Diğer yanda Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin lüks salonlarında bir vekilin önünde duran etli yemek ve pilav… 65 lira. Sizce bu adalet mi? Bir çocuğun karnını doyurmasıyla, bir milletvekilinin öğle yemeği arasında böylesine uçurum olması kimin vicdanına sığar? Bu tabloyu sadece "fiyat farkı" diye görürsek yanılırız. Bu, ülkenin ekonomik adaletine, toplumsal vicdanına ve çocuklarımızın geleceğine dair acı bir fotoğraftır. Çünkü mesele yalnızca simidin 30 lira olması değil, bir çocuğun o simidi almak için ailesinin gün boyu nasıl ter döktüğüdür. Mesele yalnızca Meclis lokantasındaki yemeğin 65 lira olması değil, o yemeğin bedelinin dolaylı olarak zaten halkın cebinden çıkıyor oluşudur. Bugün kantinde 30 liraya simit-ayran almak zorunda kalan çocuk, yarın dersine aç girdiğinde geleceğin doktoru, öğretmeni, mühendisi olamayacak. Çünkü aç karınla, boş beslenme çantasıyla eğitim olmaz. Ama vekiller tok, tabakları dolu, fiyatlar "makul"… Çünkü halkın verdiği vergilerden beslenen bir sistem, halkın çocuğuna değil, koltukta oturanına daha çok kıymet veriyor. Oysa ki bir ülkenin en değerli yatırımı çocuklarıdır. Eğer onların beslenme hakkını bile ellerinden alırsanız, aslında geleceğinizi çalarsınız. Bugün kantinde bir simit 30 lira ise, yarın kaybolan bir neslin hesabı kaç liraya kapanacak? Cevabı aslında çok basit: Vicdanı olan herkes biliyor ama görmezden geliyor.