Türk Ceza Kanunu’nda (TCK), örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişilere yönelik hapis cezalarının yeniden belirlenmesi için çalışmalar başladı. Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), mevcut cezaların orantısız olduğu gerekçesiyle aldığı iptal kararının ardından, ceza hukukunda önemli bir değişikliğe gidiliyor.
AYM, Hükümleri İptal Etmişti
AYM, bu yılın başında 220. madde kapsamında 2 yıl 6 aydan 6 yıla kadar ve 314. madde kapsamında 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası öngören düzenlemeleri iptal etti. Gerekçede, örgüt adına suç işleyenlerin örgüt üyeleriyle aynı ceza aralığında değerlendirilmesinin orantısız olduğu vurgulandı. Ayrıca “örgüt adına” kavramının belirsizliği, hukuki öngörülebilirliği zedelediği için iptal kararı verildi.
Yeni Yargı Paketi’nde Düzenleme Geliyor
AYM’nin altı aylık düzenleme süresi dolmadan AK Parti, yeni yargı paketi kapsamında harekete geçti. Yeni düzenlemeyle birlikte:
- “Örgüt adına suç işleme” tanımı daha açık hale getirilecek.
- Ceza alt ve üst sınırları yeniden belirlenecek.
- Hapis cezalarında indirime gidilecek.
AK Parti kaynakları, cezaların daha makul hale getirileceğini ve bu suçtan hükümlü birçok kişinin yeni düzenlemeden yararlanarak tahliye olabileceğini belirtti.
İnsan Hakları Uyarıları Dikkate Alınacak
Bu düzenleme, sadece iç hukuk değil, uluslararası hukuk açısından da önem taşıyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) de örgüt adına suç işlediği gerekçesiyle verilen cezaların, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğuna dikkat çekmişti. AİHM, belirsiz ifadelerle cezalandırmanın, adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini ifade etmişti.
Tahliyeler Yolda
Yeni düzenlemenin hayata geçmesiyle birlikte, şu anda örgüt adına suç işlediği gerekçesiyle cezaevinde bulunan çok sayıda hükümlünün durumunda değişiklik bekleniyor. Ceza indirimi veya yeniden değerlendirme kapsamında yapılacak başvurular sonucunda tahliyelerin önü açılabilir.
"Terörsüz Türkiye"
Bu değişiklik, aynı zamanda PKK’nın silah bırakma ve kendini feshetme kararıyla başlayan “Terörsüz Türkiye” sürecinin bir parçası olarak değerlendiriliyor. Mevzuattaki bu tür revizyonların, normalleşme sürecine hukuki zemin oluşturması amaçlanıyor.