Disleksi hakkında toplumda yaygın olan birçok yanlış bilgi, bu durumla yaşayan bireylerin hayatını zorlaştırıyor. Oysa disleksi, zeka eksikliği ya da ilgisizlik değil; beynin bilgiyi işleme biçimindeki farklılıktan kaynaklanan bir öğrenme güçlüğü.
Disleksili bireylerin zeka düzeyleri düşüktür yargısı yanlış
Toplumda sıkça karşılaşılan yanlışlardan biri, disleksiye sahip kişilerin düşük zekalı olduğu yönündeki önyargıdır. Bu bireylerin zeka seviyeleri genellikle normalin üzerindedir. Hatta Albert Einstein, Steve Jobs ve Richard Branson gibi dünyaca ünlü dahilerin de disleksiyle yaşadığı bilinmektedir. Disleksi, bireyin öğrenme stilini etkileyebilir; ancak entelektüel potansiyelini sınırlandırmaz.
“Çok istese yapar” demek büyük bir haksızlık
Disleksili bireyler okuma ve yazma gibi beceriler üzerinde büyük bir çaba harcar. Ancak bu çabaya rağmen istedikleri başarıyı elde edemediklerinde “tembel” ya da “isteksiz” damgası yemeleri, onların psikolojik yükünü artırır. Tırmanılması zor bir dağa benzetilebilecek bu süreçte, ailelerin ve eğitimcilerin sabırlı ve bilinçli yaklaşımı büyük önem taşır.
Disleksi sadece harfleri ters görmek değildir
Halk arasında yaygın olan bir başka yanlış ise disleksinin sadece harfleri veya rakamları ters görmekle sınırlı olduğu yönündedir. Gerçekte disleksi, dil temelli bir öğrenme güçlüğüdür. Bu durum; sesleri harflerle eşleştirme, kod çözme, heceleme ve okuma akıcılığı gibi becerilerde yaşanan zorluklarla kendini gösterir. Tanı, göz doktorlarından değil; özel eğitim uzmanları ve psikologlardan alınır.
Her disleksili birey aynı değildir
Disleksi her bireyde farklı şekillerde ortaya çıkar. Bazı bireyler için okuma hızı en büyük sorunken, bazıları yazma ya da heceleme konusunda daha fazla zorlanır. Bu nedenle bireyselleştirilmiş eğitim programları oluşturulmalı, her bireyin güçlü ve zayıf yönlerine göre özel destek sağlanmalıdır.
Yetişkinlerde de disleksi olabilir
Disleksi yalnızca çocuklukta görülen bir durum değildir. Tanı almamış birçok yetişkin de yaşamları boyunca bu durumla mücadele eder. Okuma ve yazma zorlukları nedeniyle iş ve sosyal yaşamda problemler yaşayabilirler. Disleksi her yaşta teşhis edilebilir ve uygun destek programlarıyla bireylerin yaşam kalitesi artırılabilir.
Beyin kendini yenileyebiliyor: Nöroplastisite
Disleksi nörolojik temelli bir farklılık olsa da beynin “nöroplastisite” yeteneği sayesinde gelişim mümkündür. Beyin, yeni bağlantılar kurarak bilgiyi daha etkin işleyebilir. Özellikle teknolojinin gelişmesiyle birlikte disleksiye yönelik terapi ve müdahale yöntemleri de çeşitlenmiştir. Yoğunlaştırılmış özel eğitim programları ile önemli ilerlemeler kaydedilebilmektedir.