İzmir’in kalbinde dijital bir dünya: Çocuklar geleceği deneyimliyor
İzmir’in kalbinde dijital bir dünya: Çocuklar geleceği deneyimliyor
İçeriği Görüntüle

1995 yılında Bosna-Hersek’in Srebrenica kentinde yaşanan ve 8 bin 372 Boşnak’ın hayatını kaybettiği soykırımda yaşamını yitirenler İzmir'in Konak ilçesinde anıldı.

Konak Belediyesi, Konak Kent Konseyi ve Gültepe Makedonya Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından, Srebrenica Katliamı’nın 30. yılı dolayısıyla Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde anma programı gerçekleştirildi.

Programda, 1995 yılında Bosna-Hersek’in Srebrenica kentinde yaşanan ve 8 bin 372 Boşnak’ın hayatını kaybettiği soykırımda yaşamını yitirenler anıldı.

Anma programında konuşan Türkiye Bosna Hersek Kültür Dernekleri Federasyonu Başkan Vekili Cemal Şenel, “11 Temmuz 8 bin 372 canı anma günü. 1992-1995 döneminde Bosna Hersek’te birçok katliam adına savaş denildi ama o bir soykırımdı. Bu soykırım sürecinde Srebrenica’nın önemi Srebrenica bölgesi birleşmiş milletlerin kontrolü altındaydı. Müslüman Boşnaklar silahlarını Birleşmiş Milletler’e teslim etmişti. Güvence verilmişti Boşnaklara ama Mladić ve Karadžić Hollandalı askerlerle iş birliği halinde 8 bin 372 canımızı bizden aldılar. Bu 8 bin 372 canın yedisi yarın defnedilecek. Bugüne kadar altı bin yedi yüz elli beş can yüz ellinin üzerindeki toplu mezarlarda bulundu. Binin üzerinde kemikler hala DNA testi testi yapılması için beklemekte. Neden bekleniyor? Çünkü komple bir aile yok edilmiş. Bugün yaşayan bir aileden kimse olmadığı için DNA’ları tespit edilemiyor. O yüzden de kemikler bekletiliyor bu acıları geçmişte Bosna Hersek’te dünyanın başka yerinde, bugün Gazze’de bir daha yaşatılmaması için, olmaması için, bize düşen, insanlık adına bugünleri unutmamak, unutturmamak" dedi.

Gültepe Makedonya Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Birol Özkardeşler de “Balkan coğrafyasında yaşayan milletler Osmanlı İmparatorluğu’nun bölgeden çekilmesiyle birlikte emperyalist güçlerin oyunlarıyla, asimilasyona, tehcire ve soykırıma maruz kaldılar. 1980 yılından itibaren Yugoslavya’nın dağılmasıyla birlikte bölgedeki istikrarsızlık daha da arttı. 1992 yılında Sırplar ve işbirlikçileri bağımsızlık ilan eden Boşnaklara karşı savaş ilan etti. Bu kez bu acı senaryo Bosna’da oynanmaya başlandı. Bu vahşette yüz on bin kişi hayatını kaybetti. Binlercesi sakat kaldı. On binler evini ve yurtlarını katletmek durumunda kaldı. Savaş esnasında sözde medeniyetin savunucusu, insan haklarının hamisi Avrupa’nın gözleri kör, kulakları sağır oldu. Bu koşullar altında birinci sırada Hollanda barış gücü askerlerinin güçleri önünde 8 bin 372 Müslüman Boşnak, Sırplar ve işbirlikçileri tarafından katledildi. Srebrenica’da olanlar sistematik ve kelimelerle ifade edilemeyecek kadar büyük bir travmaydı. Bosna’nın kurucu Cumhurbaşkanı Bilge Kral Aliye İzzet Begoviç’in şu sözleri soykırımı en iyi şekilde ifade etmektedir: Yaparsanız yapın soykırımı unutmayın. Unutulan soykırım tekrarlanır. Balkanlar’da yaşanan acıları unutmamak ve unutturmamak adına olan mücadelemize her zaman devam edeceğiz. Srebrenica’da otuz yıl önce katledilen 8 bin 372 kardeşimizi rahmetle ve saygıyla anıyorum" ifadelerini kullandı.

CHP Konak İlçe Başkanı Ozan Ali İlgazi ise “30 sene önce dünyanın, Birleşmiş Milletler’in gözü önünde bir katliam ve soykırım yaşandı. Belki bu acıları tekrar yaşanmamak adına bazı şeyleri anlatmamak gerekiyor ama unutturmamak da gerekiyor. Aynı acıları tekrar yaşamamız gerekiyor. Önemli olan orada yaşanılan bu acıları bizden sonraki kuşaklara doğru bir dille, doğru bir ifadeyle anlatıp, öğretip ve ileriki kuşakların da anlamalarına yardımcı olmak, o bilgileri onlara vermek. Bugün aramızda olmayan 8 bin 372 Boşnağı rahmetle anıyorum" dedi.

Konak Belediye Başkan Yardımcısı Veysel Yalçın, barışa dair sorumluluk vurgusu yaparak şunları kaydetti:

“Bizlerin bizler barışın sadece temeli değil aynı zamanda bir sorumluluk olduğu bilincindeyiz. Yirminci yüzyılda Avrupa’nın ortasında barışı katledenleri asla unutmayacağız. Srebrenica’da hayatını kaybeden masum insanları saygıyla, sevgiyle, rahmetle anıyoruz.”

DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın ise “Bu 30 yıl içerisinde sadece Bosna’da katledilen insanlar yok. Arkasından devam eden katliamlar da var. Bu katliamları unutmak demek aslında aynı zamanda yeni katliamları da önünü açmak anlamına geldiği açık. Bugün özellikle Filistin halkına yapılan katliamlar Bosna’daki yapılan katliamların benzerini gerçekleştiriyor. Maalesef Birleşmiş Milletler böyle bir karar almış olmasına rağmen şu anda Filistin halkına sahip çıkmayan bir Birleşmiş Milletler’le karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz, yaşıyoruz ve biliyoruz. O nedenle biz DEM Parti olarak kime yapılırsa yapılsın inançlarından, kimliklerinden, aynı zamanda farklılıklarından dolayı kimsenin kimseyi düşman ilan etmediği savaşların olmadığı, barış içerisinde, demokratik olarak yaşayabileceğimiz bir Türkiye, bir bölge, bir dünya istiyoruz. Onun için egemenlerin çıkarları için kullanılan bu böl, parçala yönet politikasının artık son bulmasını istiyoruz. Kapitalizm kendisini yeniden üretemediği bir yerde mutlaka insanlara arasındaki düşmanlık tohumları ekerek varlığını sürdürmeye ve kriz yaratarak krizi çözmeye çalışarak bir süreç yönetimi içerisinde bulunduğunu görüyoruz. O nedenle biz gerçekten bir kez daha Bosna Hersek’deki yaşanan katliamı kınarken bugün aynı zamanda Gezi direnişinde İsmail’in de ölüm yıl dönümü olduğunu ifade etmek isterim. Hepimizin başı sağ olsun. Bütün kaybettiğimiz canlar için tekrar herkese baş sağlığı ve sabırlar diliyorum. Unutmayalım, unutturmayalım" diye konuştu.

Konak Kent Konseyi Başkanı Hamit Mumcu da konuşmasında soykırıma karşı uluslararası toplumun tutumunu eleştirerek şunları söyledi:

“Göz göre göre, gün gün, saat saat katliamın sesleri gelirken, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, NATO sessiz kalmayı tercih etmiş ve insanlık tarihinin utanç sayfalarından biri çağdaş demokrasilerin beşiği Avrupa’nın tam ortasında yaşamıştır. Srebrenica katliamı ikinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’da gerçekleşen en büyük toplu insan kıyımı olmasının yanı sıra hukuksal olarak ilk belgelenmiş soykırım olması açısından da önemlidir. Ancak ne var ki bu soykırımı yargılayanlar da bir zamanlar bu katliama seyirci kalan ve bizzat savaşı kışkırtan emperyalistlerden başkası değildir. Biz gazetecimiz ‘Tanrısı değişir kendisi değişmez tek din faşizmdir’ demiştir. Tarihten ders almayı başaramayan insanlık farklı din, dil, ırk ve inanç kisvesi altında faşizmi yaşatmayı ne yazık ki her seferinde başarıyor. Bizler faşizme, katliamlara karşı ne olursa olsun barışı, kardeşliği, kardeşliği, dayanışmayı savunuyor ve soruyoruz. Tüm katliamları lanetliyoruz.”

Anma etkinliği, soykırımda hayatını kaybedenlerin anısına denize karanfil bırakılmasıyla sona erdi.

Kaynak: ANKA