Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uluslararası Aile Forumu'nda "Kürtaj bir cinayettir" diyerek doğum hızındaki düşüşü ekonomiye bağlamanın yanlış olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Uluslararası Aile Forumu'nda yaptığı konuşmada, doğum hızındaki düşüşü değerlendirdi. Erdoğan, 2026-2035 döneminin "Aile ve Nüfus 10 Yılı" olarak ilan edildiğini açıkladı. "Kürtaj bir cinayettir" ifadelerini kullanan Erdoğan, düşen doğum oranlarının ekonomik nedenlerle açıklanamayacağını savundu.
Erdoğan'dan "Aile ve Nüfus Yılı" açıklaması
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Hilton Bomonti Hotel'de düzenlenen Uluslararası Aile Forumu'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin demografik yapısına yönelik dikkat çekici uyarılarda bulundu.
Aile yapısının korunmasının milli bir mesele olduğunu belirten Erdoğan, 2026-2035 yıllarını kapsayacak şekilde "Aile ve Nüfus 10 Yılı" ilan ettiklerini duyurdu.
"Kürtaj masumlaştırılamaz"
"Kürtaj bir cinayettir"
Erdoğan, konuşmasında kürtaj meselesine de değindi. "Bir cinayet olan kürtaj zamanla masumlaştırılmıştır" diyen Erdoğan, doğum hızındaki düşüşün nedeninin kültürel dönüşüm olduğunu savundu.
"Bugün doğum oranımız 1.51'e geriledi. Nüfusun kendini yenileme eşiği olan 2.1 seviyesinin altındayız."
"Ekonomi değil, kültür emperyalizmi sorumlu"
Aile hack'leniyor uyarısı
Erdoğan, ekonomik şartların doğum oranlarını etkilediği yönündeki görüşlere itiraz etti:
"Ülkemizde doğum hızının düşmesinin sebebi asla ekonomi değildir."
"Kültür emperyalizmi aileyi hack'lemeye çalışmaktadır" ifadelerini kullanan Erdoğan, bireylerin aileden koparıldığında özgünlüğünü yitirdiğini savundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarının tamamı şöyle;
"DOĞUM HIZININ DÜŞMESİNİN NEDENİ EKONOMİ DEĞİL"
Erdoğan, doğum hızının düşüşüyle ilgili tartışmalara değinerek, "Ülkemizde doğum hızının düşmesinin sebebi asla ekonomide yaşanan dönemsel sorunlar değildir" iddiasında bulundu.
KÜRTAJA "CİNAYET" DEDİ
2026-2035 döneminin Aile ve Nüfus 10 Yılı ilan edildiğini açıklayan Erdoğan, ayrıca kürtajı da hedef aldı ve şöyle konuştu:
"Ülkemiz içinde muhalefet partileri ve kimi kadın örgütleri tarafından himaye ediliyor olsa da milli bünyemizi tehdit eden cinsiyetsizleştirme projelerimizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Anomalinin normalleştirilmesine göz yummayacağız. Bir cinayet olan kürtaj yine aynı çevreler tarafından masumlaştırıldı."
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
* Aile insanlık tarihinin en önemli müesseselerinden biridir, toplumun da temel yapı taşıdır. Yerine başka hiçbir kurum, ilişki veya bağ konulamayacak derecede mühimdir, kutsaldır. İlk insan Hz. Adem babamız ve Hz. Havva validemizden beri aile müessesesi vardır, olagelmiştir. Kadın ve erkekten oluşan aile, insan neslinin devamı için de vazgeçilmez bir role sahiptir. Aile toplumu bir arada huzur, kardeşlik içinde tutan bir çimentodur. Aile, huzur bulduğumuz, güven bulduğumuz ve kendimizi bulduğumuz en korunaklı limanımızdır. Aile, istikbalimizin temini olan çocukların da doğduğu, büyüdüğü bir yuvadır. Aile kadını koruyan, çocuğu büyüten, insanı yaşatan bir yapıdır.
* Ailenin çöktüğü, çözüldüğü her toplum kökünden çürümeye, çökmeye mahkumdur. Aileye yönelik her türlü saldırıya karşı koymak hepimizin asli vazifesidir. Aileyi savunmak, insanı savunmaktır. Aileyi korumak, toplumu yaşatmaktır. Aileyi büyütmek, geleceği inşa etmektir.
"KÜLTÜR EMPERYALİZMİ AİLEYİ HACK'LEMEYE ÇALIŞIYOR"
* Dünyada teknolojinin körüklediği büyük bir dönüşüm yaşanıyor. Küreselleşme ve modernleşme aile kurumunu da dönüştürüyor. Hayatımızın dijitalleşmesiyle birçok geleneksel kurum da anlam kaybına uğruyor. Toplum merkezli anlayışın temelini ben merkezli zihniyet alıyor. Bireysel özgürlükler ve çağdaşlaşma adına bizleri ayakta tutan manevi değerlerin örselendiğini görüyoruz. Kişisel konforu önceleyen yaşam biçimi toplumun kılcallarına doğru hızla sirayet ediyor. Küresel emperyalizmin aileyi hedef tahtasına koyduğunu müşahede ediyoruz. Kültür emperyalizmi aileyi hack'lemeye çalışmaktadır. Ailesinden koparılmış bireyin özgür olmasına imkan yoktur. İnsanlar popüler kültürün tüketim nesnesi haline gelmektedir. Özgürlük ambalajıyla sunulan aslında kölelik düzenidir.
"LGBT BİR FAŞİZME DÖNÜŞMÜŞTÜR"
* İnsan fıtratı organize kuşatma altında. Özünde insanın yaratılışına karşı inkar hareketi olan bu kuşatma kadını da çocuğu da insan onurunu da tehdit ediyor. LGBT denilen sapkınlığın bunun önünü açan ülkelerde ne derece vahim boyutlara yol açtığını takip ediyoruz. Bu sapkınlık bugün farklı hiçbir sese, görüşe tahammülü olmayan bir zorbalığa, bir faşizme dönüşmüştür. LGBT belasını eleştirdiği için sanatçılar, iş adamları, siyasetçiler linç edilmekte, yaşayan birer ölüye çevrilmektedir. Cinsiyetsizleştirme ile insan fıtratını inkar edenler, çocuklarımızın bedenlerine tıbbi müdahalelerde bulunuyorlar. Bu istismarı kesinlikle seyredemeyiz. 4-5 yaşındaki yavrularımıza uzanan rezil ellerin çarpık ilişkileri meşrulaştırmaya çalışması tesadüfi değildir. Bunlar insanlık düşmanıdır, kadın düşmanıdır, çocuk düşmanıdır.
HEDEFİNDE "KÜRTAJ" VAR
* Aileye savaş açan hiçbir ideolojiye eyvallah demeyeceğimizi burada özellikle ifade ediyorum. Ülkemiz içinde muhalefet partileri ve kimi kadın örgütleri tarafından himaye ediliyor olsa da milli bünyemizi tehdit eden cinsiyetsizleştirme projelerimizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Anomalinin normalleştirilmesine göz yummayacağız. Bir cinayet olan kürtaj yine aynı çevreler tarafından masumlaştırıldı.
"DOĞUM HIZININ DÜŞME SEBEBİ EKONOMİ DEĞİL"
* Neticede demografik dengemiz alt üst oldu. Türkiye'nin doğurganlık hızı tarihimizde ilk kez 1.48'e geriledi. Bu bir felaket. Bu rakam kritik eşik olan 2.1'in çok altında bir seviyedir. Hiç kimse buna kayıtsız kalamaz. Biz bunu söyleyince birileri ekonomi diyor. Muhalefet bu meseleyi sık sık istismar ediyor. Ülkemizde doğum hızının düşmesinin sebebi asla ekonomide yaşanan dönemsel sorunlar değildir. Tam aksine kişi başına düşen gelirin şu anki seviyenin 5'te 1'i olduğu dönemlerde doğurganlık hızı iki kat fazlaydı. Yıllar içinde refah seviyesi yükseldikçe birçok sebepten ötürü doğurganlık hızımız düşmeye başladı. Popüler kültürün nefsi hevesleri yücelten telkinleri sıkıntıların nedenlerindendir. Bu tablo açık bir ikazdır. Bu anlayışla son dönemde nüfusumuzu artıracak, en az 3 çocuk çağrımıza uygun şekilde evlat sahibi olmayı özendirecek çok önemli politikaları devreye alıyoruz.
-
Türkiye’de doğum hızı 2023 itibarıyla 1.51’e geriledi.
-
Nüfusun yenilenme oranı 2.1 olarak kabul ediliyor.
-
TÜİK verilerine göre 2001’de bu oran 2.38 düzeyindeydi.
-
Erdoğan daha önce de kürtaj karşıtı açıklamalarıyla gündeme gelmişti.
📈 TÜİK verilerine buradan ulaşabilirsiniz.