Tarihin Tozlu Sayfalarında Bir Sufrajet: Nezihe Muhiddin
Tarihin Tozlu Sayfalarında Bir Sufrajet: Nezihe Muhiddin
Kadın Hareketinin öncü ismi Nezihe Muhiddin, bıraktığı değerler ile yaşamaya devam ediyor
Haber: Çağatay Yiğit Akkaya - 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü, kadınların yaşadığı bu zor hâlin göz önünde bulunmasını, şiddete karşı yek vücut olunmasını sağlıyor. Kadın Hareketinin öncüsü olan Nezihe Muhiddin’in değeri gün geçtikçe anlaşılmaya, fark edilmeye devam ediyor.
Nezihe Muhiddin,1889 yılında İstanbul’da savcı ve hakim Muhiddin Bey ile Zehra Hanım’ın kızı olarak dünyaya gelir. Babası Muhiddin Bey’in özgürlükçü dünya görüşü sayesinde döneme göre iyi eğitim alır. 8 yaşında annesi ile birlikte kadın derneklerine gitmeye başlayan Nezihe Muhiddin, kısa sürede Fatma Aliye gibi kadın hareketinin önde gelen isimleriyle tanışma imkanı bulur. İlerleyen yıllarda küçük yaşlarda katıldığı bu toplantıları Nezihe Muhiddin, cahil bir toplumda aydın azınlık tanımlaması ile bahsedecektir. Muhittin bu günlerini “Ancak sekiz yaşlarında idim. Annemle bir gün eski Sadrazam Rıfat Paşa’nın evine gittik. O gün Rıfat Paşa’nın kızları Nuhbe ve Güzide Hanımefendiler’in atılımlarıyla diğer hanımlar arasında gördüğüm etkinliği de hiç unutamam. Konağın bir odasında, hanımlar ciddi bir kıyafete girmişler, aralarında bir dernek kurmuşlar, çalışıyorlardı” diyerek açıklamıştır.
Fatma Aliye’den hayranlıkla bahseden Nezihe Muhittin, kuzenleri vasıtasıyla tanıştığı Nakiye Hanım’dan da etkilenir. Nakiye Hanım ilk kadın gazetesi olan Hanımlara Mahsus Gazete’de “Zekiye” adıyla yazılar yazar. Nakiye Hanım hakkında Nezihe Muhiddin “Henüz okuma yazma öğrenmeden evvel kulaktan bütün eski ve yeni ediplerin isimlerini ve meşhur eserlerinin adlarını bellemiştim. Annem ben doğmadan on beş yıl evvel kardeşinin kızı olan Nakiye Hanım’ın büyük yeteneklerini sezmiş onu kendisine evlat yapmıştı. O da bizim kadar değerli idi. Ablamızdı” diye bahsedecektir.
2. Abdülhamit döneminin zor günlerinde Nezihe Muhittin, Nakiye Hanım ve ev toplantılarına katılan kadınlar, dönemin kadın sorunları ile ilgili önemli buluşmalar, tartışmalar gerçekleştirirler. Düzenlenen toplantılarda Nezihe Muhiddin’in en fazla dikkatini çeken konu, eşitlik olmuştur. Nezihe Muhiddin bu konuyla ilgili “Eşitliğin hiçbir anlamı yoktu. Kiminle ve ne ile eşitlik? Oranlı olarak aydın olan Türk erkekliği aşağı ve yüksek tabakalara ayrılmış, biri diğerini ezmekle meşgul… Ortada hakim ve zorlayıcı kuvvet terbiyesiz ve cahillerin elinde… Bilim yenilmiş, cahiller üstün… Aydın erkek zümresi kara bir kuvvetin esiri, kadın ise esirin esiri…” demiştir.
Eğitim ve hoca kimliğine devam eden Nezihe Muhiddin, Sabah, İkdam ve Peyam-ı Sabah Gazetelerinde yazılar yazar. Toplumsal konulara değinen Nezihe Muhiddin, yayınlamış olduğu yazılarla İstanbul ve çevresinde adından söz ettirir.
Balkan Savaşlarının ardından Nezihe Muhittin Müdafa-i Hukuk kadınlar şubesinin mitingine konuşmacı olarak davet edilir. Fatma Aliye, Halide Edip gibi isimlerin konuşmacı olarak yer aldığı bu mitinge yaklaşık beş bin kadın katılır. Yerli malların kullanılması konusunda kadınların önemli bir rolü olduğunu ifade eden Nezihe Muhiddin’in konuşması herkes tarafından çok beğenilir.
1923 yılında Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurulmasının ardından siyasi alanda kadın haklarının konuşulması ve gündemde yer alması için Kadınlar Halk Fırkası’nı kurar. Ancak o tarihte kadınların oy kullanma hakkı olmadığı için parti iptal edilmiştir. Nezihe Muhiddin, partinin devamı niteliğinde Türk Kadınlar Birliği’ni kurar ve birliğin faaliyetlerini halka iletmek için Kadın Yolu Mecmuası’nı çıkartır. Öğretmenliğini çalışmaları ile sürdüren Nezihe Muhiddin kısa sürede Türk Kadını isimli bir eser yayınlar ve kadın hakları ile ilgili çalışmalarını halk ile buluşturur.
Uzun yıllar çalışmalarına devam eden Nezihe Muhiddin, 1927 yılında köşesine çekilmeye mecbur edilir. 1930 yılında Serbest Cumhuriyet Fırkası ile siyasi kariyerine devam eder. 1958 yılında ise hayatını akıl hastanesinde kaybeder.
Fatma Aliye, Şair Nigar, Makbule Leman, Emine Semiye gibi önemli Kadın Hakları Savunucuları arasında yer alan Nezihe Muhiddin, edebiyatın getirdiği imkanlarla Türk Kadının bilinçlenmesini amaçlarlar.
Ayrıca Nezihe Muhiddin, ekonomik bağımsızlık ve pozitivist bir yaklaşımı da savunmuştur. Ekonomi görüşleri diğer kadın hakları aktivistlerinden kendisini ayırmaktadır.
Hayatı boyunca pek çok esere imza atan Nezihe Muhiddin; Şebab-ı Tebah, Benliğim Benimdir, Güzellik Kraliçesi, İstanbul’da Bir Landru, Kevser Nine, Bozkurt, Ateş Böcekleri, Bir Aşk Böyle Bitti, Kalbim Senindir, Avare Kadın, İzmir Çocuğu gibi eserlere imza atmıştır.
Nezihe Muhiddin’in kuşkusuz en fazla öne çıkan eseri “Türk Kadını” olmuştur. Hayatında yaşadıklarından öne çıkan olayları belirten Muhiddin, kadın örgütlerinin faaliyetlerine de değinmiştir. Muhiddin, kadın haklarını “Ülkemizin daha mutlu yaşaması, büyük devrimimizin güçle yürümesinde kadının yükselmesi en önemli koşullardan biridir. Fakat kadının yükselmesi, erkeğe benzemesi, aradaki farkların kalkması değildir. Bilâkis aradaki farkların düzeltilmesi ve terbiyesidir” kelimeleri ile belirtirtmiştir.
Halide Edip Adıvar ve Fatma Aliye gibi adı günümüze gelen önemli kadın hakları Savunucuları arasında yer alan Nezihe Muhiddin, günümüzde değeri anlaşılan, fark edilen önem verilen bir yazar olarak karşımıza çıkıyor.
Kaynak: Devrim Pınar Gürbüzoğlu
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.
