Dünya büyük ama yürekler dar… Bir yanımızda kanla sulanan topraklar, diğer yanımızda suskunluğun utancı var. Filistin'de çocuklar toprağa gömülürken, koca gezegeni paylaşamayan zalimler hâlâ "adalet"ten söz edebiliyor.
Adalet Çoktan Kaybolmadı mı?
Oysa adalet, çoktan kaybedilmiş bir kelime değil miydi?
-
Adalet; bir çocuğun gözyaşı toprağa düşmeden önce başlardı.
-
Adalet; annelerin ağıtlarına kulak verilmeden önce vardı.
Bugün susmak, suça ortak olmak demek. Görmezden gelmek, insanlığını çoktan kaybetmek demek.
Vicdanın Fısıltısı, Zalimlerin Gürültüsü
Dünya denen bu büyük sahnede, zalimlerin alkışı çok, vicdanlıların sesi ise az… Çünkü zalimlik her çağda gürültülüdür; vicdan ise her zaman fısıltıyla konuşur.
Ama bilmeliyiz ki, o fısıltılar birleştiğinde bir gün bütün karanlığı boğacak güce dönüşür.
Her Adaletsizlik Sınavdır
Dünyanın herhangi bir köşesinde yapılan her adaletsizlik, her kötülük, her kirli hesap insanlığın sınavıdır. Bizim sınavımızdır.
Çünkü zulme sessiz kalmak, zalimlik kadar ağır bir suçtur. Ve en acısı da şu: Bu sınavda sınıfta kalan sadece insanlar değil, vicdanın ta kendisi oluyor.
Son Söz: Adalet ve vicdan, her zaman gürültüyle değil; fısıltıyla başlar. Ama birleştiğinde dünyanın karanlığını aydınlatacak kudrete ulaşır. Bugün sessiz kalmak, yarının pişmanlığı olur.