Kamer Yıldız Ok’tan Derin Bir Masal Dünyası

KÜLTÜR/SANAT/EDEBİYAT (BÜLTEN) - MAİL ADRESİMİZE GÖNDERİLEN HABERLER | 10.12.2025 - 12:42, Güncelleme: 10.12.2025 - 12:42 236 kez okundu.
 

Kamer Yıldız Ok’tan Derin Bir Masal Dünyası

Kamer Yıldız Ok’un yeni öykü kitabı “Kara mı Kara”, savaş, göç ve insan kırılganlığını masalsı bir dille anlatıyor
Kamer Yıldız Ok’un “Kara mı Kara” adlı öykü kitabı, savaş, göç ve yoksulluk gibi toplumsal sorunları masalsı bir anlatımla ele alıyor. Her öykü, insan kırılganlığını ve dayanışmayı simgesel bir dille işliyor. Kara mı Kara: İnsan ve Kuş Diliyle Anlatılan Öykü Kitabın ilk öyküsü “Kara mı Kara”, doğduğu anda savaşın gölgesine düşen bir bebek olan Kara’nın hikâyesini aktarıyor. Karga, Yarasa ve Baykuş’un nefesiyle hayata dönen Kara, penceresiz barakalar, denizin kabaran dalgaları ve göç acılarıyla yüzleşiyor. Öykü, insanlık tarihinin ortak yaralarını masalsı bir dille yansıtıyor. Sınırların Ötesi: Çocukların Yolculuğu “Büyü Kutusu ya da İnsan Çıkmazı” adlı öykü, tren yolunun ötesine geçen dört çocuğun bilinmezlik ve korku dolu yolculuğunu anlatıyor. Yazar, çocukların gözünden toplumların karanlık yüzlerini ve çıkışsızlığı yalın ama etkili bir dille işliyor. Çıt Yok! Fısıltı Var!: Sessiz Çığlık Kasabada yürüyen genç bir kadının sessiz çığlığı, modern toplumun vicdansız yüzünü gözler önüne seriyor. Kadını tek duyan kuşlar; insanlar ise yalnızca bakıyor. Öykü, taciz kültürü ve dayanışmayı sahnelerle görünür kılıyor. Görünmez Yaralar: Toplumun Kenarında Diğer öyküler, evlerinden koparılanlar, göç yollarında yuvasını kaybedenler ve günlük hayatta görünmez yaralar yaşayan insanları konu alıyor. Her öykü, hem masalsı hem sert bir dünya kurarak okura dayanışmanın ve direncin önemini hatırlatıyor.
Kamer Yıldız Ok’un yeni öykü kitabı “Kara mı Kara”, savaş, göç ve insan kırılganlığını masalsı bir dille anlatıyor

Kamer Yıldız Ok’un “Kara mı Kara” adlı öykü kitabı, savaş, göç ve yoksulluk gibi toplumsal sorunları masalsı bir anlatımla ele alıyor. Her öykü, insan kırılganlığını ve dayanışmayı simgesel bir dille işliyor.

Kara mı Kara: İnsan ve Kuş Diliyle Anlatılan Öykü

Kitabın ilk öyküsü “Kara mı Kara”, doğduğu anda savaşın gölgesine düşen bir bebek olan Kara’nın hikâyesini aktarıyor. Karga, Yarasa ve Baykuş’un nefesiyle hayata dönen Kara, penceresiz barakalar, denizin kabaran dalgaları ve göç acılarıyla yüzleşiyor. Öykü, insanlık tarihinin ortak yaralarını masalsı bir dille yansıtıyor.

Sınırların Ötesi: Çocukların Yolculuğu

“Büyü Kutusu ya da İnsan Çıkmazı” adlı öykü, tren yolunun ötesine geçen dört çocuğun bilinmezlik ve korku dolu yolculuğunu anlatıyor. Yazar, çocukların gözünden toplumların karanlık yüzlerini ve çıkışsızlığı yalın ama etkili bir dille işliyor.

Çıt Yok! Fısıltı Var!: Sessiz Çığlık

Kasabada yürüyen genç bir kadının sessiz çığlığı, modern toplumun vicdansız yüzünü gözler önüne seriyor. Kadını tek duyan kuşlar; insanlar ise yalnızca bakıyor. Öykü, taciz kültürü ve dayanışmayı sahnelerle görünür kılıyor.

Görünmez Yaralar: Toplumun Kenarında

Diğer öyküler, evlerinden koparılanlar, göç yollarında yuvasını kaybedenler ve günlük hayatta görünmez yaralar yaşayan insanları konu alıyor. Her öykü, hem masalsı hem sert bir dünya kurarak okura dayanışmanın ve direncin önemini hatırlatıyor.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberege.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.