İzmir’de son günlerde gelen yüksek su faturaları, özellikle dar gelirli kesimler arasında büyük öfkeye neden oluyor. 2025 yılı itibarıyla asgari ücretin 17 bin TL seviyelerinde olduğu kentte, bir vatandaşa 4 bin TL’lik su kullanımı karşılığında 22 bin 564 TL’lik fatura gönderildi.
İddialara göre fatura kalemlerinin büyük kısmını katı atık toplama bedelleri oluşturuyor. Sadece bu kalem, 15 bin TL’yi aşarak kamuoyunda “Bu su değil, altın fatura” yorumlarına yol açtı.
Katı Atık Bedeli: Faturanın %66’sı
İZSU tarafından düzenlenen ilgili faturada, 4.012 TL’lik su kullanımının yanı sıra, tam 15.103 TL’lik katı atık bedeli yer alıyor. Bu durum, faturaların içeriği ve hesaplama yöntemi hakkında yeni bir tartışma başlattı.
Vatandaşlar konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
“Suyu az kullandık, faturada çöp toplamaya servet ödemişiz. Artık su içmek bile lüks oldu. İnsanlar tasarruf ettikçe daha fazla cezalandırılıyor gibi hissediyoruz.”
Asgari Ücretin Üzerinde Fatura: “Geçinmek İmkânsız”
Türkiye genelinde 2025 yılı itibarıyla net asgari ücret 17.002 TL olarak belirlenmiş durumda. Ancak İzmir’de gönderilen bazı su faturalarının bu tutarın çok üzerinde olması, geçim sıkıntısı yaşayan vatandaşların tepkisine yol açıyor. Emekliler, işçiler ve sabit gelirli yurttaşlar, faturaların artık bir "yaşam kalitesi tehdidi" haline geldiğini ifade ediyor.
Tüketici Dernekleri ve Belediyelere Çağrı
Artan faturalar karşısında tüketici hakları dernekleri, şeffaflık, faturalandırma modeli ve oranların kamuoyuna açık biçimde anlatılması gerektiğini vurguluyor. İZSU ve belediyelere çağrıda bulunan uzmanlar, halkın temel hizmetler üzerinden bu kadar yüksek bedellerle karşı karşıya kalmasının anayasal yaşam hakkına aykırı olduğunu dile getiriyor.