapında ücretlerin asgari ücret etrafında kümelenmesine yol açıyor. Satın Alma Gücü Dengesi: Türkiye Göründüğü Kadar Geride mi? Nominal asgari ücret Avrupa'nın çok altında olsa da satın alma gücü paritesi (PPS) Türkiye için daha farklı bir tablo ortaya koyuyor. 2025’in ikinci yarısı itibarıyla: Türkiye: 1.062 PPS, Bulgaristan: 922, Çekya: 936, Slovakya: 963, Macaristan: 1.001 Bu verilere göre Türkiye’nin asgari ücreti, satın alma gücü açısından bölgesel ortalamanın üzerinde. Kuzey Makedonya (1.069 PPS) ve Karadağ (1.058 PPS) ile de benzer bir seviyede. Ancak burada kritik nokta şu: PPS’teki göreli avantaj, Türkiye’de asgari ücretin toplumun büyük çoğunluğu tarafından kazanıldığı gerçeğini değiştirmiyor. Avrupa’da nominal olarak düşük bir asgari ücret, genellikle çalışanların küçük bir kısmını etkilerken; Türkiye’de geniş bir nüfusun yaşam standardı doğrudan asgari ücretin kaderine bağlı hale gelmiş durumda. Avrupa’nın En Büyük Ekonomileri: Asgari Ücrete Ne Kadar Bağımlı? Eurostat ve OECD tahminlerine göre 2024 yılında: Fransa: ~3,5 milyon asgari ücretli, Almanya: ~3,2 milyon, İngiltere: ~1,9 milyon Buna karşılık Türkiye’de yaklaşık 11,2 milyon çalışan asgari ücretli seviyesinde. Bu fark, ülkelerin ekonomik büyüklüğüyle açıklanamayacak kadar büyük. Almanya’nın çalışan nüfusu Türkiye’nin çok üzerinde olmasına rağmen asgari ücretli oranı Türkiye’nin yarısından bile az. Gelir Eşitsizliği Üzerindeki Etki: AB’nin Uyarısı Avrupa Komisyonu’nun Ortak Araştırma Merkezi tarafından yayımlanan rapor, asgari ücret politikalarının gelir dağılımı üzerinde etkili olduğunu vurguluyor. Yeterli düzeyde belirlenen ve güçlü toplu iş sözleşmeleriyle desteklenen asgari ücretler, gelir eşitsizliğini azaltabiliyor. Türkiye’de ise geniş kesimin asgari ücrete sıkışması, gelir piramidinin orta katmanlarını daraltıyor; ülke giderek “alt gelir grubunda yoğunlaşan” bir ücret yapısına doğru evriliyor. Sonuç: Türkiye’de Asgari Ücret Ekonominin Ağırlık Merkezi Avrupa’daki pek çok ülkede asgari ücret, dar gelirli bir grubun temel güvencesiyken, Türkiye’de işgücü piyasasının ana belirleyicisi haline gelmiş durumda. Milyonlarca çalışan için asgari ücret ‘taban’ değil, ‘standart’ hâline geldi. Nominal ücretler düşük olsa da PPS kıyaslaması bir miktar avantaj sağlıyor. Ancak bu avantaj, asgari ücretlilerin toplam çalışan nüfus içindeki oransal büyüklüğünü gölgelemiyor. Türkiye, çalışanlarının önemli bir kısmını en düşük gelir dilimine sıkıştıran bir işgücü piyasası yapısına sahip. Bu tablo değişmedikçe, ekonomik dengelenme, gelir dağılımının iyileştirilmesi ve orta sınıfın güçlenmesi gibi hedeflerin gerçekleşmesi zor görünüyor.
Ekleme Tarihi: 15 Kasım 2025 -Cumartesi

TÜRKİYE, AVRUPA’NIN ASGARİ ÜCRET ÜLKESİ

Asgari ücret, dünyanın pek çok ülkesinde yalnızca “çalışanların en düşük kazanç eşiği” olarak tanımlanırken, Türkiye’de giderek daha geniş bir kitle için “ortalama gelir düzeyi” haline geldi. Son dönemde hem Eurostat verileri hem ulusal sendikaların raporları, Türkiye’nin Avrupa’da asgari ücretli oranında açık ara önde olduğunu ve bu durumun giderek yapısallaşan bir ekonomik soruna dönüştüğünü gösteriyor.
2022 yılı temel alınarak yapılan hesaplamalar, 2024’te Türkiye’de yaklaşık 11,2 milyon kişinin asgari ücretle çalıştığını ortaya koyuyor. Bu rakam, Avrupa Birliği’nin 21 ülkesindeki toplam 12,8 milyon asgari ücretli çalışana neredeyse eşit. Aradaki fark yalnızca 1,6 milyon.
Türkiye’de çalışanların yaklaşık yüzde 37,5’i asgari ücret ya da daha düşük gelire sahip. Bu oran, Avrupa Birliği ortalamasının üç katından fazla. Üstelik tablo yeni değil; 2010’ların ortasından bu yana Türkiye’de asgari ücretli oranı yüzde 40 bandında seyrediyor. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) 2025 sonu değerlendirmesinde, “Türkiye’de asgari ücret uzun süredir bir taban ücret olmaktan çıktı, ortalama ücret haline geldi” ifadelerini kullanarak sorunun derinliğine dikkat çekti.
Batı Avrupa ile Doğu Avrupa Arasında Derinleşen Makas
Avrupa genelinde asgari ücretle çalışanların oranı ülkeden ülkeye büyük farklılıklar taşıyor. Eurostat’ın son yayımlanan tahmini verilerine göre:
Asgari ücretin %105’inden daha az kazananların oranı
Çekya: %2,6, Portekiz: %3,1, Estonya: %3,3, Hollanda: %3,5, Malta: %3,5, İspanya: %3,6
Bu ülkelerde oranların düşük olmasının başlıca nedenleri güçlü işçi kurumları, yaygın toplu iş sözleşmeleri ve etkin iş denetimi.
Diğer uçta ise “asgari ücrete sıkışma” sorununun daha belirgin olduğu ülkeler yer alıyor:
Bulgaristan: %13, Fransa: %12,7, Slovenya: %12,6, Romanya: %10,5, Yunanistan: %10,2, Polonya: %10,1
Macaristan: %10
Bu ülkelerde bile oranlar Türkiye’deki düzeyin oldukça altında.
Roma Sapienza Üniversitesi’nden Dr. Stefano Filauro’ya göre, “Güçlü toplu sözleşme mekanizmalarının olduğu ülkelerde asgari ücret altında ödeme oranı düşük olur. Zayıf iş denetimleri ise eksik ödeme uygulamalarının devam etmesine yol açar.” Türkiye’nin verileri, Filauro’nun bu değerlendirmesini doğruluyor.
Türkiye’de Asgari Ücret Neden ‘Ortalama Ücrete Dönüştü?
Türkiye’de asgari ücretin bu denli yaygın olmasının üç temel nedeni öne çıkıyor:
1. Sendikalaşma ve toplu pazarlığın zayıflığı
Türkiye’de sendikalaşma oranı OECD ortalamasının oldukça altında. Toplu iş sözleşmesinin olmadığı veya çok sınırlı olduğu işyerlerinde ücretler, doğrudan işveren tarafından belirleniyor ve çalışanların pazarlık gücü oldukça düşük kalıyor.
2. Kayıt dışı istihdam ve yetersiz denetim
Kayıt dışı çalışan milyonlar, asgari ücretin altında kazanç elde ediyor ve verilerde tamamen görünmez hale geliyor. Denetim eksikliği, özellikle küçük işletmelerde “asgari ücret altında ödeme” pratiğini sürdürülebilir kılıyor.
3. Bölgesel ücret farklılıklarının baskılanması
Türkiye genelinde asgari ücretin tek tip belirlenmesi, düşük gelirli bölgelerde işverenlerin maliyet avantajı sağlarken, yüksek maliyetli büyük şehirlerde çalışanların satın alma gücünü zayıflatıyor. Bu durum, ülke çapında ücretlerin asgari ücret etrafında kümelenmesine yol açıyor.
Satın Alma Gücü Dengesi: Türkiye Göründüğü Kadar Geride mi?
Nominal asgari ücret Avrupa'nın çok altında olsa da satın alma gücü paritesi (PPS) Türkiye için daha farklı bir tablo ortaya koyuyor.
2025’in ikinci yarısı itibarıyla:
Türkiye: 1.062 PPS, Bulgaristan: 922, Çekya: 936, Slovakya: 963, Macaristan: 1.001
Bu verilere göre Türkiye’nin asgari ücreti, satın alma gücü açısından bölgesel ortalamanın üzerinde. Kuzey Makedonya (1.069 PPS) ve Karadağ (1.058 PPS) ile de benzer bir seviyede.
Ancak burada kritik nokta şu:
PPS’teki göreli avantaj, Türkiye’de asgari ücretin toplumun büyük çoğunluğu tarafından kazanıldığı gerçeğini değiştirmiyor.
Avrupa’da nominal olarak düşük bir asgari ücret, genellikle çalışanların küçük bir kısmını etkilerken; Türkiye’de geniş bir nüfusun yaşam standardı doğrudan asgari ücretin kaderine bağlı hale gelmiş durumda.
Avrupa’nın En Büyük Ekonomileri: Asgari Ücrete Ne Kadar Bağımlı?
Eurostat ve OECD tahminlerine göre 2024 yılında:
Fransa: ~3,5 milyon asgari ücretli, Almanya: ~3,2 milyon, İngiltere: ~1,9 milyon
Buna karşılık Türkiye’de yaklaşık 11,2 milyon çalışan asgari ücretli seviyesinde.
Bu fark, ülkelerin ekonomik büyüklüğüyle açıklanamayacak kadar büyük. Almanya’nın çalışan nüfusu Türkiye’nin çok üzerinde olmasına rağmen asgari ücretli oranı Türkiye’nin yarısından bile az.
Gelir Eşitsizliği Üzerindeki Etki: AB’nin Uyarısı
Avrupa Komisyonu’nun Ortak Araştırma Merkezi tarafından yayımlanan rapor, asgari ücret politikalarının gelir dağılımı üzerinde etkili olduğunu vurguluyor. Yeterli düzeyde belirlenen ve güçlü toplu iş sözleşmeleriyle desteklenen asgari ücretler, gelir eşitsizliğini azaltabiliyor.
Türkiye’de ise geniş kesimin asgari ücrete sıkışması, gelir piramidinin orta katmanlarını daraltıyor; ülke giderek “alt gelir grubunda yoğunlaşan” bir ücret yapısına doğru evriliyor.
Sonuç: Türkiye’de Asgari Ücret Ekonominin Ağırlık Merkezi
Avrupa’daki pek çok ülkede asgari ücret, dar gelirli bir grubun temel güvencesiyken, Türkiye’de işgücü piyasasının ana belirleyicisi haline gelmiş durumda.
Milyonlarca çalışan için asgari ücret ‘taban’ değil, ‘standart’ hâline geldi.
Nominal ücretler düşük olsa da PPS kıyaslaması bir miktar avantaj sağlıyor.
Ancak bu avantaj, asgari ücretlilerin toplam çalışan nüfus içindeki oransal büyüklüğünü gölgelemiyor.
Türkiye, çalışanlarının önemli bir kısmını en düşük gelir dilimine sıkıştıran bir işgücü piyasası yapısına sahip. Bu tablo değişmedikçe, ekonomik dengelenme, gelir dağılımının iyileştirilmesi ve orta sınıfın güçlenmesi gibi hedeflerin gerçekleşmesi zor görünüyor.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberege.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.