İzmir'in ana içme suyu kaynağı olan Tahtalı Barajı'ndaki su seviyesi, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre neredeyse yarıya düşerek yüzde 15,3'e geriledi. Balçova, Ürkmez ve Alaçatı Kutlu Aktaş barajlarında da benzer düşüşler gözlemlendi. Yetkililer, mevcut tüketim devam ederse Eylül ayında barajların tamamen kuruyabileceği uyarısında bulunuyor.
Peki, İzmir Halkı su krizinden nasıl etkileniyor? Su krizi İzmirli vatandaşlara nasıl yansıyor? Mikrofon Sende programında su krizi ve yansımaları hakkında konuşan vatandaşlardan bazıları durum ile ilgili çağrılarda da bulundu.
Vatandaşların neredeyse hepsi, su krizi ile ilgili aynı fikirleri paylaştı. İzmirli bir vatandaş, "Kötü etkileniyoruz. Sorun çözülmüyor. Ben Buca'dayım aynı sorun ailem Konak'ta aynı sorun. 3 tarafımız denizlerle çevrili bir su krizini çözemiyoruz" diyerek sitem etti.
Krizin global boyutta olduğunun altını çizen başka vatandaşlar ise, "Ağaç olmayan yerde su olur mu? Tüm Dünya'da iklim krizi var ama Türkiye'de daha vahim. Millet tepki vermiyorsa bu suç milletindir" ve "Hükümetin, belediyelerin tedbir alması gerekir. Şu anki kriz için bile faturalarda bedel ödüyoruz ama çözüm bu değil. Eğitim verilmeli, bilinçlendirme çalışmaları yapılmalı" ifadelerini kullandı.
Su krizi için belediye çalışmalarını yeterli bulmadığını açıklayan birkaç kişi ise daha önce yaşadıkları olaylardan örnek verdi. Vatandaş, "Bireysel çözümler buluyoruz, artık suyun bile tadı tuzu kalmadı. Ama bir yerde patlak olsa bile gelip tamir edilmiyor. Ben her yerde yayınladım da o zaman bile boşa akan bir suyun tamirine 15 gün sonra ancak gelebildiler. Olur mu böyle?" diyerek yetkililere seslendi.
