Hindistan ve Pakistan arasındaki artan gerilim, Türkiye'nin dış politikasını ve ekonomisini doğrudan etkiliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gerilimin tırmandırılmasının kimseye fayda sağlamayacağını belirterek, Türkiye'nin barışçıl çözüm için arabuluculuk yapmaya hazır olduğunu ifade etti. Bu gelişmeler, Türkiye'nin ekonomik piyasalarını da etkiliyor.
Ekonomik Piyasalar Üzerindeki Etkiler
Hindistan-Pakistan geriliminin artmasıyla birlikte, küresel yatırımcılar riskli varlıklardan kaçınarak güvenli limanlara yöneldi. Bu durum, Türkiye'de de etkisini gösterdi:
Dolar/TL kuru: 7 Mayıs itibarıyla 38,64 seviyesine yükseldi.
Gram altın: Yaklaşık 4.209 TL'den işlem gördü.
Borsa İstanbul: Dalgalanma arttı, yatırımcılar temkinli pozisyon aldı.
Bu gelişmeler, Türkiye'deki enflasyon beklentilerini yeniden yukarı yönlü baskılamaya başladı. Özellikle ithalata dayalı enerji ve emtia piyasalarındaki fiyat artışları, iç talep ve gıda fiyatları üzerinde risk oluşturuyor.
Tedarik Zinciri ve Ticaret Üzerindeki Etkiler
Türkiye'nin Hindistan ile dış ticaret hacmi 2023 yılında yaklaşık 9,57 milyar dolar iken, Pakistan ile bu rakam sadece 1 milyar dolar civarındadır. Hindistan'ın dünya tedarik zincirindeki kritik rolü dikkate alındığında, bu ülkenin üretim ve ihracat kapasitesinde yaşanabilecek bir aksama, Türkiye'de başta ilaç, tekstil, kimya ve tarım olmak üzere birçok sektörü etkileyebilir.
Gıda Güvenliği ve Tarım Üzerindeki Riskler
Uzmanlar, Hindistan-Pakistan arasındaki çatışmanın nükleer boyut kazanması durumunda "nükleer kış" senaryosunun ortaya çıkabileceğine dikkat çekiyor. Atmosfere karışacak küllerin küresel sıcaklıkları düşürmesi ve yağışları azaltması durumunda:
Türkiye'de tarımsal üretimde düşüş: Ürün verimliliği azalabilir.
Gıda arzı sıkıntısı: Üretim azalması nedeniyle gıda temini zorlaşabilir.
Fiyatlarda ciddi artışlar: Gıda fiyatları yükselebilir.
Bu durum, Türkiye'nin gıda güvenliği stratejilerinin yeniden gözden geçirilmesini ve ithalata dayalı tarım politikalarında değişiklik yapılmasını gerektirebilir.
