casino siteleri slot siteleri
bahis siteleri canlı bahis siteleri
Hakan KANBER / KöşeliYorum
Köşe Yazarı
Hakan KANBER / KöşeliYorum
 

Noel düzgün adam olsa…

Tüm dünyada; çoğunlukla kan, gözyaşı, savaş, şiddet, ekonomik krizler ve çevre felaketleriyle geçen eski yıl geride kalıyor. 2023’ü yeni umutlarla karşılıyoruz. 2022’de dünyada yaşanan olayları uzun uzun sayıp dökmek istemiyorum. Fakat ‘içeriye şöyle bir bakmak’ta yarar var.   ***   Yıllardır, yöneticilerimiz tarafından Ortadoğu’ya ‘ağırlığını’ koyduğu ifade edilen Türkiye’nin ‘ağır’ gündemine her gün yeni ‘ağırlıklar’ eklendi. Sınırlarımızın içinde ve sınırlarımızın dışında yapılan operasyonlar sürdü. Bu mücadelede can aldık, can verdik! 2022’de seçim sathı mahalline girdik. Bolca seçim konuştuk, kurgular yaptık. Yeni yıl itibariyle normal süresinde yapılacak seçimlere 6 ay kaldı… Jeopolitik riskler, terör ve mevcut ekonomik gidişat; kimine göre marjın “sorunlar sürüyor” kısmında yer aldı/alıyor. Kimine göre ise marjın tam aksi yönünde; “yok öyle bir şey” ifadesiyle vücut buldu/buluyor.   ***   Başka bir toplumda olsa; ‘deprem serisi’ yaratacak türden konular, bizde vaka-i adiyeden sayıldı! Sokak ortasında kadın boğazlayanlar… Çoluk çocuk, her türden hayvanat ve hatta damacana şişesine tecavüz edenler… Battaniyeden, anasının dizinden, kız evladından tahrik olan sapıklar… ‘Çocuk’ gelinler! Pedofiliyi yasalarla meşrulaştırmaya çalışan ‘koca koca’ adamlar! ‘Bademleme’ye kurban edilen küçük çocuklar… Ve bunu çok doğalmış gibi savunan, o ahlaksız, o kepaze benzetmeyi Türk diline monte eden iğrenç yaratıklar… “Bir kereden bir şey olmaz”cılar… Mahkemede, karşısındaki mağdureye “Bana niye tecavüz etmiyorlar?” diye soran ‘kadın’ savcılar… Kayırmacılar, kollamacılar, kolpacılar, yancılar, yiyiciler, çorbacılar… At hırsızları… Erketeler… Suratları ayakkabı köselesine dönmüş arsızlar… Magandalık türevlerinde kendini aşmış ‘sözde’ insanların; stadyum, trafik, düğün ve bilumum yerlerde gösterdikleri kontrolsüz çılgınlıklar… Çılgın projeler… Ve daha neler, neler… Say, say bitmez… Bu tür kaotik ortamlara önce alıştırıldık, sonra içselleştirdik sanıyorum. Her biten yıl, bir önceki yılın neredeyse kopyası! Aynı olaylar, aynı sorunlar, aynı çözümsüzlükler… Bu bir sürgitten öte bir şey değil.   ***   Bir yandan da her yılbaşı olduğu gibi yine yeni yıl kutlamalarının yoğun bir şekilde tartışıldığı günlere geldik dayandık… Başarılı bir şekilde ‘bin parçaya’ bölünmüş, ayrıştırılmış, gruplaştırılmış, kutuplaştırılmış yığınlar; Noel, Noel Ağacı süslenmesi ve 31 Aralık gecesi eğlencelerine kafayı feci halde takmış durumda. Sosyal medyanın bütün cephelerinde büyük bir ‘savaş’ var. Boğaz boğaza, tırnak tırnağa… Karşılıklı salvolar gırla gidiyor. Cehaletin kol gezdiği yurdumda; maalesef elma, armut, yumurta, hıyar bir sepete konulup pazarlanmaya çalışılıyor. 25 Aralık ile 31 Aralık gecelerini birbirinden ayırt edemeyen cehalet kurbanı yığınlar…   ***   Hâlbuki işin aslını öğrenmek isteyenin işi artık çok kolay... Eskiden kütüphanelere gitmek, kitap karıştırmak gibi bir zorluk vardı. Şimdi o yok… Herkesin ‘cebine’ kadar girmiş, internet denilen bir ‘gâvur icadı’ var. İsteyen; birkaç dakikada ‘gâvur icadı’ Google kanalıyla yüzlerce kaynağa ulaşıp; yine bir ‘gâvur icadı’ olan cep telefonu ekranından ‘Noel’i de ‘Christmas’ı da kolayca öğrenebilir. Ve o öğrendiklerini ‘millici ve yerlici’ olmayan(!) “ille de kutlarım” diye zıp zıp zıplayan karşı cephedeki bu ‘zındık’ların yüzüne çarpabilir(!) Yeter ki istesin… Ama öyle dolambaçlı yollarda yurdum insanının işi olmaz. Önünde hazır olan örneklere bakar: Dememiş miydi bir ilçenin müftüsü; “Noel düzgün adam olsa bacadan girmez” diye… Bu söylemden sonra silah (!) kuşanıp, damlara-çatılara (!) çıkmadı mı kimi yurdum insanları? 31 Aralık gecesi, ellerinde sopalarla, küreklerle, damlarda fellik fellik ‘Noel Baba’ arayan sakallı, sarıklı, şalvarlı, ‘millici ve yerlici’ civanmertleri ne çabuk unuttuk? ‘Ana akım’ dedikleri medyaya haber konusu bile yapılıp, arz-ı endam etmemişler miydi ekranlarda?   ***   Her yıl bu tartışılır/tartıştırılır, taraflar adeta birbirini gırtlaklar. Bir bardak suda fırtınalar koparılır! Kara mizah, komik ve cahilce... Tartışılacak konu bulmak için önce Türkiye’de sonra dünyadaki gündeme şöyle bir bakmak yeterli olacaktır. Bu kadar ‘sığ’ konular yerine, bizi çok çok yakından ilgilendiren o kadar ‘derin’ sorunlarımız var ki… Noel’i, yeni yılı tartıştıranlar ve tartışanlar keşke bu sorunları görebilseler... Hele bir de; ‘yeni yıl’ ve ‘çam ağacı süsleme’ geleneğinin, binlerce yıllık geçmişi olan, öz be öz bir Türk bayramı (Nardugan-doğan güneş) olduğu gerçeği ortada dururken…     ***   2023’ün; yurtta ve dünyada barışın, huzurun, sevginin, hoşgörünün, bolluk ve bereketin yılı olmasını diliyor, sesimin ulaştığı her yerdeki herkesin yeni yılını kutluyorum… Ve yazımı Türk mitolojisindeki Nardugan Duası ile bitiriyorum;   Mavi göğün efendisi Tanrım… Yarattığın mavi gök, yağız yer ve su adına, Türk Milleti adına, Tanrı gibi Tanrı’dan olma atalarım adına, Türk’e iz süren, yol gösteren Gök Börü adına, Tanrı’ya, doğaya ulaştıran ulular adına... Öncesi kadim, sonrası sonsuz, Öncesi erdem, sonrası yağız, Öncesi il, sonrası vatan, Öncesi dirlik, sonrası birlik, Öncesi kün, sonrası aydın, Öncesi de sonrası da Türk Milletim; Bolluk, bereket ve güzellikler bizimle olsun. Yeni yıl; Türk Milleti’ne ve yaşadığımız yurtlara esenlik getirsin. Er’lerimiz Börteçine, kadınlarımız Asena olsun. Balalarımız Kür Şad ruhlu, yaşlılarımız Dede Korkut olsun. Tanrı huzur ve bolluğu yoldaşınız eylesin. Türk Töresi bilinci ile donatsın hepinizi. Güneşin yeniden doğuşu, yeni doğum “Nardugan Bayramımız Kutlu Olsun.
Ekleme Tarihi: 26 Aralık 2022 - Pazartesi

Noel düzgün adam olsa…

Tüm dünyada; çoğunlukla kan, gözyaşı, savaş, şiddet, ekonomik krizler ve çevre felaketleriyle geçen eski yıl geride kalıyor.

2023’ü yeni umutlarla karşılıyoruz.

2022’de dünyada yaşanan olayları uzun uzun sayıp dökmek istemiyorum.

Fakat ‘içeriye şöyle bir bakmak’ta yarar var.

 

***

 

Yıllardır, yöneticilerimiz tarafından Ortadoğu’ya ‘ağırlığını’ koyduğu ifade edilen Türkiye’nin ‘ağır’ gündemine her gün yeni ‘ağırlıklar’ eklendi.

Sınırlarımızın içinde ve sınırlarımızın dışında yapılan operasyonlar sürdü. Bu mücadelede can aldık, can verdik!

2022’de seçim sathı mahalline girdik. Bolca seçim konuştuk, kurgular yaptık. Yeni yıl itibariyle normal süresinde yapılacak seçimlere 6 ay kaldı…

Jeopolitik riskler, terör ve mevcut ekonomik gidişat; kimine göre marjın “sorunlar sürüyor” kısmında yer aldı/alıyor. Kimine göre ise marjın tam aksi yönünde; “yok öyle bir şey” ifadesiyle vücut buldu/buluyor.

 

***

 

Başka bir toplumda olsa; ‘deprem serisi’ yaratacak türden konular, bizde vaka-i adiyeden sayıldı!

Sokak ortasında kadın boğazlayanlar…

Çoluk çocuk, her türden hayvanat ve hatta damacana şişesine tecavüz edenler…

Battaniyeden, anasının dizinden, kız evladından tahrik olan sapıklar…

‘Çocuk’ gelinler! Pedofiliyi yasalarla meşrulaştırmaya çalışan ‘koca koca’ adamlar!

‘Bademleme’ye kurban edilen küçük çocuklar… Ve bunu çok doğalmış gibi savunan, o ahlaksız, o kepaze benzetmeyi Türk diline monte eden iğrenç yaratıklar…

“Bir kereden bir şey olmaz”cılar…

Mahkemede, karşısındaki mağdureye “Bana niye tecavüz etmiyorlar?” diye soran ‘kadın’ savcılar…

Kayırmacılar, kollamacılar, kolpacılar, yancılar, yiyiciler, çorbacılar…

At hırsızları…

Erketeler…

Suratları ayakkabı köselesine dönmüş arsızlar…

Magandalık türevlerinde kendini aşmış ‘sözde’ insanların; stadyum, trafik, düğün ve bilumum yerlerde gösterdikleri kontrolsüz çılgınlıklar…

Çılgın projeler…

Ve daha neler, neler…

Say, say bitmez…

Bu tür kaotik ortamlara önce alıştırıldık, sonra içselleştirdik sanıyorum.

Her biten yıl, bir önceki yılın neredeyse kopyası! Aynı olaylar, aynı sorunlar, aynı çözümsüzlükler… Bu bir sürgitten öte bir şey değil.

 

***

 

Bir yandan da her yılbaşı olduğu gibi yine yeni yıl kutlamalarının yoğun bir şekilde tartışıldığı günlere geldik dayandık…

Başarılı bir şekilde ‘bin parçaya’ bölünmüş, ayrıştırılmış, gruplaştırılmış, kutuplaştırılmış yığınlar; Noel, Noel Ağacı süslenmesi ve 31 Aralık gecesi eğlencelerine kafayı feci halde takmış durumda.

Sosyal medyanın bütün cephelerinde büyük bir ‘savaş’ var.

Boğaz boğaza, tırnak tırnağa…

Karşılıklı salvolar gırla gidiyor.

Cehaletin kol gezdiği yurdumda; maalesef elma, armut, yumurta, hıyar bir sepete konulup pazarlanmaya çalışılıyor.

25 Aralık ile 31 Aralık gecelerini birbirinden ayırt edemeyen cehalet kurbanı yığınlar…

 

***

 

Hâlbuki işin aslını öğrenmek isteyenin işi artık çok kolay... Eskiden kütüphanelere gitmek, kitap karıştırmak gibi bir zorluk vardı. Şimdi o yok…

Herkesin ‘cebine’ kadar girmiş, internet denilen bir ‘gâvur icadı’ var.

İsteyen; birkaç dakikada ‘gâvur icadı’ Google kanalıyla yüzlerce kaynağa ulaşıp; yine bir ‘gâvur icadı’ olan cep telefonu ekranından ‘Noel’i de ‘Christmas’ı da kolayca öğrenebilir.

Ve o öğrendiklerini ‘millici ve yerlici’ olmayan(!) “ille de kutlarım” diye zıp zıp zıplayan karşı cephedeki bu ‘zındık’ların yüzüne çarpabilir(!)

Yeter ki istesin…

Ama öyle dolambaçlı yollarda yurdum insanının işi olmaz. Önünde hazır olan örneklere bakar:

Dememiş miydi bir ilçenin müftüsü; “Noel düzgün adam olsa bacadan girmez” diye…

Bu söylemden sonra silah (!) kuşanıp, damlara-çatılara (!) çıkmadı mı kimi yurdum insanları?

31 Aralık gecesi, ellerinde sopalarla, küreklerle, damlarda fellik fellik ‘Noel Baba’ arayan sakallı, sarıklı, şalvarlı, ‘millici ve yerlici’ civanmertleri ne çabuk unuttuk? ‘Ana akım’ dedikleri medyaya haber konusu bile yapılıp, arz-ı endam etmemişler miydi ekranlarda?

 

***

 

Her yıl bu tartışılır/tartıştırılır, taraflar adeta birbirini gırtlaklar. Bir bardak suda fırtınalar koparılır!

Kara mizah, komik ve cahilce...

Tartışılacak konu bulmak için önce Türkiye’de sonra dünyadaki gündeme şöyle bir bakmak yeterli olacaktır.

Bu kadar ‘sığ’ konular yerine, bizi çok çok yakından ilgilendiren o kadar ‘derin’ sorunlarımız var ki… Noel’i, yeni yılı tartıştıranlar ve tartışanlar keşke bu sorunları görebilseler...

Hele bir de; ‘yeni yıl’ ve ‘çam ağacı süsleme’ geleneğinin, binlerce yıllık geçmişi olan, öz be öz bir Türk bayramı (Nardugan-doğan güneş) olduğu gerçeği ortada dururken…

 

 

***

 

2023’ün; yurtta ve dünyada barışın, huzurun, sevginin, hoşgörünün, bolluk ve bereketin yılı olmasını diliyor, sesimin ulaştığı her yerdeki herkesin yeni yılını kutluyorum…

Ve yazımı Türk mitolojisindeki Nardugan Duası ile bitiriyorum;

 

Mavi göğün efendisi Tanrım…

Yarattığın mavi gök, yağız yer ve su adına,

Türk Milleti adına,

Tanrı gibi Tanrı’dan olma atalarım adına,

Türk’e iz süren, yol gösteren Gök Börü adına,

Tanrı’ya, doğaya ulaştıran ulular adına...

Öncesi kadim, sonrası sonsuz,

Öncesi erdem, sonrası yağız,

Öncesi il, sonrası vatan,

Öncesi dirlik, sonrası birlik,

Öncesi kün, sonrası aydın,

Öncesi de sonrası da Türk Milletim;

Bolluk, bereket ve güzellikler bizimle olsun.

Yeni yıl; Türk Milleti’ne ve yaşadığımız yurtlara esenlik getirsin.

Er’lerimiz Börteçine, kadınlarımız Asena olsun.

Balalarımız Kür Şad ruhlu, yaşlılarımız Dede Korkut olsun.

Tanrı huzur ve bolluğu yoldaşınız eylesin.

Türk Töresi bilinci ile donatsın hepinizi.

Güneşin yeniden doğuşu, yeni doğum “Nardugan Bayramımız Kutlu Olsun.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberege.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.