Türkiye'nin doğal zenginliklerinden biri olan zeytinlikler, madencilik faaliyetlerine açılma tehlikesiyle karşı karşıya. TBMM komisyonunda kabul edilen yasa teklifi, zeytinliklerin korunmasına ilişkin mevcut mevzuatı delerek bu alanlarda maden işletmelerine izin verilmesinin önünü açıyor.
Zeytin ağacı sadece ekonomik değil, kültürel bir değer
Zeytin ağaçları, yüzyıllardır barışın, dostluğun ve bereketin simgesi olarak kabul ediliyor. Akdeniz iklimine özgü bu ağaçlar, hem ekonomik getiri sağlıyor hem de kültürel kimliğin önemli bir parçası olarak görülüyor.
Uzmanlar, zeytinlik alanlarda maden faaliyetlerinin başlaması durumunda birçok ekolojik sorunun yaşanacağını belirtiyor. Öne çıkan başlıca riskler şunlar:
Zeytinlikler, birçok canlı türüne ev sahipliği yapıyor. Ağaçların kesilmesi, bu türlerin yaşam alanlarının kaybı anlamına geliyor. Bu durum, sadece yerel ekosistemleri değil, geniş çevreyi de olumsuz etkileyecek.
Zeytin ağaçları toprak erozyonunu engellerken, maden çalışmaları bu yapıyı bozabilir. Aynı zamanda yer altı sularının kirlenmesi ve tarım alanlarında verim kaybı riski bulunuyor.
Sağlık ve yaşam kalitesi riski
Toz, kimyasal atık ve ağır metal gibi zararlı unsurların yayılması, bölge halkının sağlığını tehdit ediyor. Ayrıca bu faaliyetler, yaşam kalitesini ve bölgedeki tarım üretimini olumsuz etkiliyor.
Zeytin, Anadolu’nun ortak belleğinde yer eden tarihi bir simge. Bu ağacın yok edilmesi, kültürel mirasın da silinmesi anlamına geliyor.
Çağrı: Yasaya dur denilmeli
Ekolojik hassasiyeti olan birçok sivil toplum örgütü, akademisyen ve yurttaş, ilgili yasa teklifinin geri çekilmesini talep ediyor. “Zeytin ağacına sahip çıkmak, geleceğe sahip çıkmaktır” diyen çevreciler, yetkililere çağrıda bulunuyor:
“Doğayı, suyu, toprağı ve yaşamı korumak hepimizin görevidir. Bu yasa teklifine karşı sesimizi yükseltmeli ve gelecek nesillere yaşanabilir bir çevre bırakmalıyız.”