Dervişoğlu, Sözcü TV'de gündemi değerlendirdi
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Sözcü TV'de Özlem Gürses’in sorularını yanıtlayarak Türkiye gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu. Dervişoğlu, kurulan yeni anayasa komisyonunun 1920 yılında oluşturulan Saltanat Şurası’yla benzerlik gösterdiğini öne sürerek, “Bu Sevr’in dayatmasıdır. Bu emperyalizmin 100 yıllık hayalinin Büyük Ortadoğu Projesi adına devreye sokulmasıdır” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin üniter devlet yapısının ve vatandaşlık tanımının hedef alındığını savundu.
Komisyonu “Saltanat Şurası”na benzetti
Dervişoğlu, yeni anayasa komisyonuna katılmamalarının nedenini açıklarken, “Bu komisyon birtakım telkinlere bağlı olarak dayatılarak kurulmuştur. Katılmamamızın gerekçesi de budur. Bu yapı Türkiye’yi felakete götürecek bir suikast planıdır” dedi. Türkiye’nin üniter devlet yapısının ve vatandaşlık tanımının tehlikeye atıldığını vurgulayan Dervişoğlu, “Bu millet savaş öncesi kendi yapısından mı vazgeçsin isteniyor?” diye sordu.
“Ekonomik kriz çok derinleşti”
Ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Dervişoğlu, Türkiye’de büyük bir ekonomik kriz yaşandığını belirterek, “Emekli, sabit gelirli ve asgari ücretli açlık sınırının altında yaşıyor” dedi. TBMM’de verdikleri 533 araştırma önergesinin ve kanun tekliflerinin iktidar tarafından reddedildiğini dile getirdi.
“Cumhurbaşkanlığı sistemi Türkiye’yi zaafa uğrattı”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni eleştiren Dervişoğlu, “Türkiye’nin kaderi bir kişinin iki dudağı arasından çıkan sözlere bağlı hale getirildi. Bu sistem tüm denetim ve kontrol mekanizmalarını yok etti” ifadelerini kullandı. Sistemin zararlarını hükümetin de fark ettiğini savunan Dervişoğlu, “Yarı başkanlık tartışılıyorsa mevcut sistemin aksadığı kabul ediliyor demektir” dedi.
Parlamenter sisteme dönüşün zorunlu olduğunu yineleyen Dervişoğlu, muhalefetin ortak bir Cumhurbaşkanı adayında uzlaşması gerektiğini vurguladı. “Eğer genel seçimlerden önce sistem değişmeyecekse, bu sistemden kurtulmak için sembolde, söylemde, eylemde birleşmeliyiz” ifadelerini kullandı.
Altılı Masa süreci ve seçim eleştirisi
Altılı Masa süreci hakkında da konuşan Dervişoğlu, seçimin kaybedilmiş olması nedeniyle yürütülen sürecin doğru olmadığını söyledi. “Eğer seçim kaybedildiyse, yapılanların doğru olduğunu iddia etmek mümkün değildir” diye konuştu.
“Benim yoğurt yiyişim farklıdır”
Kurucu Genel Başkan Meral Akşener ile kişisel ilişkilerine de değinen Dervişoğlu, siyasi olarak bir itilaf yaşanmadığını ama tarzlarının farklı olduğunu söyledi: “Herkesin yoğurt yiyişi farklıdır, benimki de öyle.”
“Türkiye’yi birleştirmek tarihi bir sorumluluk”
Milliyetçilerin birleşme olasılığı hakkında konuşan Dervişoğlu, sadece milliyetçileri değil, tüm toplumsal kesimleri birleştirme görevinin altını çizdi: “Alevi’siyle Sünni’si, Kürt’üyle Türkmen’i birleşmelidir. Ben milliyetçileri değil, Türkiye’yi birleştirmekle sorumluyum.”
Bahçeli’nin önerisine sert tepki
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Alevi ve Kürt kökenli cumhurbaşkanı yardımcıları önerisine sert tepki gösteren Dervişoğlu, “Bu teklif Türkiye’yi Lübnanlaştırmak demektir. Türkiye üniter ve ulus devlettir. Bu tarz öneriler, vatandaşlık tanımını zaafa uğratır” şeklinde konuştu.
“Aday belirleme çalışması yapmadık”
Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili iddiaları da değerlendiren Dervişoğlu, şu anda herhangi bir aday belirleme süreci yürütmediklerini söyledi. Mansur Yavaş isminin gündeme gelmesini “erken” bulduğunu belirtti.
“Komisyondan anayasa çıkmaz”
Anayasa komisyonu çalışmalarını eleştiren Dervişoğlu, “Bu komisyondan bir anayasa çıkmaz. Belirlenmiş bir amacı, hedefi, süresi yok. Pazarlık malzemesi olarak kullanılmaması gereken ciddi bir meseledir” dedi.
“Erdoğan’ın 4. kez adaylığı etik değildir”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 4. kez aday olmasını etik bulmadığını belirten Dervişoğlu, “Anayasa, iki defa seçilme hakkı tanıyor. Anayasa’nın arkasından dolanmak siyaseten etik değildir” diye konuştu.
Ahmet Hakan’a yanıtlar
Gazeteci Ahmet Hakan’ın yazısında yönelttiği eleştirileri de yanıtlayan Dervişoğlu, terör örgütü PKK’nın silah bırakması tartışmalarına ilişkin olarak, “Ortadoğu’da ABD tarafından eğitilen PYD-YPG gerçeği varken 30 teröristin silah bırakması senaryodan ibarettir” dedi. Şehitlerin acısının toplumsal bir travma olduğunu belirten Dervişoğlu, Ahmet Hakan’a “Ben anaların ağlamasını senden az mı istiyorum?” sözleriyle yanıt verdi.
“ABD Büyükelçisi istenmeyen kişi ilan edilmeli”
Amerikalı yatırımcı Tom Barrack ve ABD politikalarına da değinen Dervişoğlu, Türkiye’ye karşı dayatmaların arttığını savundu. “Doğru yöneticiler olsa, bu şahıs istenmeyen kişi ilan edilmelidir” dedi.
“Affedilmesi gereken kader mahkûmlarıdır, ihanet değil”
Af tartışmaları hakkında da konuşan Dervişoğlu, “Kader kurbanları için af olabilir. Ama ihanet affedilemez. PKK'lılar zaten salınıyor. Veysi Aktaş gibi isimlerin serbest bırakılması büyük hatadır. İmamoğlu ile Öcalan’ı aynı cümlede anmak bile tehlikelidir” ifadelerini kullandı.