casino siteleri slot siteleri
bahis siteleri canlı bahis siteleri
Serpil GÜLEÇYÜZ
Köşe Yazarı
Serpil GÜLEÇYÜZ
 

KADINA ŞİDDET

Uzun süredir ülkemizin kanayan yarası "kadın cinayetleri". Yaşamının baharında yüzlerce kadının yaşam hakkı elinden alınmış, tecavüz edilmiş, bıçaklanmış, yüzlercesi ise sakat bırakılmıştır. Kadınlarda ciddi bir huzursuzluk, çaresizlik ve korku hakim. Son yıllarda ülkemizde, bir dizi yasal düzenlemeler yapılmış, kadına şiddet suç sayılmış, şiddete uğrayan kadınları koruma altına alacak kurumlar yetersizde olsa kurulmuş, kadınlarımızın güvenliği bir nebze de olsa sağlanmıştır. Buna karşın, verilen cezaların azlığı, ceza indirimi için bir türlü kanıtlanması mümkün olmayan bahaneler üretilirken, kadınlar hiç bir zaman adaletin yerine getirilmediğine inanmış ve bunun sonucunda kendini güvende hissetmemiştir. Kadına yönelik şiddeti, insan hak ihlali ve ayrımcılık türü olarak tanımlayan, bağlayıcı nitelikteki ISTANBUL SÖZLEŞMESİ gerçek anlamda bir türlü uygulanamamıştır ve kesinlikle uygulanması gereklidir. Son günlerde kadınların en çok araştırdığı konu ne biliyor musunuz? Silah satın alma ve silah taşıma ruhsatının nasıl alınacağına dair bilgiler. Yani kadınlarımız kendisini bireysel olarak korumak istiyor ve bunu kendinde hak olarak görüyor. Silah çözüm mü peki? Elbette değil. Çözüm yine kadının kendisi. Kadının her türlü şiddete karşı susmaması, hakları karşısında bilinçlenmesi, eğitimi ve ekonomik olarak güçlenmesi gerekmektedir. Eğitim ve ekonomik seviye düzeldikçe her türlü şiddete uğrama oranın azaldığı da bir gerçektir. Sonuçta, çocuk şiddeti yetişkinlerden öğrenmektedir. Çocukların yetiştiği aile ortamı, anne-baba ilişkileri, çocuk yetiştirme yöntemleri, eğitim durumları, çocuklarımızın gelecekte ki davranışlarında önemli yer tutmaktadır. Anne ve babalar terbiye amaçlı yaptıklarının (bilinçli ya da bilinçsizce) onları olumlu ya da olumsuz etkileyeceğini bilmelidir. Özetle çocuklarımızın nasıl olmasını istiyorsak öyle olmalıyız. Kadına şiddet olaylarından rahatsız olan çok erkeğin olduğunu da biliyorum. Sonuçta onların da anneleri, kardeşleri, kızları aynı tehlikeyle karşı karşıya. Annelere, babalara sormak isterim, el bebe gül bebe büyüttüğünüz, her şeyden sakındığınız evlatlarınıza, şiddet uygulanmasına seyirci kalabilir misiniz? Cevabınız hayır ise, şiddete seyirci kalmayın, evlatlarınızı duyarlı yetiştirin. Kadınların toplumda, her türlü şiddete ve istismarına karşı gerekli idari düzenlemeler yapılmalı ve ödünsüz uygulanmalı, failler indirim uygulanmadan cezalandırılmalı, mağdurlar için çeşitli çözümler üretilmeli, güvenlikleri her koşulda sağlanmalıdır. Bunun için gerekli kaynaklar ayrılmalı, kadın ve erkeğin temel hak ve hürriyetlerinden, demokrasinin nimetlerinden eşit şekilde yararlanması için çalışılmalıdır. Şiddetle mücadele için sistemin sürekliliğinin ve yasaların ödünsüz uygulanmasının altını bir kez daha çizmek isterim. Ayrıca kadınlarımızın, erkek egemen kültürden oluşan, cinsiyete dayalı basmakalıp yargılara, kültürümüzden oluşan geleneklere, önyargılara karşı bilinçlendirilmeleri gerekmektedir. Bu da ancak eğitimle olur. Kadınların eğitimine gerekli destek verilmelidir. İnanıyorum ki, kadın ve erkeğin eğitim seviyeleri yükseldikçe Dünya daha yaşanılır hale gelecektir. Bir birey olarak diyorum ki şiddete karşı SUSMA. SESİNİ ÇIKAR. ÇÖZÜME ODAKLAN. ODAKLAN Kİ BAŞKA MELEKLER KARANLIĞA GİTMESİN, ÖN YARGILARIN KURBANI OLMASIN. Serpil GÜLEÇYÜZ  
Ekleme Tarihi: 21 Mart 2022 - Pazartesi

KADINA ŞİDDET

Uzun süredir ülkemizin kanayan yarası "kadın cinayetleri". Yaşamının baharında yüzlerce kadının yaşam hakkı elinden alınmış, tecavüz edilmiş, bıçaklanmış, yüzlercesi ise sakat bırakılmıştır. Kadınlarda ciddi bir huzursuzluk, çaresizlik ve korku hakim. Son yıllarda ülkemizde, bir dizi yasal düzenlemeler yapılmış, kadına şiddet suç sayılmış, şiddete uğrayan kadınları koruma altına alacak kurumlar yetersizde olsa kurulmuş, kadınlarımızın güvenliği bir nebze de olsa sağlanmıştır. Buna karşın, verilen cezaların azlığı, ceza indirimi için bir türlü kanıtlanması mümkün olmayan bahaneler üretilirken, kadınlar hiç bir zaman adaletin yerine getirilmediğine inanmış ve bunun sonucunda kendini güvende hissetmemiştir. Kadına yönelik şiddeti, insan hak ihlali ve ayrımcılık türü olarak tanımlayan, bağlayıcı nitelikteki ISTANBUL SÖZLEŞMESİ gerçek anlamda bir türlü uygulanamamıştır ve kesinlikle uygulanması gereklidir. Son günlerde kadınların en çok araştırdığı konu ne biliyor musunuz? Silah satın alma ve silah taşıma ruhsatının nasıl alınacağına dair bilgiler. Yani kadınlarımız kendisini bireysel olarak korumak istiyor ve bunu kendinde hak olarak görüyor. Silah çözüm mü peki? Elbette değil. Çözüm yine kadının kendisi. Kadının her türlü şiddete karşı susmaması, hakları karşısında bilinçlenmesi, eğitimi ve ekonomik olarak güçlenmesi gerekmektedir. Eğitim ve ekonomik seviye düzeldikçe her türlü şiddete uğrama oranın azaldığı da bir gerçektir. Sonuçta, çocuk şiddeti yetişkinlerden öğrenmektedir. Çocukların yetiştiği aile ortamı, anne-baba ilişkileri, çocuk yetiştirme yöntemleri, eğitim durumları, çocuklarımızın gelecekte ki davranışlarında önemli yer tutmaktadır. Anne ve babalar terbiye amaçlı yaptıklarının (bilinçli ya da bilinçsizce) onları olumlu ya da olumsuz etkileyeceğini bilmelidir. Özetle çocuklarımızın nasıl olmasını istiyorsak öyle olmalıyız. Kadına şiddet olaylarından rahatsız olan çok erkeğin olduğunu da biliyorum. Sonuçta onların da anneleri, kardeşleri, kızları aynı tehlikeyle karşı karşıya. Annelere, babalara sormak isterim, el bebe gül bebe büyüttüğünüz, her şeyden sakındığınız evlatlarınıza, şiddet uygulanmasına seyirci kalabilir misiniz? Cevabınız hayır ise, şiddete seyirci kalmayın, evlatlarınızı duyarlı yetiştirin. Kadınların toplumda, her türlü şiddete ve istismarına karşı gerekli idari düzenlemeler yapılmalı ve ödünsüz uygulanmalı, failler indirim uygulanmadan cezalandırılmalı, mağdurlar için çeşitli çözümler üretilmeli, güvenlikleri her koşulda sağlanmalıdır. Bunun için gerekli kaynaklar ayrılmalı, kadın ve erkeğin temel hak ve hürriyetlerinden, demokrasinin nimetlerinden eşit şekilde yararlanması için çalışılmalıdır. Şiddetle mücadele için sistemin sürekliliğinin ve yasaların ödünsüz uygulanmasının altını bir kez daha çizmek isterim. Ayrıca kadınlarımızın, erkek egemen kültürden oluşan, cinsiyete dayalı basmakalıp yargılara, kültürümüzden oluşan geleneklere, önyargılara karşı bilinçlendirilmeleri gerekmektedir. Bu da ancak eğitimle olur. Kadınların eğitimine gerekli destek verilmelidir. İnanıyorum ki, kadın ve erkeğin eğitim seviyeleri yükseldikçe Dünya daha yaşanılır hale gelecektir. Bir birey olarak diyorum ki şiddete karşı SUSMA. SESİNİ ÇIKAR. ÇÖZÜME ODAKLAN. ODAKLAN Kİ BAŞKA MELEKLER KARANLIĞA GİTMESİN, ÖN YARGILARIN KURBANI OLMASIN. Serpil GÜLEÇYÜZ

 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberege.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.