GÜNDEM

Özgür Özel, Zeydan Karalar'ın tutuklanmasını değerlendirdi

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar'ın tutuklanmasına ilişkin olarak, "Gerçekten çok üzücü bir haber. Gerçekten kabul edilebilecek bir şey değil, tam bir rezalettir. Bu zulümler olacak, olmaya devam edecek. Zulümleri artsın ki sonları tez gelsin" ifadesini kullandı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar'ın tutuklanmasına ilişkin olarak, "Gerçekten çok üzücü bir haber. Gerçekten kabul edilebilecek bir şey değil, tam bir rezalettir. Bu zulümler olacak, olmaya devam edecek. Zulümleri artsın ki sonları tez gelsin" ifadesini kullandı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Sözcü TV'nin 10 gün süreyle aldığı ekran karartma cezasının başlamasına saatler kala katıldığı Sözcü TV yayınında, "Tatsız bir dönemdeyiz. İyi habere hasret kaldığımız, her gün birbirinden kötü haberler aldığımız bir yılın içindeyiz. 21'inci yüzyılın ilk çeyreği biterken berbat bir kapanış oluyor. Türkiye'yi 2025 yılında adeta cehenneme çevirdiler, kötülükte sınır tanımıyorlar. CHP, 47 yıl sonra 1'inci parti, bütün anketlerde 1'inci parti, bütün önemli belediyeleri kazandı. Adım adım iktidara doğru yürüdüğü anlaşılıyor. Erdoğan bunu kendi pratiğinden biliyor. İstanbul'u kazanan Türkiye'yi kazanır diye o sloganlaştırdı bunu. Bu gidişata normal siyasi bir mücadeleyle mukabele edemiyor. Halkın CHP'ye yönelişini, muhalefetin güçlenmesini engelleyemiyor, kendi güç kaybını durduramıyor" dedi. Özel, şunları kaydetti:

"Gurur duyacağınız yayıncılık yaptınız"

"10 günlük kapatma meselesi, Saraçhane'deki mitingleri yayınladığınız için. Saraçhane'yi vermeyen televizyon televizyon mudur, haber yapmayan bir kanal haber kanalı olabilir mi? Buna bazı haber kanalları gözlerini yumdular, biz de onları halen boykot ediyoruz. Bin çeşit aracı yolluyorlar. 'Kanalı boykot edin zaten reytingler 0,45. Ama restoranlarımızı boykot etmeyin.' Her yerden haber yolluyorlar. Hiçbirine dönüp de şöyle bakmıyoruz. Millet cezayı onlara kesti. Milletin kesmediği cezayı size kesmeye çalışan bir iktidar aklı var. İktidar güdümünde bir akıl var. Siz çok onurlu, gurur duyacağınız bir yayıncılık yaptınız. Bundan rahatsız olanlar da size ceza verdi. Yargı bu cezanın yürütmesini durdurdu. Yürütmeyi durdurmaya itiraz ettiler. İstanbul'u son seçimlerde kazanmış partinin lideri konuşuyor, bunu yayınlamak suç. Bunun için kapatma cezası veriyorlar. Akıl almaz. Büyük bir adaletsizlik yaşıyoruz. Türkiye'de en büyük adaletsizliği 111 gündür Ekrem İmamoğlu, 8-9 yıldır içeride tutulan Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Osman Kavala, Gezi tutukluları, Tayfun Kahraman, Murat Çalık yaşıyor.

"AK Parti'yi yenme suçuyla cezaevinde yatıyor arkadaşlarımız"

Adıyaman'ın sevgilisi Abdurrahman Tutdere'nin memnuniyet anketi yüzde 60'lara çıkmış, Abdurrahman'a diyorlar ki evde oturacaksın, Adıyaman'da dolaşmayacaksın. Adıyamanlı belediye başkanı seçmiş, Adıyaman sokaklarını Abdurrahman'a yasakladılar bugün. Yüreğimiz ağzında Zeydan Karalar'dan gelecek haberi bekliyoruz. CHP, Türk Ceza Kanunu'nda yazmayan ama fiilen uygulanan 'AK Parti'yi yenme' ve 'AK Parti'yi iktidardan indirmeye teşebbüs' suçuyla cezaevinde yatıyor arkadaşlarımız. Cezamız bu. TCK'da yazmayan suçumuz bu.

"Zulümleri artsın ki sonları tez gelsin"

Gerçekten çok üzücü bir haber. Bütün tutuklamalar çok haksız ama Zeydan Karalar'a yapılan artık, 11 yıl öncesinden, AK Parti'nin belediyenin başına sardığı bir adama AK Parti döneminden kalan para ödenmiş... 11 yıldır bu adam tertemiz yönetmiş. Bunun üstüne iki kez hakeme gitmiş, millete gitmiş. Seyhan'ı yönetmiş ya, al büyükşehiri yönet demişler, bir daha yönet demişler. Her seferinde oyunu artırmış. Gidiyorlar, tutuklama kararı veriyorlar. Gerçekten kabul edilebilecek bir şey değil, tam bir rezalettir. Ümidim, umudum vardı bununla ilgili. Gerçekten çok üzüldüm. Kararı millet veriyor. Milletin ne izleyip ne izlemeyeceğine RTÜK, mahkemeler karar veriyorsa bu bir baskı rejimidir, istibdat rejimidir. Haber akar, yolunu bulur. Bu zulümler olacak, olmaya devam edecek. Zeydan Başkanın Gençlik Kollarından başlayan, ilçe yöneticiliğinden başlayan, il başkanlığıyla devam eden bir siyasi hayatı var. Bu siyasi hayatta zaman zaman çok acılar çekmiş, mücadeleler vermiş, bedeller ödemiş birisi. Bu bedelin ödenmesi de varmış, zulümleri artsın ki sonları tez gelsin.

"Görevim ilk seçimlerde bu iktidarı değiştirmek"

Bizi anayasa masasına ilk davet edişleri değil. Anayasa masasına oturmak için anayasaya uyan muhataplar ararız karşımızda. Manisa'daki Özgür Özel de televizyon karşısında otursa der ki 'Erdoğan Özgür Özel'i çağırıyor ama adam daha önce açıkladı, niye gitsin oraya anayasaya uymayan birisiyle niye anayasa yapsın.' Bizim tutumumuz çok net. Anayasalar aşkın zamanlı toplumsal mutabakat metinleridir. Zaman geçtikçe güçlenen metinlerdir. 12 Eylül Anayasası denen anayasa, defalarca değişmiştir ama esas mesele son değişikliğinde tüm toplumu kapsayacak, her doğana bir anayasa yapmak lazımken Erdoğan'a bir anayasa yapmışız. O da yapıldığı yıldan 8 yıl geçmiş ama bu şartlar altında Erdoğan kendine yapılan anayasadan dahi memnun değil, uymuyor. Hatta zaman zaman, 'Uymuyorum, tanımıyorum, saygı da duymuyorum' diyor. E şimdi, 'Gel anayasa yapalım.' Sen eski anayasaya uymuyorsun. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uymayan, Anayasa Mahkemesi kararlarına uymayan, Anasaya Mahkemesi'ni tanımayan, zaman zaman Anayasa Mahkemesi'ni kapatmakla tehdit eden, yargı kararlarını tanımayan, ikili hukuk sisteminin olduğu, muhaliflere düşman hukukunun uygulandığı bir süreçte ne anayasası yani. Menemen yapmam dediğim bu. Uysun bütün bu kurallara, sonra gelsin çalsın kapımızı. Tutuklu arkadaşlarımızı bırak, Gezi tutuklularını bırak, siyasi tutukluları bırak. Mahkeme kararlarına karşı direnme işlerini bırak, Can Atalay'ı bırak. Bunları bıraksın ondan sonra gelsin benden Anayasa istesin. Bana bakınca tehdide, şantaja, rüşvete boyun eğecek bir siyasi görüyorsa yanlış görüyor demek ki.

Ne arkadaşımızı satarız, ne geride birini bırakırız, ne kişisel ikbal için pazarlığa girişiriz, ne de tehdide, şantaja boyun eğeriz. Ama siyasi muhataplanmak istiyorsa biz buradayız. AK Parti'nin genel başkanı olarak gelir, otururuz, konuşuruz, bir demokratikleşme paketini hep birlikte çalışırız. Olur. Ama bataklıkta inadına yürüyor adam. Kendini de batırıyor, memleketi de batırıyor. Be ne yapayım. Onun peşinden bataklığa mı gireceğim. Ben memleketi kurtarmanın peşindeyim. Nasıl 47 yıl sonra Adalet ve Kalkınma Partisi'ni yenip partimi birinci parti yapmışım 31 Mart 2024 günü şimdi de görevim yapılacak ilk seçimlerde bu iktidarı değiştirmek. Eğer bir suç arıyorsa yapılacak ilk seçimlerde Türkiye'de iktidarı değiştirme suçuna teşebbüs halindeyim şu anda ve bu suçu işlemiş üzereyim. Bilsin, ona göre hesabını, kitabını yapsın."