İzmir’de her yaz mevsimi öncesi tekrarlanan deniz kirliliği sorunu, 2025 yaz sezonu öncesi yine kendini gösterdi. Körfez ve çevresindeki sahil bantlarında gözle görülür hale gelen kirlilik, hem çevrecilerin hem de vatandaşların tepkisine neden oluyor.
Vatandaşlar denize girmekten çekiniyor
Meteoroloji verilerine göre İzmir’de önümüzdeki günlerde sıcaklıkların 35 dereceyi bulması bekleniyor. Bu durum, atık su ve kanalizasyon sistemlerinin yükünü artırırken, özellikle deniz kıyısında yaşayanlar için yaşam kalitesini tehdit eden ciddi sonuçlar doğuruyor.
Vatandaşlar, kötü koku ve gözle görülür kirlilik nedeniyle denize girmekten çekinirken; uzmanlar, “şu an alınmayan önlemler, yaz ortasında sağlık krizine dönüşebilir” uyarısında bulunuyor.
"Her yıl aynı manzara"
Sahil bandında yürüyüş yapan birçok İzmirli, denizin renginin değiştiğini ve yüzeyde plastik atıkların yoğunlaştığını belirtiyor. Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde, özellikle Karşıyaka, Bayraklı, Konak ve Üçkuyular sahillerinde ciddi bir kirlilik yaşandığı görülüyor.
Vatandaşların yorumu ise oldukça net, “Her yaz aynı pislik, aynı kokular. Yetkililer açıklama yapıyor ama çözüme yönelik tek bir adım bile yok.”
İzmir Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere ne yerel yönetimlerden ne de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'ndan konuya dair somut bir açıklama yapılmış değil.
Deniz kirliliği ile mücadelede en önemli unsurlar olan atık su arıtma tesislerinin kapasitesi, düzenli denetimler ve şeffaf raporlama eksikliği, sorunların kronikleşmesine neden oluyor.
Uzmanlardan çözüm önerisi
Çevre mühendisleri ve deniz bilimciler, sadece yaz aylarında değil, yıl boyunca sürdürülecek sistematik bir “deniz temizliği seferberliği” çağrısında bulunuyor.
Başlıca öneriler şunlar:
- Atık su arıtma kapasitesi artırılmalı
- Kıyı tesisleri, gemiler ve sanayi kaynaklı deşarjlar denetlenmeli
- Vatandaş bilinçlendirilmeli, gönüllü temizlik grupları desteklenmeli
- Körfez dip temizliği periyodik hale getirilmeli
Mavi İzmir için vakit kaybetmeden harekete geçilmeli
İzmir’in “mavi şehir” kimliğini koruyabilmesi için yönetimlerin ortak ve sürdürülebilir bir çevre politikası geliştirmesi şart. Aksi halde, deniz manzaralı ama denize girilemeyen bir şehir gerçeği, İzmir’in yaz turizmini de vuracak gibi görünüyor.
