İzmir’de uzun süredir devam eden yağışsız hava ve artan su tüketimi nedeniyle barajlardaki doluluk oranı alarm seviyesine düştü. İZSU ve Meteoroloji verilerine göre, kentte kullanılabilir içme suyu miktarı hızla azalırken, mevcut kaynaklarla İzmir’in yalnızca 70 günlük suyu kaldığı belirtildi.

Çevre Bakanlığından İzmir Büyükşehir'e rekor ceza
Çevre Bakanlığından İzmir Büyükşehir'e rekor ceza
İçeriği Görüntüle

Baraj doluluk oranları kritik seviyede

İzmir’in içme suyunu karşılayan Tahtalı, Balçova, Ürkmez ve Gördes barajlarında yapılan ölçümler, kuraklık tehdidinin şehri ciddi biçimde etkilediğini ortaya koydu. Tahtalı Barajı’nda doluluk oranı %30’un altına gerilerken, Gördes Barajı’nda ise %10 seviyesinin de altı görüldü. Son bir ayda sıcaklıkların ortalamanın üzerinde seyretmesi ve yağışların yetersiz kalması nedeniyle buharlaşma ve tüketim oranları da yükseldi.

Uzmanlardan uyarı: “Zorunlu olmadıkça musluğu açmayın”

Su politikaları ve iklim krizi üzerine çalışan uzmanlar, İzmir’in acil bir tasarruf sürecine girmesi gerektiğini belirtiyor. Kent genelinde su kullanım alışkanlıklarının değişmesi gerektiğini vurgulayan uzmanlar, bireysel su tüketiminde %30’a varan azaltma hedefiyle hareket edilmesini öneriyor. Lavabo ve duş sürelerinin kısaltılması, çamaşır ve bulaşık makinelerinin tam dolmadan çalıştırılmaması gibi basit önlemlerin büyük etki yaratabileceği ifade ediliyor.

Büyükşehir acil eylem planı hazırlığında

İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZSU yetkilileri, kritik su seviyeleriyle ilgili kamuoyuna düzenli bilgilendirme yaparken, mevcut su kaynaklarının yönetimi konusunda yeni önlemler alınacağını açıkladı. Alternatif su kaynaklarının devreye alınması, tarımsal sulamada kontrollü kullanım ve yeni altyapı yatırımları gündemde. Ayrıca kent genelinde bilgilendirme ve farkındalık kampanyaları da başlatılacak.

Kuraklık sadece İzmir’i değil, tüm Ege’yi tehdit ediyor

Meteoroloji Genel Müdürlüğü verileri, sadece İzmir’in değil, Aydın, Manisa ve Muğla gibi çevre illerin de benzer kuraklık riskiyle karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Uzmanlar, bölgesel su yönetimi ve entegre planlamaların artık ertelenemeyecek bir zorunluluk haline geldiğini ifade ediyor.