Bugün karşımızda, gerçeklikle bağı kopmuş, ahlaki sınırları sıfırlanmış, siyaset mühendisliğini algı üzerinden yürütmeyi marifet sayan bir muhalefet ve medya yapısı vardır.
Sosyal medya, bu kesim için artık bir fikir tartışma alanı değil; yalan üretim ve yayma sahasına dönüşmüştür.
İroni yapmak gerekirse muhalefet ve bir kısım medya,yalana dayalı siyaset tarzını kurumsallaştırmış durumda(!)
Tek başarıları bu!!!
Bir yalan çökünce hemen bir diğerine sarılarak, çürütülmüş bir iddianın yerine hemen başka bir iftirayı koyarak,seçim kazanacağını zanneden bu zihniyet toplumsal barışı ve huzuru kurban etmekte, milletin aklıyla da alay etmektir.
Son bir haftada maden yasası,Lgs sınav sonuçları,şehitlerimiz üzerinden ardı ardına yalanlarla kurgulanmış bu her türlü ahlaki değerlerden yoksun siyasetin son halkası ise “Alevi ve Kürt Cumhurbaşkanı Yardımcısı” sözü üzerinden olmuştur.
Türkiye’nin birlik ve kardeşlik misyonunu perçinleyici bir sembolizm olarak değerlendirilmesi gereken bu söz üzerinden her şeyi bir tarafa bırakıyorum Devlet Bahçeli’nin milliyetçiliğini sorgulama hadsizlik ve densizliğine tahammül edilemez.
“Biliniz ki, aynı ümmetin mensuplarıyız, aynı ceddin torunlarıyız, aynı milletin fertleriyiz, aynı tarihin mirasçılarıyız, aynı mübarek geleceğin yolcularıyız, aynı ülkülerin takipçileriyiz.
Bin yıldır bu coğrafyada kaynaşarak, karışarak ve kucaklaşarak büyüdük.
Bin yıldır bu topraklarda kök salarak çoğaldık.
Kalıcı bir barış ve huzurun varisleri olarak boy verdik, çınarlaştık.
Âlemlere rahmet olarak inmiş Efendimiz Hz. Muhammed’in tebliğine birlikte bağlandık.
Aynı anda secdeye vardık.
Oğuz atanın izinden giderek kardeşliğimizi perçinledik.
Beraber yedik, beraber içtik, beraber iş yaptık, beraber eğlendik.
Kız aldık, kız verdik, yuva kurduk; komşu olduk, aynı kültür çeşmesinden birlikte içtik.
Yapay ayrımlara, içimizi karıştırmaya çalışan fitne ve fesat çevrelere, bölmenin, parçalamanın ve yutmanın nöbetini tutan zihniyetlere sırtımızı döndük, yüzümü çevirdik
Tarihin hiçbir devrinde, benlik davası gütmedik, soy-sop çetelesi tutmadık.
Tarihin hiçbir devrinde ırkçılık yapmadık, kardeşliği unutarak, içimizden ötekiler, zenciler ve yabancılar türetmedik.
Tarihin hiçbir devrinde kafatası ölçümü gibi sapkınlıklara, köken sayımı ve ayrımı gibi anormalliklere gitmedik.
Biz etnik öbeklere, etnik bölmelere, etnik kümelere, etnik uçlara ayrılmayacak kadar bütünleştik, kenetlendik, içiçe geçtik.”
Hayatını bu sözlerle devletin birlik beraberliğine vakfetmiş Milletin birliğini hedef alan her türlü oyuna karşı uyanık olmuş, bölücülüğe karşı dimdik durmuş, her zaman “önce devlet, ebed müddet” demiş Devlet Bahçeli bugünde fikir teröristlerinden birini sabaha kadar uyutmamış.
Terörsüz Türkiye için atılan her adımda bu fikir teröristlerini daha çok uyku tutmayacaktır.
Ancak önemle altını çizmek isterim ki;
Devlet, sınır ötesindeki silahlı teröristler kadar, sınır içindeki bu dijital manipülatörleri de milli güvenlik sorunu olarak görmelidir.
Zira vatanı sadece toprak olarak savunmak yetmez; zihinleri ve vicdanları da korumak gerekir.