Dervişoğlu: Erdoğan, İmralı ziyaretine kör ve sağır kaldı

SİYASET/POLİTİKA (BÜLTEN) - MAİL ADRESİMİZE GÖNDERİLEN HABERLER | 23.11.2025 - 16:59, Güncelleme: 23.11.2025 - 16:59 33 kez okundu.
 

Dervişoğlu: Erdoğan, İmralı ziyaretine kör ve sağır kaldı

İyi Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin Trabzon Kongresine katıldı. Dervişoğlu, gündeme dair açıklamalarda bulundu
İmralı konusu ile ilgili Dervişoğlu, "Beklentilerine karşılık bulacak bir sonuç çıkarsa dünya lideri olacak, çıkmazsa ‘milletin adamı’ olup (!) bizi kandırmaya çalışacak. Bu numarayı yemeyeceğiz” dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin terör örgütü PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan'a yaptığı çağrıyı hatırlatan Dervişoğlu, "Bu iş; teröre, terörist başına, terörün uzantısı olan siyasi partiye cesaret vermekten başka bir şey değildir. Anayasamıza göre de kanunlarımıza göre de suçtur. Bu büyük millete karşı bu suçu işleyenler gün gelecek adalet huzurunda hesap verecek" şeklinde konuştu. Dervişoğlu, CHP'ye de komisyondan çekilin çağrısı yaptı. Dervişoğlu, “O sebeple milletimizin aziz mensupları, Türkiye'nin her yerinde ‘ben de buradayım’ demek için İYİ Parti kongrelerini dolduruyor. Bu bizim sadece siyasi gücümüze delalet etmiyor. Bu ne yaparlarsa yapsınlar, bu milletin vicdanından çıkacak sesin engellenemeyeceğini gösteriyor. Milletten büyük kimsenin olmadığını gösteriyor.” dedi. “Erdoğan, İmralı ziyaretine kör ve sağır kaldı” Dervişoğlu, “Nadir elementleri satarken ya da birilerine vermeyi taahhüt ederken, tek kişinin iki dudağının arasından çıkacak kelam yeterli oluyor. Yargı araçsallaştırılmış olduğu için bir kişiyi hapishaneye gönderip, onun siyasi geleceğini gasp etmeye kalkışacaksanız, tek kişinin ağzından çıkan kelam yetiyor. Amerika Birleşik Devletleri'nden 300 Boeing alacaksanız, tek kişinin ağzından çıkacak kelam yetiyor. İngiltere'den savaş uçağı alacaksanız, başkalarının 3.3 milyon milyar pounda aldığına siz 8 milyar pound ödeyecekseniz tek kişinin ağzından çıkacak kelam yetiyor. Ama Abdullah Öcalan'ı ziyaret etme konusu gündeme gelince Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan kör ve sağır kalıyor. ‘Ben bu işe karışmam, ben uçak alırım, uçak satarım. Nadir element pazarlarım. İmralı işine komisyon baksın’ diyor. Tek adam kendi beklentilerini karşılarken ağzından kelamı rahatlıkla sarf ediyor ama milletin geleceğiyle ilgili bir durum söz konusu olduğunda işi komisyona havale ediyor” dedi. “Bu numarayı yemeyeceğiz” “İmralı'ya daveti yapan Abdullah Öcalan, davetiyeyi gönderen malum kişi” diyen Dervişoğlu, “Milletin meseleleri gündeme gelince Cumhurbaşkanı sıfatıyla Sayın Recep Tayyip Erdoğan çekimser kaldı ama Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı olarak da bu işe resmiyette onay verdi. Beklentilerine karşılık bulacak bir sonuç çıkarsa dünya lideri olacak, çıkmazsa milletin adamı olup bizi kandırmaya çalışacak. Bu numarayı yemeyeceğiz” ifadelerini kullandı.  “Son kale olduğumuzdan bizi rahat bırakmayacaklar” Dervişoğlu, “Dava arkadaşlarımı kongrelerde de özellikle uyarıyorum. Bizi rahat bırakmayacaklar. Hiçbir zaman rahat bırakmayacaklar. Bizi bitiremeyenler içimizde bir zafiyet varmış hissiyatı yaratmaya kalkacaklar. Bir problemimiz varmış gibi yapacaklar. Neden? Çünkü bizden gayri dik duran yok da ondan. Türkiye'nin son kalesi biziz de ondan. Kazdığınız siperde vatanı tek başına müdafaa eden biziz de ondan” şeklinde konuştu. “Bu hesabı sormayı nasip etmesi için Allah'a yalvarıyorum” Dervişoğlu, “Bu süreç 1 Ekim 2024’te başladı. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılış töreninde, bir siyasi partinin genel başkanı, PKK terör örgütünün siyasi uzantısı olduğunu bir kere bile inkar etmeyen bir partinin sıralarında onlarla tokalaştı. Ondan sonra da bundan cesaret alan parti, TBMM’de işi Abdullah Öcalan’a nümayişte bulunmaya kadar götürdü.  Bahse konu siyasi partinin genel başkanı, işin vekille olmadığını, aslının Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne gelmesinin gerektiğini söyledi. ‘Abdullah Öcalan buraya gelsin, umut hakkından yararlanmak istiyorsa örgütünü feshettiğini açıklasın ve bundan sonuna kadar yararlansın’ dedi. Bu toplumun bir kesiminin haklarının ve hukukunun savunulması işi değildir. Bu yapılan iş ve işlem; teröre, terörist başına, terörün uzantısı olan siyasi partiye cüret ve cesaret vermekten başka bir şey değildir. Anayasamıza göre de kanunlarımıza göre de suçtur. Bu büyük millete karşı bu suçu işleyenler gün gelecek, adalet huzurunda vallahi billahi hesap verecektir. O hesabı sormayı nasip etmesi için Cenab-ı Allah'a yalvarıp yakarıyorum. Onun için Türkiye'nin her yerine gidip bu hesabı sorma kararlılığımı bu büyük millete paylaşıyorum” dedi.  “Bu komisyon bir korsan komisyon” Süreç kapsamında kurulan komisyona değinen Dervişoğlu, “Bu hükümet kendi görev alanında sorumluluklarını üstlenmekten imtina ettiği anda dikkat ederseniz sürekli devreye başkalarını sokar. Bazen ortağını sokar, bazen de böyle komisyonlar ihdas eder. ‘Bu komisyon kurulacaktır’ diye direten ve dayatan da aslına bakarsanız Abdullah Öcalan’dır. Bu komisyon aslında 2013 yılında, birinci ihanet sürecinde İmralı'da kendisiyle yapılan görüşmelerde önerdiği şeydir. Komisyonun kurulmasını dayatan, arzulayan odur. Ama Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde komisyon kurmak kolay değildir. Çünkü komisyon kanunla kurulur. Bir komisyonun kaç kişiden teşekkül edeceği, ayrıca o komisyonun karar nisabının ne olacağı, çalışma alanının ve çalışma takviminin nasıl belirleneceği siyasi partiler tarafından değerlendirilmelidir. Hiç böyle bir şey yapmadılar. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, o bahsettiğim partinin genel başkanının çağrısı üzerine Abdullah Öcalan'ın talimatıyla bu komisyonun kurulmasına öncülük ve önderlik etti. Bu komisyonun kanunu yok. Bu komisyonun hangi görevleri deruhte edeceği belli değil. Bu komisyonun kanun teklifi hazırlama yetkisi yok. Bu komisyon bir korsan komisyon” değerlendirmesin yaptı.  CHP’ye komisyondan çekilin çağrısı Komisyona katılmayan İYİ Parti’ye yönelik eleştirilere değinen Dervişoğlu, “İYİ Parti olarak katılsaydık 3 üyeyle katılmış olacaktık ama alınacak kararın değiştirilmesi yolunda etkili olamayacaktık. Ama ne olacaktı? Biz hayır diyerek, onların evet oylarını meşrulaştıracaktık. Bir melun emeli, komisyon kararına evirerek sözde demokratik hale getirecektik. Onun için siyasi partilerin, özellikle ana muhalefet partisinin tarafımızca uyarılması durumu söz konusu oldu. ‘Bu komisyona girmeyin’ dedik. ‘Bu komisyon sadece melun hedefleri meşrulaştırmak amacıyla kurulan bir komisyondur. Siyasi partiler tuzağa düşürülmek suretiyle sürecin figüranı yapılmak istenmektedir’ dedik. Ama bizi dinlemediler. ‘Biz gidelim, görüşlerimizi serdedelim. Kabul etmediğimiz şeylere de karşı duralım’ dediler. Karşı dursan ne olur? Zaten bir şeyi değiştiremiyorsun. İşte bugün Cumhuriyet Halk Partisi karşı durdu. İmralı ziyaretine katılmayacağını ama komisyonda çalışmaya da devam edeceğini ifade etti. İmralı'ya gidilmesini engelleyemeyen koskoca ana muhalefet partisi, artık o komisyondan çekilmelidir. Artık o komisyonda bulunmamalıdır. Bu ihanete daha fazla ortak olmamalıdır. Aynı çağrım diğer partiler için de geçerlidir” ifadesini kullandı.  Mehmet Uçum’un açıklamaları  Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum'un açıklamalarına değinen Dervişoğlu, “Yavaş yavaş baklayla ağızlarından çıkarıyorlar. Komisyonda dinlemeler bittikten sonra yasal düzenlemelerin yapılmasını temin edebilecek birtakım çalışmalara dahil olmak gerekiyormuş. Bunu da Mehmet Uçum açıklamış. ‘Bu komisyonun sonunda Kürtçe'nin özgürlüğü güçlendirilecek’ diyor. ‘Yerel yönetimler yeniden yapılandırılacak’ diyor. ‘Eşit vatandaşlıkla ilgili yeni düzenlemeler gerçekleştirecek’ diyor. Biz daha önce eşit değil miydik?  Bu memlekette yaşayan insanların hangisine, ‘Sen bu bölgede yaşayamazsın’ deniliyor? Hangisi kanunlar önünde eşit değil? Hangisi demokratik haklardan ve hürriyetlerden yararlanma ehliyetini kullanmıyor? Kürt kökenli kardeşlerimizin yüzde 60’tan fazlası Ankara’nın batısında yaşıyor. İnsanlar eşit. Eşit olmasalardı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bizim kullandığımız kürsüye çıkıp konuşabilirler miydi? Gasp edilen, verilmeyen birtakım haklar olabilir. Ya da birtakım haklar vardır da kullanılamıyor olabilir. Bu hepimiz için geçerli. Bizim görevimiz bir eksiklik var ise o eksikliğin giderilmesini temin etmektir. Devleti yönetenin görevi bu olmalıdır. Bir kesime imtiyaz tanımak değil, toplumun tamamını kucaklayacak tedbirleri almak durumundadır. Devlet bunun için devlettir. Biz devlete milletin teşkilatlanmış halidir diye onun için söylüyoruz. Onun için çıktığımız her yerde herkes için hürriyet, herkes için adalet, herkes için kardeşlik, herkes için demokrasi, herkes için eşitlik diye haykırıyoruz.” şeklinde konuştu.  “İmralı yolcusu kalmasın” Komisyonun İmralı kararına değindiği sırada salondan “Salın gitsin” şeklinde seslerin yükselmesi üzerine Dervişoğlu, “İmralı yolcusu kalmasın” diye ekledi.  “İncitmeye devam edeceğim” Yaptığı çıkışlardan sonra bir kesimin incindiğini söyleyen Dervişoğlu, “Benden ve sözlerimden terör örgütü incinecekse, terör örgütünün başı incinecekse, terör örgütünün uzantısı siyasi partilerin sözleri incinecekse onları incitmeye sonuna kadar devam edeceğim. Ben, ‘Öcalan eşittir PKK, o da eşitti Kürtler’ denklemi Türkiye’nin milli barışına zarar verir’ diyorum. ‘Kürtler’in temsilcisi Abdullah Öcalan ve onun cani örgütü PKK olamaz’ diyorum. Bu hain terör örgütüne karşı verilen mücadelede sadece ana dili Türkçe olanlar bulunmadı. O bölgedeki binlerce polisin ve askerin yanında, binlerce yöre halkına mensup korucu da görev yaptı. Şayet siz ‘Abdullah Öcalan eşittir Kürtler’ denklemini inşa ederseniz, orada yaşayan ve teröre karşı olan vatandaşın kendini yalnız hissetmesine sebep olacaksınız.” şeklinde konuştu.  “’Siz varken PKK ya gerek yok’ dememden neden rahatsız oluyorsunuz?” “Siz varken PKK’ya gerek yok” şeklindeki açıklamalarına da tepki geldiğini hatırlatan Dervişoğlu, “Hakikaten öyle değil mi? PKK bunu istiyor. Abdullah Öcalan bunu istiyor. Terör örgütünün bütün sözde önderleri buna bunu istiyor. Aynısını bu ülkeyi yönettiğini zannedenler de istiyor. O zaman ‘Siz varken PKK ya gerek yok’ dememden neden rahatsız oluyorsunuz?” diye sordu.  İYİ Parti’yi ülkeyi yönetmek için kurduklarını vurgulayan Dervişoğlu, Atatürkçü ve Türk milliyetçilerinin oranına işaret ederek oy potansiyellerinin yüzde 75 olduğunu dile getirdi. Dervişoğlu, merkez siyaset çıkışını tekrarladı. 
İyi Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin Trabzon Kongresine katıldı. Dervişoğlu, gündeme dair açıklamalarda bulundu

İmralı konusu ile ilgili Dervişoğlu, "Beklentilerine karşılık bulacak bir sonuç çıkarsa dünya lideri olacak, çıkmazsa ‘milletin adamı’ olup (!) bizi kandırmaya çalışacak. Bu numarayı yemeyeceğiz” dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin terör örgütü PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan'a yaptığı çağrıyı hatırlatan Dervişoğlu, "Bu iş; teröre, terörist başına, terörün uzantısı olan siyasi partiye cesaret vermekten başka bir şey değildir. Anayasamıza göre de kanunlarımıza göre de suçtur. Bu büyük millete karşı bu suçu işleyenler gün gelecek adalet huzurunda hesap verecek" şeklinde konuştu. Dervişoğlu, CHP'ye de komisyondan çekilin çağrısı yaptı.

Dervişoğlu, “O sebeple milletimizin aziz mensupları, Türkiye'nin her yerinde ‘ben de buradayım’ demek için İYİ Parti kongrelerini dolduruyor. Bu bizim sadece siyasi gücümüze delalet etmiyor. Bu ne yaparlarsa yapsınlar, bu milletin vicdanından çıkacak sesin engellenemeyeceğini gösteriyor. Milletten büyük kimsenin olmadığını gösteriyor.” dedi.

“Erdoğan, İmralı ziyaretine kör ve sağır kaldı”

Dervişoğlu, “Nadir elementleri satarken ya da birilerine vermeyi taahhüt ederken, tek kişinin iki dudağının arasından çıkacak kelam yeterli oluyor. Yargı araçsallaştırılmış olduğu için bir kişiyi hapishaneye gönderip, onun siyasi geleceğini gasp etmeye kalkışacaksanız, tek kişinin ağzından çıkan kelam yetiyor. Amerika Birleşik Devletleri'nden 300 Boeing alacaksanız, tek kişinin ağzından çıkacak kelam yetiyor. İngiltere'den savaş uçağı alacaksanız, başkalarının 3.3 milyon milyar pounda aldığına siz 8 milyar pound ödeyecekseniz tek kişinin ağzından çıkacak kelam yetiyor. Ama Abdullah Öcalan'ı ziyaret etme konusu gündeme gelince Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan kör ve sağır kalıyor. ‘Ben bu işe karışmam, ben uçak alırım, uçak satarım. Nadir element pazarlarım. İmralı işine komisyon baksın’ diyor. Tek adam kendi beklentilerini karşılarken ağzından kelamı rahatlıkla sarf ediyor ama milletin geleceğiyle ilgili bir durum söz konusu olduğunda işi komisyona havale ediyor” dedi.

“Bu numarayı yemeyeceğiz”

“İmralı'ya daveti yapan Abdullah Öcalan, davetiyeyi gönderen malum kişi” diyen Dervişoğlu, “Milletin meseleleri gündeme gelince Cumhurbaşkanı sıfatıyla Sayın Recep Tayyip Erdoğan çekimser kaldı ama Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı olarak da bu işe resmiyette onay verdi. Beklentilerine karşılık bulacak bir sonuç çıkarsa dünya lideri olacak, çıkmazsa milletin adamı olup bizi kandırmaya çalışacak. Bu numarayı yemeyeceğiz” ifadelerini kullandı. 

“Son kale olduğumuzdan bizi rahat bırakmayacaklar”

Dervişoğlu, “Dava arkadaşlarımı kongrelerde de özellikle uyarıyorum. Bizi rahat bırakmayacaklar. Hiçbir zaman rahat bırakmayacaklar. Bizi bitiremeyenler içimizde bir zafiyet varmış hissiyatı yaratmaya kalkacaklar. Bir problemimiz varmış gibi yapacaklar. Neden? Çünkü bizden gayri dik duran yok da ondan. Türkiye'nin son kalesi biziz de ondan. Kazdığınız siperde vatanı tek başına müdafaa eden biziz de ondan” şeklinde konuştu.

“Bu hesabı sormayı nasip etmesi için Allah'a yalvarıyorum”

Dervişoğlu, “Bu süreç 1 Ekim 2024’te başladı. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılış töreninde, bir siyasi partinin genel başkanı, PKK terör örgütünün siyasi uzantısı olduğunu bir kere bile inkar etmeyen bir partinin sıralarında onlarla tokalaştı. Ondan sonra da bundan cesaret alan parti, TBMM’de işi Abdullah Öcalan’a nümayişte bulunmaya kadar götürdü. 
Bahse konu siyasi partinin genel başkanı, işin vekille olmadığını, aslının Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne gelmesinin gerektiğini söyledi. ‘Abdullah Öcalan buraya gelsin, umut hakkından yararlanmak istiyorsa örgütünü feshettiğini açıklasın ve bundan sonuna kadar yararlansın’ dedi. Bu toplumun bir kesiminin haklarının ve hukukunun savunulması işi değildir. Bu yapılan iş ve işlem; teröre, terörist başına, terörün uzantısı olan siyasi partiye cüret ve cesaret vermekten başka bir şey değildir. Anayasamıza göre de kanunlarımıza göre de suçtur. Bu büyük millete karşı bu suçu işleyenler gün gelecek, adalet huzurunda vallahi billahi hesap verecektir. O hesabı sormayı nasip etmesi için Cenab-ı Allah'a yalvarıp yakarıyorum. Onun için Türkiye'nin her yerine gidip bu hesabı sorma kararlılığımı bu büyük millete paylaşıyorum” dedi. 

“Bu komisyon bir korsan komisyon”

Süreç kapsamında kurulan komisyona değinen Dervişoğlu, “Bu hükümet kendi görev alanında sorumluluklarını üstlenmekten imtina ettiği anda dikkat ederseniz sürekli devreye başkalarını sokar. Bazen ortağını sokar, bazen de böyle komisyonlar ihdas eder. ‘Bu komisyon kurulacaktır’ diye direten ve dayatan da aslına bakarsanız Abdullah Öcalan’dır. Bu komisyon aslında 2013 yılında, birinci ihanet sürecinde İmralı'da kendisiyle yapılan görüşmelerde önerdiği şeydir. Komisyonun kurulmasını dayatan, arzulayan odur. Ama Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde komisyon kurmak kolay değildir. Çünkü komisyon kanunla kurulur. Bir komisyonun kaç kişiden teşekkül edeceği, ayrıca o komisyonun karar nisabının ne olacağı, çalışma alanının ve çalışma takviminin nasıl belirleneceği siyasi partiler tarafından değerlendirilmelidir. Hiç böyle bir şey yapmadılar. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, o bahsettiğim partinin genel başkanının çağrısı üzerine Abdullah Öcalan'ın talimatıyla bu komisyonun kurulmasına öncülük ve önderlik etti. Bu komisyonun kanunu yok. Bu komisyonun hangi görevleri deruhte edeceği belli değil. Bu komisyonun kanun teklifi hazırlama yetkisi yok. Bu komisyon bir korsan komisyon” değerlendirmesin yaptı. 

CHP’ye komisyondan çekilin çağrısı

Komisyona katılmayan İYİ Parti’ye yönelik eleştirilere değinen Dervişoğlu, “İYİ Parti olarak katılsaydık 3 üyeyle katılmış olacaktık ama alınacak kararın değiştirilmesi yolunda etkili olamayacaktık. Ama ne olacaktı? Biz hayır diyerek, onların evet oylarını meşrulaştıracaktık. Bir melun emeli, komisyon kararına evirerek sözde demokratik hale getirecektik. Onun için siyasi partilerin, özellikle ana muhalefet partisinin tarafımızca uyarılması durumu söz konusu oldu. ‘Bu komisyona girmeyin’ dedik. ‘Bu komisyon sadece melun hedefleri meşrulaştırmak amacıyla kurulan bir komisyondur. Siyasi partiler tuzağa düşürülmek suretiyle sürecin figüranı yapılmak istenmektedir’ dedik. Ama bizi dinlemediler. ‘Biz gidelim, görüşlerimizi serdedelim. Kabul etmediğimiz şeylere de karşı duralım’ dediler. Karşı dursan ne olur? Zaten bir şeyi değiştiremiyorsun. İşte bugün Cumhuriyet Halk Partisi karşı durdu. İmralı ziyaretine katılmayacağını ama komisyonda çalışmaya da devam edeceğini ifade etti. İmralı'ya gidilmesini engelleyemeyen koskoca ana muhalefet partisi, artık o komisyondan çekilmelidir. Artık o komisyonda bulunmamalıdır. Bu ihanete daha fazla ortak olmamalıdır. Aynı çağrım
diğer partiler için de geçerlidir” ifadesini kullandı. 

Mehmet Uçum’un açıklamaları 

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum'un açıklamalarına değinen Dervişoğlu, “Yavaş yavaş baklayla ağızlarından çıkarıyorlar. Komisyonda dinlemeler bittikten sonra yasal düzenlemelerin yapılmasını temin edebilecek birtakım çalışmalara dahil olmak gerekiyormuş. Bunu da Mehmet Uçum açıklamış. ‘Bu komisyonun sonunda Kürtçe'nin özgürlüğü güçlendirilecek’ diyor. ‘Yerel yönetimler yeniden yapılandırılacak’ diyor. ‘Eşit vatandaşlıkla ilgili yeni düzenlemeler gerçekleştirecek’ diyor. Biz daha önce eşit değil miydik?  Bu memlekette yaşayan insanların hangisine, ‘Sen bu bölgede yaşayamazsın’ deniliyor? Hangisi kanunlar önünde eşit değil? Hangisi demokratik haklardan ve hürriyetlerden yararlanma ehliyetini kullanmıyor? Kürt kökenli kardeşlerimizin yüzde 60’tan fazlası Ankara’nın batısında yaşıyor. İnsanlar eşit. Eşit olmasalardı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bizim kullandığımız kürsüye çıkıp konuşabilirler miydi? Gasp edilen, verilmeyen birtakım haklar olabilir. Ya da birtakım haklar vardır da kullanılamıyor olabilir. Bu hepimiz için geçerli. Bizim görevimiz bir eksiklik var ise o eksikliğin giderilmesini temin etmektir. Devleti yönetenin görevi bu olmalıdır. Bir kesime imtiyaz tanımak değil, toplumun tamamını kucaklayacak tedbirleri almak durumundadır. Devlet bunun için devlettir. Biz devlete milletin teşkilatlanmış halidir diye onun için söylüyoruz. Onun için çıktığımız her yerde herkes için hürriyet, herkes için adalet, herkes için kardeşlik, herkes için demokrasi, herkes için eşitlik diye haykırıyoruz.” şeklinde konuştu. 

“İmralı yolcusu kalmasın”

Komisyonun İmralı kararına değindiği sırada salondan “Salın gitsin” şeklinde seslerin yükselmesi üzerine Dervişoğlu, “İmralı yolcusu kalmasın” diye ekledi. 

“İncitmeye devam edeceğim”

Yaptığı çıkışlardan sonra bir kesimin incindiğini söyleyen Dervişoğlu, “Benden ve sözlerimden terör örgütü incinecekse, terör örgütünün başı incinecekse, terör örgütünün uzantısı siyasi partilerin sözleri incinecekse onları incitmeye sonuna kadar devam edeceğim. Ben, ‘Öcalan eşittir PKK, o da eşitti Kürtler’ denklemi Türkiye’nin milli barışına zarar verir’ diyorum. ‘Kürtler’in temsilcisi Abdullah Öcalan ve onun cani örgütü PKK olamaz’ diyorum. Bu hain terör örgütüne karşı verilen mücadelede sadece ana dili Türkçe olanlar bulunmadı. O bölgedeki binlerce polisin ve askerin yanında, binlerce yöre halkına mensup korucu da görev yaptı. Şayet siz ‘Abdullah Öcalan eşittir Kürtler’ denklemini inşa ederseniz, orada yaşayan ve teröre karşı olan vatandaşın kendini yalnız hissetmesine sebep olacaksınız.” şeklinde konuştu. 

“’Siz varken PKK ya gerek yok’ dememden neden rahatsız oluyorsunuz?”

“Siz varken PKK’ya gerek yok” şeklindeki açıklamalarına da tepki geldiğini hatırlatan Dervişoğlu, “Hakikaten öyle değil mi? PKK bunu istiyor. Abdullah Öcalan bunu istiyor. Terör örgütünün bütün sözde önderleri buna bunu istiyor. Aynısını bu ülkeyi yönettiğini zannedenler de istiyor. O zaman ‘Siz varken PKK ya gerek yok’ dememden neden rahatsız oluyorsunuz?” diye sordu. 

İYİ Parti’yi ülkeyi yönetmek için kurduklarını vurgulayan Dervişoğlu, Atatürkçü ve Türk milliyetçilerinin oranına işaret ederek oy potansiyellerinin yüzde 75 olduğunu dile getirdi.

Dervişoğlu, merkez siyaset çıkışını tekrarladı. 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberege.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.