CHP Aydın Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Grup Sözcüsü Süleyman Bülbül, Madımak Katliamı’nın 32. yılında hukuki süreçte yaşanan aksaklıkları eleştirerek, devletin toplumsal yaralarla samimi bir şekilde yüzleşmesi gerektiğini söyledi.
Madımak hukukun kara lekesi
Bülbül, 2 Temmuz 1993’te yaşanan Madımak Katliamı’nın sadece bir nefret suçu olmadığını, aynı zamanda hukuk sisteminin işlevsizliğini de ortaya koyduğunu belirtti. “33 aydın ve 2 otel çalışanının diri diri yakıldığı bu olayda gerçek failler yargılanmadı, dosyalar zamanaşımına uğratıldı.” dedi.
Zamanaşımı kararı eleştirildi
Madımak davasının 2012’de zaman aşımına uğratılmasına tepki gösteren Bülbül, “İnsanlığa karşı işlenen suçlarda zamanaşımı olmaz ancak bu dava zamanaşımına uğradı. Bu vicdani değil, siyasi bir tercihtir.” ifadelerini kullandı.
Gericilik zincirinin kırılması çağrısı
Katliamın gerici ideolojilerle bağlantılı olduğunu belirten Bülbül, “Madımak’tan bugüne uzanan gericilik zinciri kırılmalıdır. Aynı karanlık akıl, laiklik, kadın hakları ve düşünce özgürlüğüne karşı mücadele etmeye devam ediyor.” dedi.
Devlete yüzleşme çağrısı
Bülbül, toplumsal barış için devletin Madımak’la yüzleşip, ailelerden özür dilemesi gerektiğini vurguladı. “Adalet siyasete kurban edildiği sürece korku hakim olur, biz buna boyun eğmeyeceğiz.” dedi.
Unutmadık, affetmedik, mücadeleden vazgeçmeyeceğiz
Sözlerini “Madımak’ta hayatını kaybedenleri rahmetle anıyor, onların mücadelesini yaşatmak için çalışmaya devam edeceğiz.” diyerek tamamladı.