Mustafa Sarıgül: Uzatmaları oynuyorlar!

Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül bugün bir basın açıklaması düzenledi.

Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül'ün açıklamaları şu şekilde;   YUNANİSTAN’IN ŞIMARIKLIKLARINA DUR DENİLMELİ Ülke güvenliği sadece iktidarın meselesi değildir. İktidar ve muhalefet bir arada olmalıdır. Ülkeyi yönetenler, güvenlik konularında, TBMM’ni arkalarına alarak, hareket ederlerse daha güçlü olurlar. TBMM’nin şu iki konuda; hükümetin arkasında olduğunu dünyaya duyurmasını istiyoruz. Birincisi, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya girmek istemesiyle ilgilidir. İkincisi, Yunanistan’ın şımarıklıklarına dur denilmesidir. Bu amaçla, mecliste bulunan tüm partilere bir çağrıda bulunuyoruz. TBMM başkanlığına ortak bir önerge verin. Bu önergede deyin ki: “İsveç ve Finlandiya’nın, NATO’ya girmesine izin vermemiz için; 1-      Güvenlik kaygılarımızın giderilmesi, 2-      Taleplerimizin yerine getirilmesi, 3-      Ülkemizde bulunan sığınmacıların, NATO üyesi ülkeler arasında, nüfusları oranında paylaşılması şarttır. 4-      Karasularını 12 mile genişletmek isteyen, Ege adalarını silahlandıran, ABD’ye üsler kurduran Yunanistan’ın, bu girişimleri derhal durdurulmalıdır. Hükümete, ülkemizin hak ve menfaatlerini korumak için, ABD üslerinin kapatılması ve NATO’dan çıkılması dahil, tüm yetkilerin verilmesine karar verilmiştir” Biz de buradan hem Yunanistan’ı uyarıyoruz. Hem de bütün dünyaya haykırıyoruz. Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet; Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklal. NE ALIM GÜCÜ KALDI NE SABIR KALDI Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı ve ardı ardına gelen zamlar, halkımızı canından bezdirmeye başladı. Halkın alım gücünün derhal artırılması lazım. Halkımızın ne seçimi ne seçim öncesini ne de seçim sonrasını bekleyecek gücü kalmadı. Ne alım gücü kaldı ne sabrı kaldı. Derhal yapılması gerekenler şunlardır: 1-      Aralık ayı beklenmeden, temmuz ayında, asgari ücret açlık sınırının üstüne çıkarılmalıdır. 2-      Temmuz ayında işçiye, memura, emekliye öyle TÜİK’in açıkladığı kadar değil, en az bağımsız enflasyon araştırma grubu ENAG’ın açıkladığı kadar zam yapılmalıdır. 3-      Belediyeler, otobüsçüler, kamyoncular ve çiftçiler bu akaryakıt fiyatlarıyla kontak dahi çeviremez oldu. Tarımda ve taşımacılıkta kullanılan akaryakıt vergiden muaf tutulmalıdır. UZATMALARI OYNUYORLAR Ülkeyi yönetenlerin enerjileri bitti. İpin ucunu kaçırdılar. Maçta uzatmaları oynuyorlar. Maç uzadıkça da saçmalıyorlar. Evlere şenlik Hazine ve Maliye Bakanı, “ülke büyüyor, insanlar iş buluyor, çarklar dönüyor” diyor. Vatandaş, kimden bahsediyor diye etrafına bakıyor. Hangi ülke acaba diye merak ediyor. Tarım Bakanı çıkıyor, “Venezuela’da buğday üretimi için, anlaşma yaptık” diyor. Sayın Bakan daha önce de Afrika’ya göz dikmişti. Gelen gideni aratır diye boşuna denmemiş, AK PARTİ KADROLARININ GÖZLERİ HEP DIŞARIDA Giden bakan ithalatçıydı, “paramız var dışarıdan alıyoruz” diyordu. 120 milyar dolar parayı, Rusya, Ukrayna, Kanada, ABD çiftçisine yedirdi. Gelen bakan da “dışarıda üretiriz” diyor. Ak Parti kadrolarının gözleri nedense hep dışarıda… Sonra “dolar niye yükseliyor?” diye soruyorlar. Allah akıl, fikir versin.   VENEZUELA’YI BIRAK, ANADOLU’YA BAK 2 milyon çiftçi üretimi bırakmış, 5 milyon hektara yakın tarım arazisini kaybetmişiz. Venezuela’da buğday üreteceğiz. Venezuela’yı bırak, Anadolu’ya bak sayın bakan… Çiftçiyi tarlasına küstürme yeter… Bir de gölge etme… Bir yanda ülke topraklarının yarıdan, fazlasına sahip devlet var. Diğer yanda ekmek alamayan, sebze alamayan, et alamayan, ev alamayan, kiralık ev bulamayan vatandaş var. Ben de buradan soruyorum: TOPRAĞINI VATANDAŞTAN NEDEN KORUYORSUN? Vatandaş, aç ve açıktaysa devlet niye var? Kimin toprağını kimden koruyoruz? Toprağını düşmandan koru, vatandaştan neden koruyorsun? Planlamanı yap, ver vatandaşa, vatandaş eksin, biçsin, ev yapsın, vatandaşını aç ve açıkta bırakan devlet olur mu? Vatandaş doymuyorsa bundan kötüsü var mı? Vatandaş barınamıyorsa bundan ötesi var mı? Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı başta olmak üzere bütün sorunların kaynağı ülkeyi yönetenlerdir. Türkiye Ak Partiden kurtulursa sorunlarından da kurtulur. EKONOMİDE KUVAYI MİLLİYE RUHU Türkiye zengin bir ülkedir. Türkiye kaynakları ve imkânları olan bir ülkedir. Türkiye’mizin, ekonomide Kuvayı Milliye ruhuna ihtiyacı var. İhtiyaçlarımızı, milli kaynaklarımızdan karşılamamız lazım.  Kendi kendine yeten, bir ülke olmaya önem vermemiz lazım. Bunun adı ekonomik milliyetçiliktir. Türkiye Değişim Partisi olarak, ekonomik milliyetçilik anlayışı ve 5T formülümüzle sorunları çözeceğiz. Tarıma, turizme, teknolojiye, tekstil ve ticarete önem vereceğiz. Türkiye’yi kendi kendine yeter hale getireceğiz. Güneş ve rüzgâr enerjisine önem vereceğiz. KİMSE MERCEDES’E BİNMEYECEK Üreteceğiz, hakça paylaşacağız. Türkiye’de 125 bin makam aracı var. Bizi kıskanan Almanya’da 10 bin. Bizim yönettiğimiz devlette, cumhurbaşkanından başka, kimse Mercedes’e binmeyecek. Ülkemizi, dünyanın en güçlü, 10 ülkesinden biri yapacağız. Bu topraklarda, başı dik ve onurlu yaşayacağız. Bizim yaşlılarımız, dünyanın en rahat yaşlıları, Bizim kadınlarımız, dünyanın en huzurlu kadınları, Bizim gençlerimiz, dünyanın en umutlu gençleri, Bizim çocuklarımız, dünyanın en mutlu çocukları olacak. SİYASET BARONLARI BİZİ DURDURAMAZ Edirne’den Hakkâri’ye, zengin ve bereketli bir vatan sofrası kuracağız. Bu sofrada 84 kişinin değil, 84 milyonun karnı doyacak. Ne siyasetin baronları ne menfaat grupları ne de uluslararası şirketler bizi engelleyemez. Kimse bizi durduramaz. Milletin önünde duran, milletin hayrına olmayan ne varsa hepsini çöpe atacağız. Türkiye Değişim Partisi olarak biz, milletimizin mutlu, devletimizin güçlü olması için varız. Ülkemizi içeride huzurlu, dışarıda onurlu bir ülke yapacağız.