TÜMAD Madencilik'in Kozak Yaylası'nda işlettiği altın ve gümüş madeninin kapasite artışı talebi Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) taşındı. DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın, projeyi Erzincan'daki İliç maden faciasına benzeterek, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un yanıtlaması istemiyle Meclis'e soru önergesi sundu.
Şirket hangi değişiklikleri talep ediyor?
Nurol Holding'e bağlı TÜMAD Madencilik, mevcut 835 hektarlık ÇED alanını 1287 hektara çıkarmayı hedefliyor. Aynı şekilde 134 hektarlık ocak sahası 353 hektara, yığın liç alanı ise 83 hektardan 257 hektara genişletilecek. Şirket, yılda 22,4 milyon ton olan kazı miktarını 29,7 milyon tona çıkarmayı planlıyor.
Cevher ve üretim hedefi nedir?
9 yıllık maden ömrü boyunca toplam 201,5 milyon ton kazı yapılması, 116 milyon ton cevherin yığın liç tesisine serilmesi ve yaklaşık 1 ila 1,1 milyon ons altın eşleniği üretilmesi öngörülüyor. Tesisin kapasitesinin 155,3 milyon tona çıkarılması planlanıyor.
TBMM'ye Taşındı
DEM Parti vekilinden çarpıcı benzetme
İzmir Milletvekili İbrahim Akın, madenin kapasite artışını Meclis gündemine taşıdı. Akın, "Bu tesis, Erzincan İliç'teki maden faciasına neden olan tesisten daha büyük kapasiteye sahip olacak" ifadelerini kullandı.
Çevresel ve sosyal riskler gündemde
Soru önergesinde, kapasite artışının su kaynakları, tarım alanları, biyoçeşitlilik ve yerleşim alanları üzerindeki riskleri sıralayan Akın, Bakan Kurum'dan şu sorulara yanıt istedi:
-
ÇED süreci hangi aşamada?
-
Yöre halkı ve yerel yönetimlerin görüşü alındı mı?
-
Atık tesislerinin güvenliği ne ölçüde inceleniyor?
-
Siyanür, tozlaşma ve heyelan gibi riskler için hangi önlemler alınacak?
Bölge halkı kaygılı
Kapasite artışı planlanan tesis, Hacıhüseyinler Köyü'ne ve yayla yerleşimlerine oldukça yakın. Akın, "Bu yaylada camii, mezarlıklar, evler var. Mevcut haliyle bile risk oluşturan tesis, kapasite artışıyla çok daha büyük bir çevresel tehdit haline gelecektir" dedi.
Ekosistem ve tarım tehdit altında
Madra Dağları'nın su kaynaklarının sadece Kozak Yaylası'nı değil, tüm Kuzey Ege'yi ve hatta Midilli'yi beslediğine dikkat çeken Akın, madenin bölgesel ekosistem üzerinde kalıcı etkiler yaratabileceğini vurguladı.