EÜ’den kadına yönelik şiddete karşı farkındalık

Ege Üniversitesi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında, farkındalık panelleri ve etkinliklerle toplumu bilinçlendirdi

Ege Üniversitesi Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi (EKAM), 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında düzenlediği etkinliklerde, şiddetin toplumsal bir sorun olduğunu ve farkındalık ile değiştirilebileceğini vurguladı. Şiddet toplumsal bir sorun EKAM Müdürü Doç. Dr. Vildan Koçoğlu Gündoğdu, “Şiddet bir kader değildir; toplumsal bir sorun olarak değiştirilebilir” mesajını öne çıkardı. Gündoğdu, günümüzde şiddetin biçim değiştirdiğini, dijital ve ekonomik alanlarda arttığını belirterek, kadına yönelik şiddetin çok boyutlu bir insan hakları ihlali olduğunu söyledi. “Psikolojik şiddet en yaygın türdür. Hakaret, tehdit, kontrol etme, izolasyon ve değersizleştirme gibi davranışlar çoğu zaman görünmez oluyor, ancak etkileri fiziksel şiddet kadar yıkıcıdır” diyen Gündoğdu, ekonomik, dijital ve fiziksel şiddetin de önemli boyutlar olduğunu ifade etti. Farkındalık ve eğitim öncelikli Gündoğdu, üniversite içinde ve toplumda farkındalığı artırmak için çeşitli eğitim ve seminerler düzenlediklerini aktardı. “Çalışma Yaşamında Cinsiyet Eşitliği sertifika programı, 8 Mart paneli ve Dijital Bağımlılık panelimiz gibi etkinliklerle öğrenciler, akademik ve idari personele bilgilendirme yaptık. Amacımız, dayanışmayı güçlendirmek ve toplumsal farkındalığı artırmaktır” dedi. Sessizlik şiddeti besliyor Kadına yönelik şiddette erken farkındalığın önemini vurgulayan Gündoğdu, “Şiddetin hiçbir gerekçesi yoktur ve sessizlik şiddetin en büyük destekçisidir. Gençlerin duyarlı olması, tanık oldukları şiddete müdahil olmaları, destek mekanizmalarını bilmeleri ve eşitlikçi bir toplum savunucusu olmaları hayati önem taşıyor” dedi. Eşitlik bilinci erkekleri de kapsamalı EKAM Müdür Yardımcısı Doç. Dr. İlkay Südaş, eşitlik bilincinin topluma yerleşmesi gerektiğini vurguladı. Südaş, kadınların toplumsal statülerinin yükselmesinin erkekler açısından bir tehdit olarak algılanmaması gerektiğini belirterek, erkeklerin değişim sürecine katılımının kritik olduğunu ifade etti.