casino siteleri slot siteleri
bahis siteleri canlı bahis siteleri

Tüm Emekliler Sendikası Konak'tan seslendi!

DIŞ HABERLER/DÜNYA (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 09.06.2022 - 16:31, Güncelleme: 09.06.2022 - 16:31 kez okundu.
 

Tüm Emekliler Sendikası Konak'tan seslendi!

Tüm Emekliler Sendikası Konak'tan seslendi!
Bugün milyonlarca emekli ne yazık ki enflasyon altında ezilirken yüzde 39'luk zammı konuşuyoruz. Bu rakamlarla geçinmek değil, yaşamak artık imkansızdır. Telafuz edilen bu rakamlar emeklilerle dalga geçmek, aklıyla alay etmek demektir. Hani emekliyi enflasyona ezdirmeyecektiniz? Gerçek enflasyon yüzde 200, hatta yüzde 300'lre dayanmışken, emekliye açlık sınırının üzerinde zam verilmesi gerekmektedir. Artık her seçim öncesinde verilen vaatlere, kandırmacalara karnımız tok. Biz yıllarca bu devlete vergi ödedik, şimdi artık hakkımızı istiyoruz. Emekliler artık bu fahiş zamlarla, astronmik faturalarla başa çıkamıyor. Zaten ay sonunu getiremiyoruz. Daha maaşlarımıza Temmuz zammı gelmeden alev alev yanan fiyat artışlarıyla birlikte yapılacak zamlar da eriyip tükendi. Emekli maaşları buharlaştı. Ama bu çöküşün sorumlusu emekliler değil, yanlış ekonomi politikaları ve bizi yönetenlerin başarısızlığıdır. Biz milyonlarca emekli yurttaş olarak bu krizin faturasını kabul etmiyoruz.    Çarşıda, pazarda, markette, mutfakta yangın var. Emekli maaşları insanca yaşamayı sağlayacak düzeyde değildir. Bugün açlık sınırının 6 bin, yoksulluk sınırının ise 19 bin lira olduğu ülkemizde emekliler resmen aç, resmen yoksuldur. 13 milyon emekli yurttaşımızın hayatını refah içinde yaşaması gerekirken Survivor yarışmasına dönen ülkemizde ölüm kalım mücadelesi vermektedir. Bizler 6-7 yerden maaş almıyoruz. Bizler ücretimizi yap işlet devret ile, garantilerle almıyoruz. Bizler maşımızı kur korumalı hesabıyla ya da dolarla almıyoruz.    Naylon rakamlar yayınlayan TÜİK bile bugün ülkemizde yıllık yüzde 73, bağımsız kuruluşlar ise yüzde 160 enflasyon olduğunu açıklarken, emekliye kalkıp da sadaka gibi zam verip, bunu da müjde diye açıklamaya kalkmasınlar. Geçen sene 8 lira olan dolar dayanmış 18 liraya, 7 lira olan mazot gelmiş 28 liraya. En ucuz ev kirası dayanmış 3 bin liraya. Hepsini geçtik siz çarşıya pazara da mı çıkmıyorsunuz? Sarayda oturanlar bilmez. Ama biz hatırlatalım. Artık marulu, yeşilliği, patatesi, soğanı, domatesi taneyle, karpuzu ise dilimle alıyoruz. Şeftali, portakal, muz sadece emekliye değil, tüm vatandaşlara lüks oldu. Bilmeyenlere hatırlatalım; bugün bir kilo domates 15 lira, soğanın kilosu olmuş 6-7 lira, patates 10 lira, marulun tanesi 7 lira. Elma desen 15 lira, limon neredeyse 20 lira. Sonra şahlanıyoruz, uçuyoruz. Nereye uçuyoruz? Uçan biz değiliz, etiketler...   Türkiye bu hallere düşecek ülke miydi? Bugün Türkiye'de neredeyse Trakya'nın tamamı kadar alanda üretici tarlasını terk etti. Tarım bitti, çiftçi tükendi, dar gelirli, emekli, işçi, öğrenci, öğretmen, esnaf sıfırı tüketti. Herkes bankalara borçlu, herkes icralık, herkesin kredi kartında limit doldu. Ay sonu gelmeden limitler doluyor. Artık borcu borçla da kapatamıyoruz. Bu böyle gitmez. Bugün sadaka diye verdikleri ikramiyelerine zam gelecek diye milyonlarca emekli saatlerce televizyon başında nöbet tutuyor, çaresizce müjde bekliyor. Sonuç, sıfır....   Emeklilere ilk kez ikramiye verildiği 2018 yılında kurban fiyatları 1000 liraydı. Yani ikramiyeyle bir kurban alabiliyorduk. Şimdi küçükbaş kurbanlık fiyatı 2500 lira oldu. Dana kıymanın 2018'deki kilogram fiyatı 31 lira iken bugün ise bu rakam 110 liraya çıkmış. Hesap kitap ortada.    Hani bizim "Gözleri Işıl ışıl bakan- bakanımız" diyor ya "Dar gelirliler hariç" diye. Gerçekten de öyle. Hayat patronlara güzel. Sermayenin işi gücü tıkırında. Üretmeyip faize yatıran, kur korumalı mevduat hesaplarlarıyla, üç beş maaşla, yurt dışındaki kara parasıyla, garanti ödemelerle bizim sırtımızdan geçinenlerin keyfi gıcır. Peki ya emekliler, emekçiler?   Bugün İzmir'e o dev gemilerle gelen İtalyan, Alman, Yunan, İngiliz, Amerikan, Fransız turistler, emekliler gönüllerince tatil yapıyor. İstedikleri gibi geziyor, gönüllerince para harcıyor. Hani bizi kıskanıyor dediğiniz o turistler var ya, İzmir'in keyfini doya doya çıkarıyor. Bizim asgari ücretli çocuklarımız, torunlarımız onlara hizmet ediyor. Peki siz, bugün bu eylem gelirken kaç para harcıyorsunuz? İçinizden kaç kişi Kemeraltı'na gelip gönlünce gezebiliyor? Alışveriş yapabiliyor? Çocuklarına hediye alabiliyor? Hepsini geçtim, kaç kişi bir kafeteryaya gidip bir bardak kahve içti? Halen kahvehaneye gidip eskisi gibi bir çay içebiliyor musunuz? Gidip onların ülkesinde gezmeyi zaten bir unuttuk ama İzmir'de bir plaja gidip denize girebiliyor, tatil yapabiliyor musunuz? Bayram tatilinde kaç kişi otobüs bileti alıp memleketine gidebilecek? Arabası olanlara soruyorum, en son ne zaman benzin alabildiniz? Aranızda kredi kartı kullanmadan nakit alışveriş yapabilen, tüketici kredisi ve bankaya kart borcu olmayan kaç kişi var? Hani hep soruyorlar, çıkar telefonunu diyorlar ya, biz de soralım, en son ne zaman kontör yüklediniz, ya da yükleyebildiniz mi? Bu nasıl kalkınma, bu nasıl şahlanış öyküsü? Aranızda bu kış ödediği, ödemek zorunda olduğu elektrik ve doğalgaz faturasından ötürü mağdur olmayan var mı?     Biz lütuf değil, müjde değil, insanca geçinebileceğimiz, insan onuruna yaraşır ücretler istiyoruz. Emeklilere sendikal özgürlük, toplu sözleşme hakkı istiyoruz. Madem Almanya bizi kıskanıyor, biz de maaşlarımıza ilave refah payı istiyoruz. Bugün en düşük emekli maaşı asgari ücrete eşitlenmeli, bayram ikramiyeleri asgari ücret oranında ödenmelidir. Yaşadığımız hayat koşullarında bugün yüzde 100 zam yapılsa bile bugün 13 milyon emeklinin huzur içerisinde bir yaşama kavuşamayacağı aşikardır. Bugün bizi unutanlara, görmezden gelenlere yarın bu emekli de sandıkta hesabını soracaktır.   Kendilerine gelince bolluk bereket, emekliye gelince şükret, sabret. Bu böyle gitmez. Gün gelecek bu devran dönecek. Emekli sandıkta hesap soracak. Artık bizimle dalga geçilmesini, sadaka gibi zamları, emekliye müjde palavralarını, yandaş basında sahte manevraları kabul etmiyoruz. Biz çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakacağız. Biz hancıyız, siz yolcu. Tüm Emekliler Sendikası ve dostlarımız, EYT'li kardeşlerimiz ile mücadelemizi büyütüp, sendikal, örgütlü mücadelemizi zaferle sonuçlandıracağız. Bugün "Bu memleket bizim" diyen 13 milyon yurttaşımızı TÜM EMEKLİ SEN çatısı altında örgütlenip bu mücadeleye destek olmaya çağırıyoruz. Yaşasın toplu sözleşmeli sendikal mücadelemiz. Yaşlasın emeklilerin birliği. Yaşasın 2021 Tüm Emekliler Sendikası.
Tüm Emekliler Sendikası Konak'tan seslendi!
Bugün milyonlarca emekli ne yazık ki enflasyon altında ezilirken yüzde 39'luk zammı konuşuyoruz. Bu rakamlarla geçinmek değil, yaşamak artık imkansızdır. Telafuz edilen bu rakamlar emeklilerle dalga geçmek, aklıyla alay etmek demektir. Hani emekliyi enflasyona ezdirmeyecektiniz? Gerçek enflasyon yüzde 200, hatta yüzde 300'lre dayanmışken, emekliye açlık sınırının üzerinde zam verilmesi gerekmektedir. Artık her seçim öncesinde verilen vaatlere, kandırmacalara karnımız tok. Biz yıllarca bu devlete vergi ödedik, şimdi artık hakkımızı istiyoruz. Emekliler artık bu fahiş zamlarla, astronmik faturalarla başa çıkamıyor. Zaten ay sonunu getiremiyoruz. Daha maaşlarımıza Temmuz zammı gelmeden alev alev yanan fiyat artışlarıyla birlikte yapılacak zamlar da eriyip tükendi. Emekli maaşları buharlaştı. Ama bu çöküşün sorumlusu emekliler değil, yanlış ekonomi politikaları ve bizi yönetenlerin başarısızlığıdır. Biz milyonlarca emekli yurttaş olarak bu krizin faturasını kabul etmiyoruz. 
 
Çarşıda, pazarda, markette, mutfakta yangın var. Emekli maaşları insanca yaşamayı sağlayacak düzeyde değildir. Bugün açlık sınırının 6 bin, yoksulluk sınırının ise 19 bin lira olduğu ülkemizde emekliler resmen aç, resmen yoksuldur. 13 milyon emekli yurttaşımızın hayatını refah içinde yaşaması gerekirken Survivor yarışmasına dönen ülkemizde ölüm kalım mücadelesi vermektedir. Bizler 6-7 yerden maaş almıyoruz. Bizler ücretimizi yap işlet devret ile, garantilerle almıyoruz. Bizler maşımızı kur korumalı hesabıyla ya da dolarla almıyoruz. 
 
Naylon rakamlar yayınlayan TÜİK bile bugün ülkemizde yıllık yüzde 73, bağımsız kuruluşlar ise yüzde 160 enflasyon olduğunu açıklarken, emekliye kalkıp da sadaka gibi zam verip, bunu da müjde diye açıklamaya kalkmasınlar. Geçen sene 8 lira olan dolar dayanmış 18 liraya, 7 lira olan mazot gelmiş 28 liraya. En ucuz ev kirası dayanmış 3 bin liraya. Hepsini geçtik siz çarşıya pazara da mı çıkmıyorsunuz? Sarayda oturanlar bilmez. Ama biz hatırlatalım. Artık marulu, yeşilliği, patatesi, soğanı, domatesi taneyle, karpuzu ise dilimle alıyoruz. Şeftali, portakal, muz sadece emekliye değil, tüm vatandaşlara lüks oldu. Bilmeyenlere hatırlatalım; bugün bir kilo domates 15 lira, soğanın kilosu olmuş 6-7 lira, patates 10 lira, marulun tanesi 7 lira. Elma desen 15 lira, limon neredeyse 20 lira. Sonra şahlanıyoruz, uçuyoruz. Nereye uçuyoruz? Uçan biz değiliz, etiketler...
 
Türkiye bu hallere düşecek ülke miydi? Bugün Türkiye'de neredeyse Trakya'nın tamamı kadar alanda üretici tarlasını terk etti. Tarım bitti, çiftçi tükendi, dar gelirli, emekli, işçi, öğrenci, öğretmen, esnaf sıfırı tüketti. Herkes bankalara borçlu, herkes icralık, herkesin kredi kartında limit doldu. Ay sonu gelmeden limitler doluyor. Artık borcu borçla da kapatamıyoruz. Bu böyle gitmez. Bugün sadaka diye verdikleri ikramiyelerine zam gelecek diye milyonlarca emekli saatlerce televizyon başında nöbet tutuyor, çaresizce müjde bekliyor. Sonuç, sıfır....
 
Emeklilere ilk kez ikramiye verildiği 2018 yılında kurban fiyatları 1000 liraydı. Yani ikramiyeyle bir kurban alabiliyorduk. Şimdi küçükbaş kurbanlık fiyatı 2500 lira oldu. Dana kıymanın 2018'deki kilogram fiyatı 31 lira iken bugün ise bu rakam 110 liraya çıkmış. Hesap kitap ortada. 
 
Hani bizim "Gözleri Işıl ışıl bakan- bakanımız" diyor ya "Dar gelirliler hariç" diye. Gerçekten de öyle. Hayat patronlara güzel. Sermayenin işi gücü tıkırında. Üretmeyip faize yatıran, kur korumalı mevduat hesaplarlarıyla, üç beş maaşla, yurt dışındaki kara parasıyla, garanti ödemelerle bizim sırtımızdan geçinenlerin keyfi gıcır. Peki ya emekliler, emekçiler?
 
Bugün İzmir'e o dev gemilerle gelen İtalyan, Alman, Yunan, İngiliz, Amerikan, Fransız turistler, emekliler gönüllerince tatil yapıyor. İstedikleri gibi geziyor, gönüllerince para harcıyor. Hani bizi kıskanıyor dediğiniz o turistler var ya, İzmir'in keyfini doya doya çıkarıyor. Bizim asgari ücretli çocuklarımız, torunlarımız onlara hizmet ediyor. Peki siz, bugün bu eylem gelirken kaç para harcıyorsunuz? İçinizden kaç kişi Kemeraltı'na gelip gönlünce gezebiliyor? Alışveriş yapabiliyor? Çocuklarına hediye alabiliyor? Hepsini geçtim, kaç kişi bir kafeteryaya gidip bir bardak kahve içti? Halen kahvehaneye gidip eskisi gibi bir çay içebiliyor musunuz? Gidip onların ülkesinde gezmeyi zaten bir unuttuk ama İzmir'de bir plaja gidip denize girebiliyor, tatil yapabiliyor musunuz? Bayram tatilinde kaç kişi otobüs bileti alıp memleketine gidebilecek? Arabası olanlara soruyorum, en son ne zaman benzin alabildiniz? Aranızda kredi kartı kullanmadan nakit alışveriş yapabilen, tüketici kredisi ve bankaya kart borcu olmayan kaç kişi var? Hani hep soruyorlar, çıkar telefonunu diyorlar ya, biz de soralım, en son ne zaman kontör yüklediniz, ya da yükleyebildiniz mi? Bu nasıl kalkınma, bu nasıl şahlanış öyküsü? Aranızda bu kış ödediği, ödemek zorunda olduğu elektrik ve doğalgaz faturasından ötürü mağdur olmayan var mı?  
 
Biz lütuf değil, müjde değil, insanca geçinebileceğimiz, insan onuruna yaraşır ücretler istiyoruz. Emeklilere sendikal özgürlük, toplu sözleşme hakkı istiyoruz. Madem Almanya bizi kıskanıyor, biz de maaşlarımıza ilave refah payı istiyoruz. Bugün en düşük emekli maaşı asgari ücrete eşitlenmeli, bayram ikramiyeleri asgari ücret oranında ödenmelidir. Yaşadığımız hayat koşullarında bugün yüzde 100 zam yapılsa bile bugün 13 milyon emeklinin huzur içerisinde bir yaşama kavuşamayacağı aşikardır. Bugün bizi unutanlara, görmezden gelenlere yarın bu emekli de sandıkta hesabını soracaktır.
 
Kendilerine gelince bolluk bereket, emekliye gelince şükret, sabret. Bu böyle gitmez. Gün gelecek bu devran dönecek. Emekli sandıkta hesap soracak. Artık bizimle dalga geçilmesini, sadaka gibi zamları, emekliye müjde palavralarını, yandaş basında sahte manevraları kabul etmiyoruz. Biz çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakacağız. Biz hancıyız, siz yolcu. Tüm Emekliler Sendikası ve dostlarımız, EYT'li kardeşlerimiz ile mücadelemizi büyütüp, sendikal, örgütlü mücadelemizi zaferle sonuçlandıracağız. Bugün "Bu memleket bizim" diyen 13 milyon yurttaşımızı TÜM EMEKLİ SEN çatısı altında örgütlenip bu mücadeleye destek olmaya çağırıyoruz. Yaşasın toplu sözleşmeli sendikal mücadelemiz. Yaşlasın emeklilerin birliği. Yaşasın 2021 Tüm Emekliler Sendikası.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberege.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.